Toprak Demişti, Dersin

5.9K 373 145
                                    

Bu sefer sizi gerçekten baya beklettim bebeklerim, bunun için çok özür dilerim. Size bahane sunmayacağım yok okula başladım yok ruh halim kötü, ilham gelmiyor felan filan diye. Tamamen suçlu benim. Normalde bir bölüm attıktan sonra illaki aklıma bir şey gelir ve ben unutmamak için hemen iki cümle de olsa yeni bölüme geçer yazarım. Bu sefer yapmadım. Unuttum, geçiştirdim. Aklımdakilerini de unuttum, ne yapacağımı da şaşırdım. Kusura bakmayın. Kitap da baya uzadı. Nasıl bitecek, nasıl devam ettireceğim bilmiyorum.

Umarım beğenirsiniz çünkü beni tek mutlu eden şey sizin güzel yorumlarınız.

30.04.2023

✨ İyi Okumalar aşklarrımmmm ✨

İnsanoğlu zaten uykusundan uyanmayı sevmezdi. Üstüne sabah erkenden uyanmayı hiç sevmezdi.

Gönül isterdi ki Rana, gözlerine vuran güneş ışığının onu rahatsız etmesiyle uyansın ya da ne bileyim kulağını tırmalayan alarmının sesi ile uyansın. İşte her şey istediğimiz gibi olsaydı şuan bu halde olmazdık.

Sınav anında aklınıza gelmemesi gereken ne varsa hepsi sanki o anı beklemiş gibi gelip kafanızı karıştırıyor bununla da kalmayıp gülmenize sebep oluyordu değil mi? Ha bir de bunu gören bir öğretmen oluyordu.

"Kızım niye gülüyorsun sen?" Senin sorduğun soru da soru mu be hoca?

"Hiç, hiçbir şey hocam." Ne diyecektim? Hocam, abimle en yakın arkadaşımın dün geceden sabaha kadar sarmaş dolaş uyuduklarını öğrendim ve abimin "ANANI SİKİM TOPRAK!" diye bağırışıyla uyandım mı diyecektim?

Tekrardan sınav kağıdıma döndüm.

______________________________________

Kaan'ın bana attığı bu boş bakışları ve soğukluğu hala anlamdıramamıştım. Çünkü bu konu da beni suçlayacağı ihtimalini vermek bile istemiyordum. Yanında ki Emrah ve Samet'i umursamayarak oturdukları banka doğru ilerledim.

" Ne oluyor Kaan? Niye bu kadar soğuksun?"

" Bir de soruyor musun Rana?" diye atlamıştı Samet.

" Sana ne oluyor Samet? Ben Kaanla konuşuyorum." Zaten iki kişi konuşurken araya giren üçüncü bir kişi olmazsa o konuşma, konuşma olmuyormuş.

Kaan, kalkıp gitmeye yeltendiğinde kolundan tuttum.

" Bir şey desene Kaan, beni mi suçluyorsun?"

" Çek elini! " Emrah, Kaan'ın kolunu tuttuğum elimi tutup indirdi.

" Korkma Emrah. Çünkü ben senin aksine herkese, canımdan kıymetli diye tanıttığım insanın, insanların bile isteye canını yakmam." Elimde bunları yapanın Emrah olduğunu gösteren bir kanıt yoktu belki ama tüm oklar Emrah'ı gösteriyordu. Başka seçecek de olmadığına göre?

Kaan'ın bakışları direkt Emrah'ı bulduğunda şimdi konuşulacak konular beni aşırı meraklandırsa da bu havalı sözlerden sonra bir de havalı bir gidiş gerekirdi. Şimdi yiyin birbirinizi.

Zaten bu hayatta en çok kazığı, en sevdiklerimizden yemiyor muyuz?

Şimdi böyle diyince de olmadı. Ben de, üstümde onca emeği olan insanları, doğup büyüdüğüm memleketimi sadece " Rana Öztürk, %99.9 ihtimalle Mustafa Demirtaş'ın kızıdır." cümlesiyle bırakıp gitmiştim.

Bir buçuk ay olmuş ve ben hala gitsem mi kalsam mı çelişkisindeyim. Bu işinde artık bir sonuca varması gerek.

______________________________________

 | - KARIŞAN İKİ HAYAT - |  TAMAMLANDI Where stories live. Discover now