"Kaybetmekten Korkma"

15.1K 662 55
                                    

18.12.2022

Öncelikle selamünaleyküm arkadaşlar! Bir şeyi açıklığa kavuşturmaya geldim. Bir okuyucum(iyi ki varsınız, sizi çok seviyomm bebekler) kitabımı
"Berdel" adlı okuma listesine eklemiş. Şu saate kadar kitabımda hiç berdelden bahsetmedim. Wattpad de genellikle "Mardin ve aşiret" teması olunca akla ilk gelen berdel oluyor ama kitabımın berdelle yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Eğer olur da bahsedersem kesinlikle geçmişte olan bir şeydir, as karakterlerimin hiçbirinde berdel söz konusu değildir!

Buraya kadar gelip okuduysan helal lan sana!😌

İyi Okumalar ✨

Deniz evden çıktıktan sonra bu hayatta kaybetmekten korktuğu, sevdiğinin yanına gitti.

Betül.

Gitmeden önce sevgilisine kırmızı ve beyaz renkli güllerden bir buket yaptırmayı unutmamıştı.

Bugün kafeye değil de bir parka gidip oturacaklardı. Betül'ün en sevdiği şeylerden biri de oynayan çocukları izlemekti.

Küçük bir kardeşi vardı, Defne... Yemyeşil gözleri, simsiyah saçları ile çok güzel bir kızdı Defne. O küçük yaşta çekmediği dert, yaşamadığı acı kalmamıştı. Hastalığı, onun minik bedenini yavaş yavaş ele geçirirken, ablasının gözlerini önünde eriyip gidiyordu.

Onca ilaç, onca tedavi, hacısı hocası... Her şey yapılmıştı ama ne çare.

Yine bir gün ablasıyla birlikte parka oyun oynamaya çıkmıştı. Kaydıraktan kayıyor, salıncakta sallanıyordu.

Betül gözünü, kardeşinden bir kere bile ayırmıyordu. Çok korkuyordu ona bir şey olacak diye. Daha çok küçüktü. Ölümü hak edecek hiçbir şey yapmamıştı. Daha melekti, küçük bir melek.

Ablası artık eve gitme saatinin geldiğini söyleyince koşarak ablasına doğru giderken çoktan başı dönmeye başlamıştı. Daha ablasına gidemeden nefes nefese kalmış, yere yığılmıştı.

Sonrası faniydi zaten.

Bu park ona kardeşinin ölümünü hatırlatıyor olabilirdi ama kaydıraktan kayarken attığı kahkaları, salıncaktan düştüğünde bile 'bir şey olmadı ki, bak iyiyim' diyerek ablasını avuttuğu günler de geliyordu.

Her kötü şey yanında iyi bir şey de getiriyordu.

Betül çoktan gelmiş parktaki yerini almıştı. Deniz de sevdiceğini çok bekletmemiş, çiçeğini alıp gelmişti.

" Sevgilim." Birbirlerine kocaman sarıldıktan sonra banka oturmuşlardı.

" Çok güzel kokuyorlar. Çok teşekkür ederim."

" Senin kadar güzel kokmasalarda, eh işte var bi giderleri."

" İlla utanayım yani Deniz, de mi?"

" Tam üstüne bastın Betülcüm."

Gülümsediler.

" Nasılsın?"

" Aslında kötüyüm biliyor musun?"

" Neden güzelim?"

" Bal, biraz hasta. Çocuklarına bakmayı da bıraktı. Sürekli beni kendinden uzaklaştırıyor biliyor musun? Sanırım ölecek. "

" Ölmez o haylaz ya. Sen merak etme, vardır bir karın ağrısı. İyileşir, yarın öbürgüne. "

" Öyle değil işte Deniz. Anlıyorum ben, biliyorum. Hem bal, epey büyük. Yaşlandı artık."

 | - KARIŞAN İKİ HAYAT - |  TAMAMLANDI Where stories live. Discover now