'one minute

170 28 19
                                    


III. Kişi Anlatımından:

Öldürdüğü 5. Kişiyle işini bitiren büyük olan kan bulaşmış üstünü değiştirerek masa başında oturuyordu.

Gerekli baskın planlarını kontrol ederken çaldığı iş telefonu kaşları çatarak açmıştı.

"Ne var?"

"E-efendim çok k-köt çok k-kötü şeyler oldu eve g-gelmeniz gerekiyor"
'telaşlı bir ses tonu'

"Ne olduğunu söyle! Kekeleyip durma"

"J-jimin bey"

Küçüğünün ismini duyunca afalladı ne olmuş olabilirdi? Evden mi kaçmıştı yoksa!?

"Ne olmuş ona, evden mi kaçtı!?"

Sinirlenmişti.

"Hayır, efendim dinleyin artık vaktimiz yok!"

"Ne olduğunu anlamadık, kendisi kendi kendine konuşup ağlıyordu. Sonra bize bakmadan yukarıya odanıza koştu. Bizde orada uyur diye bıraktık ardından yemek yemedigini fark ettik bakmak için yukarı çıktık ve elinde jilet vardı, kendisini kesmişti. Şuan yerde baygın yatıyor Doktor Kim'i aradık ama size haber vermeliydik. Bu yüzden aradım"

Her bir kelimede yutkunamıyordu. Küçüğü intihar etmiş ve durumunu bilmiyordu.

Yine de sinirliydi. Onu beceriksiz çalışanlarına emanet etmemeliydi.

"Ne işe yararsiniz siz! Onu size, özellikle sana emanet etmiştim. İlaçlarını neden vermediniz!? Geliyorum eğer ona bir şey olsun senin canına okuyacağım gerçi olmasa da okuyacağım!"

Çalışanının suratına kapattığı telefon ile hemen koşarak arabaya binmiş eve gitmişti.

Şanssızlığı üstünde olup sıkışık trafikte vardığı büyük evin kapısında duran doktorun arabası ile daha çok endişelenmiş ve hareketlerini hızlandırmıştı.

Yoongi neden böyle hissettiğini bilmiyordu. Korkuyordu.

İlk defa birine bu kadar değer veriyordu.

Evet, duygusuz, ruh hastası denilen katil yoongi'nin de bir kalbi vardı.

Ve şimdi sevdiği çocuk için acele ediyordu.

Zaten kapısı açık olan ev ile direk üst kata çıkmış oluşan çalışan topluluğuna bakmıştı.

"BOŞALT BURAYI!"

kükremişti adeta. Yerde ölüm eşiğinde olan çocuk bile bu sese korkup uyanırdı.

Ses üzerine tüm çalışanlar orayı terk etmiş aşağı inip dedikoduya başlamışlardı bile.

"Durumu ne hyung?"

"O kadar çalışanınız var Bay Min nasıl bu kadar geç kalmış olabilirler?"

"Bu ne demek hyung!?"

"Şu demek, şöyle ki 1 dakika.. 1 dakika daha geç haber verilseydi şuan tuttuğunuz el yatağınızda değil morgta olurdu."

Zaman durmuştu büyük olan için. Hala sıcak olan minik eli tuttuğu için şanslı hissediyordu.

İlk kez korkuyu iliklerine kadar hissetmişti.

"Yani şimdi hayatı tehlikesi bile yok değil mi?"

"Merak etme o gerçekten güçlü ve iyi. Yalnız bileğinde ki ve kalbimin üstünde ki kesiklerin iyileşmesi fazla zaman alacak. Ona dikkat etmelisiniz"

Kafasını onaylayarak sallayan büyük olan. içinden onu yaşatmaya söz vermişti. Suyunu sürekli verecek çiçeğinin solmasına izin vermeyecekti.

nota sanguinosa || yoonmin Where stories live. Discover now