"Bir ihtirasın ateşiyle yanıyordum, kocaman bir dalga olup beni söndüren Haris'e dek."
İçime sağanak gibi yağmıştı aşkı. Hiç istememiştim onu da kendimle yakmayı ancak bakışları niyetimi tartarcasına ele geçirmişti beni. Engelleyememiştim gönül kuşu...
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
Tencerede ki sütü karıştırdıktan sonra belimdeki elimi çekip telefona doğru yaklaştım.
"Şimdi ne yapacağım Nurdan anne?"Nurdan anne, elindeki iğne oyasını kenara koyup dikdörtgen gözlüğünü burnunun ucuna getirip telefona doğru yaklaştı.
"Göster bakayım bi',becerebilmişmisin."Şimdi ondan yardım alıyorum diye dilinden de düşmezdim ya,hadi neyse. Telefonu alıp ocakta kaynayan sütü gösterdim.
"Heh,şimdi nişastayı sütle açacaksın,ondan sonra dök sütün üstüne." Telefonu yerine geri koyduğumda baharat rafımdan nişasta kavonozunu alıp dediği gibi sütle açtım.
"Ay!Bunun görüntüsü gitti. Şeyda! Kız gel şunu bi' aç. Kapattı mı acaba Ecmel?" Yaptığım işten başımı kaldırdığım zaman Nurdan annenin ekranının donduğunu gördüm.
Kapatmamıştım ancak o konuşmadan çıktığı için beni göremiyordu.Onun bu haline gülmeden edemedim.
"Yok anne,niye kapatsın? "
"Zilliden beklerim...Heh! Burada mıydın. Bak ne anlatacağım sana.İzledin mi yeni bölümünü Müge Anlı'nın?" Nurdan anneye başım omzuma eğik şekilde baktım.Evde televizyon yoktu yahu nasıl izleyeydim.
"Okuldan geliyorum ben Nurdan anne,nasıl izleyeyim?"
Omzunu silkti.Nasıl yaptığını anlayamadığım şekilde gözleri televizyondayken bir yandan da iğne oyasını yapıyordu.
"Ağız tadıyla Müge'yi de konuşamıyoruz."Diye söylendi ağzının içinde. Ardından kaşlarını çatıp başını telefona doğu çevirdi.
"Kız nerden geldi bu sütlaç aşkı sana?Ay! Yoksa?" Önce bi'anlamadan heyecanlanan yüzüne bakakaldım. Elindeki oyayı bırakıp telefonu yüzüne doğru tuttu.
"Hamile misin,Ecmel sen?" Elimdeki işi yapmayı kesiverdim birden.
Ağırca yutkundum. Bir süre boğazımda yumru olan o düğümü gidermeye çalışırken başımı iki yana salladım.
Bu, bedeni felç geçirmiş bir insanın refleksle elini kaldırması gibi durmuştu üzerimde. O yüzden sesli de söyleme ihtiyacı hissettim.
"Yok,anne. Haris'in doğum günü ya,sever diye şey yaptım..." Telefonu suratından çekip heyecanının kırıntılarını taşıyan yüzünü gösterdi bana. Elini havada sallayarak söylendi.
"Bi' an heyecan yaptım. Neyse fazla bekletmeyin beni emi yavrum! Yine siz bilirsiniz tabii." Öylesine başımı sallayıp görüntüden çıkmak için tenceredeki sütü karıştırma bahanesiyle kenara çekildi.
