'sinir

240 26 31
                                    

Yazardan:

Yoongi yardımcısının getirdiği dosyaları incelemeye devam ederken bir yandan koltuğa yatırdığı küçüğünü izliyordu.

Jimin'in geçmişini kurcalıyordu ve okuduğu her anda o babası olacak adamı gebertmek istiyordu.

Dönüp gözlerini onca zorluk çeken jimine çevirmişti.

Babası onu silahla vurmuş, annesi evlerinde yine babası yüzünden çıkan yangında can vermesine şahit olmuş, aynı zamanda babasının da o yangında kalıp yangın söndürüldükten sonra eve acil durum ekibinden önce girerek kül olmaya yüz tutmuş bedenleri canlı canlı görmüş ve bunlar yetmezmiş gibi travmaları onu hasta etmiş bedeninden büyük etkili ilaçlar kullanmak zorunda kalmıştı.

Jimin güçlü bir çocuktu.

Yaşına göre oldukça olgun ve bir o kadarda çocuktu.

Büyük olan yardımcıları çağırıp yemek hazırlamalarıni söylemiş özellikle jiminin sevdiği yemekleri yapmalarını emretmişti.

Jimin:

Gözlerimi yavaşça açtığımda nerede olduğumu kestirememiş ve beyaz tavandan sarkan avizeye bakarak salonda olduğumu anlamıştım.

Kafamı olduğum yerden kaldırırken karşımda ki yüzü görünce korkuyla irkilmiş geriye sinmiştim.

"Günaydın küçük"

Bir şeyler mırıldanarak karşılık vermişti o da gülümseyerek bana bakıyordu.

Yüzüme o kadar odaklı bakıyordu ki bir an yüzümde bir şey olduğunu sanmış ve yavaşça yüzümü yoklamıştım.

"Ne oldu? Yüzümde bir şey mi var?"

"Hayır"

Hala gülüyordu ama!

"Neden bana öyle bakıyorsun öyleyse?"

"Güzelliğine bakıyorum, uykulu çok tatlısın"

Bu adam benimle dalga mı geçiyordu?
Zaten beni öldürmeyecek mi? Neden böyle iltifatlar ediyordu?

Yoksa öldürmeden önce iyi hissetmemi falan mı istiyordu?

Olabilir?

Dediğine göz devirip ezbere bildiğim banyoya gittim.

Yüzümü yıkayıp açılmıştım. İyi gelmişti.
Aynada kendimi sorguluyordum. Yüzüm iğrenç haldeydi neden tatlı olduğumu söylemişti?

Fazla oyalanmadan geri aşağı inmiştim.

Tedirgin hareketler ile aşağı iniyordum.

Ondan hala biraz hatta baya çekiniyor ve oldukça yavaş hareket ediyordum.

Salona döndüğümde biri ile konuştuğunu gördüm ve yanimda ki duvarda bulunan sütun alçının arkasına saklanmış onları dinliyordum.

"Onu ne zaman öldüreceksin?"

"Çok yakında"

Duyduklarım ile afallamış ve dinlemeye devam etmiştim.

"Sence de erken değil mi? Daha yeni yakaladın. Önce biraz canına oku." 'kahkaha sesleri'

"Merak etme o iş bende karşıma çıkmakla hata yaptı"

Daha sonra eline bir poşet vermiş orayı terk etmişti.

Beni gerçekten öldürecekti. Üstüne benim hakkımda konuşmuştu o.

Arabada düşündüklerim tek tek gerçek olacaktı.

nota sanguinosa || yoonmin Where stories live. Discover now