17.BÖLÜM

930 52 13
                                    

Kafamı biraz olsun dinlemek için gittiğim yerden Fırat'la kavga ederek çıktımıştım . Ne istediğini bilmeyen biriydi Fırat. Artık kendisinin de ne istediğini anlaması gerektiği için üzerine gitmek zorundaydım.

Yorulduğumu hissediyordum. Beynimde düşünceler dönüp dururken ben çiftliğin ormanlık kısmında bulmuştum kendimi. Burası küçükken çokça sevdiğimiz yerdi. Burada saklambaç oynardık , çimlere uzanıp gökyüzünü izlerdik, ağaçların gölgesinde uyurduk . Büyük bir kavak ağacı vardı. Ayaklarım istemsizce beni o kavak ağacına doğru ilerletti . Ağaç hâlâ o heybetiyle oluğu yerde duruyordu. Elim üzerinde gezinirken abimin, benim ve Fırat'ın isimlerimizin kazılı olan yeri bulmuştu. Bunu Burak abim yapmıştı , hepimizin sadece hatıralarında değil burada da kazılı olsun istemişti. Güzel günlerdi, tekrar o günlere dönebilmek için yalvarabileceğim günlerdi .

Rüzgar hafif hafif eserken ben kavak ağacının gölgesinde dinleniyordum . Telefonumun çalmasıyla bu dinlenmeme kısa bir ara verdim . Arayan Alihan'dı ve bekletmeden açtım aramasını.

"Efendim ."

" Naber Berk ."

"İyi Alihan . Ne için aramıştın ?"

"Hemen meseleye gel diyorsun yani . Peki , şirkette yoksun ."

"Evet bir süre şirkete uğramıcam . Önemli bir şey mi oldu ?"

" Yurt dışından döndüm ve şu davet işini konuşalım diyecektim. Önümüzdeki günlerde ayarlamaları yapmaya başlamak istiyorum."

"Sen kendi zevkine göre ayarlanabilirsin. Bir sorun olursa bulunduğum yerden yardım ederim."

"Sesin pek iyi gelmiyor, iyi misin?"

" Evet sorduğun için teşekkürler . Sadece kafamı dinlemek için ufak bir tatile çıktım." Ne tatil ama görmen lazım.

" Güzelmiş . O zaman sana iyi dinlemeler. Ben ayarlar gelişmeleri haberdar ederim."

" Çok teşekkürler Alihan ." Telefonu kapattım ve dinlenmeye devam etmek için gözlerimi kapıyordum ta ki Aylin gelen kadar. Biri bitiyordu diğeri başlıyordu.

"Bizim minik kurtçuk demek burdaymış. "

"Mesajım alınmış. " Sırıtarak yanıma oturdu. Sesi bile beni sinir ediyordu.

" Siz bana cidden anlaşarak geliyosunuz . Yoksa bu kadar tesadüf fazla." Ben onlardan kaçtıkça beni elleriyle koymuş gibi buluyorlardı. Önce Fırat sonra Aylin .

"Yok, sen çok basit biri olduğun için kolay bulunuyorsun. Ayrıca benden kaçtığını duymak kalbimi kırdı." Keşke o kırıklar götüne girseydi .

"Yaaaa ne kadar üzüldüm anlatamam . Niye geldin onu söyle sen ."

"Bir şey için gelmedim . Sadece seni görmek istedim ."

"Neyi görmeyi umdun bilmiyorum ama benden sana malzeme çıkmaz Aylin . Ayrıca gidip o Atalay'la ilgilense özlemeştir seni. " Fırat'ı aldatıyormuydu bilmiyordum ancak ağzından laf alabilirdim . Hoş alsam da Fırat'a söyleyecek cesaretim olmazdı çünkü onu perişan bir halde görmek istemezdim. Etik olan söylemek mi yoksa söylememek mi bilmiyordum ama bana göre doğru olan buydu.

"Sen mi bahsettin bundan Fırat'a." Demek Fırat kendi öğrenmişti. Ben Atalay'ı tanıyordum ancak Aylin'le nasıl bir ilişkide olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden Fırat'a bundan bahsetmedim .

"Eğer sen bahsettiysen Berk o küçük sırrın artık sadece bende olmaz . Annen ve babanın öğrenince nasıl bir yüz ifadesine bürüneceklerini şimdiden merak ediyorum ."

FIRAT / bxb    Where stories live. Discover now