18.BÖLÜM

860 66 6
                                    

Sabah uyandığımda yanımda Fırat yoktu. Gece boyunca uyumamıştım ve sabah karşı gözlerim artık acıdığı için kısa bir süre uyumuştum . Kalktım ve üzerimi değiştirmeye başladım. Üzerindekileri gece boyunca çıkarmadığım ve rahatsız olduğum için normale göre daha rahat bir şeyler giymeye karar verdim .

Bugün dönmek istediğimi söyleyecektim. Burası bana hiç iyi gelmemişti. Dinlemek için geldiğim yerde sinirlerim ve moralim alt üst olmuştu bir de üstüne üstlük bütün işleri ertelemek zorunda kalmıştım. Fırat'ın kızacağını biliyordum ancak ne onu  öyle tüm gün kavga ederken  görmek istiyordum ne de sümsük suratlı Aylin'le tatil yapmak . Buraya gelirken büyük bir hevesle gelmiş olsamda işler düşündüğüm gibi gitmemişti.

Aşağıya indiğimde herkes kahvaltısını yapmış sohbet ediyorlardı. Bu kadar geç kalktığım için babamdan azar yiyeceğimi çok iyi biliyordum ancak korkunun ecele faydası olmadığı için yanlarına gittim .

"Oooo beyefendiler de teşrif etmişler. Güzellik uykunuzu alabilmişsinizdir umarım. " Babamın alayla ve bı o kadar kızgınlıkla söylediği sözlere fazla takılmadan Fırat'ın yanına oturdum.

" Ne zamandan beri bu kadar geç kalkılıyor Berk. Sana ne öğrettim ben . Hiçbir zaman disiplinli olamadın. Ailenin yüz karası olmaya devam etmekte kararlısın cidden . " İşte bu kadardı babamın benimle gurur duyması. İlk önce alkışlar sonrasında yaptığım en küçük hata da tekmeyi acımasızca basardı.

Fırat yanımda rahatsızca hareketlendiğinde ona doğru döndüm. Kaşlarını çatmış bir şekilde babama bakıyordu.  Fırat'ın kendini suçlandığını biliyordum çünkü o böyle biriydi onunla alakasız olsa bile  kendini suçlamaya başlardı.

" Bekir amca Berk benim yü-"

"Haklısın baba geç yattığım için böyle oldu. Bir daha olmayacak ."

Fırat'ın bu olanlar için üzgün olduğu her halinden belliydi ama ben takmıyordum , alışmıştım artık.

Kendimi bazen fazlalık olarak hissediyordum. Sanki ben hiç buraya ait değilmişim gibi. Şuan herkes çok samimi bir şekilde sohbet ediyorlardı. Babam ve Ahmet amca kendi aralarında arada iş arada da espiriler yaparak konuşuyorlardı. Annem ve Gülten teyze alış veriş için gün belirliyordı onların en sevdiği şeydi çünkü kıyafetler . Fırat ve Aylin sanki dünkü olanlar hiç yaşanmamış gibi flört ediyorlardı. Bense onları uzaktan izliyordum çünkü ben onlardan bir parça değildim . Ne kadar uğraşırsam uğraşmayım hiçbir zaman onlar tarafından kabul görmeyecektim . Evet beni sevdiklerini söylüyorlardı ama bu sanki sırf zorunda oldukları içinmiş gibi. Ben burada olmasam da  hiçbir şey değişmeyecekti . Böyle anlara dayanamadığım için sessizce yerimden kalkıp odaya gittim . Eşyalarımı hızlıca topladım ve aşağıya elimdeki çantayla beraber indim .

" Ben gidiyorum." Kimse fark bile etmemişti beni . Beni sevdiklerine inandığım insanlar tarafından hayatlarında hiçbir yer edinmemiş olmamın acısını hissediyordum kalbimde.

Tekrar denedim. Bu kez daha yüksek sesle . " Gidiyorum." Bu sefer Fırat'la göz göze geldik. İlk o beni görmüştü. Üzülmeli miydim yoksa sevinmeli mi bilmiyordum. Yanıma yavaş adımlarla yaklaştı. Dokunsa ağlayacak kıvamda olduğum için kendimi biraz geri çektim.

" Nereye ? Niye hazırladın ki eşyalarını daha çok var dönmemize."

"Akşama önemli bir iş yemeği var ona yetişmem lazım." Elini koluma doğru uzattı ve biraz yaklaştırdı kendine. Bu sırada Aylin bizi dikkatle izliyordu.

" İşten uzaklaşman , biraz olsun dinlenmen için geldik biz buraya . Saçmalama, gidemezsin hiçbir yere."

Herkes artık bizi dinliyordu .

FIRAT / bxb    Where stories live. Discover now