11- Çiçekle Headshot

483 81 116
                                    

İyi okurmalar okurlar-

––––––––––––––––––––––––––––––––––––––––
––––––––––––––––––––

Jeongin'den

"Felix"

Felix'e seslenmem ile Felix bütün dikkatini kafasını telefondan çevirip bana vermişti. Felix'te anlamadığım birşeyler vardı şu sıralar. Fazlasıyla Hyunjin ile takılıyordu ve um..

"Boynundaki izler ne knkm"

Evet, Felix'in boynu bilmediğim bir sebepten dolayı morarmıştı. Felix gözlerini fal taşı gibi açıp elini boynuna götürmüştü. Ben ise kaşlarımı çatmış Felix'i izliyordum.

Seungmin şuan etrafta yoktu Chan ile buluşacağını söyleyip yanımızdan ayrılmıştı.

"Cevap bekliyorum yoksa Changbin seninle mi uğraştı?"

Bugün bilmediğim bir sebeple hiç olmadığım kadar ciddiydim, bunun da Felix'i korkuttuğundan emindim. "Birşey yok ufak bir kaza sadece"

Felix'in doğruyu söylemediğinden adım kadar emindim. Çünkü Felix asla yalan söylemeyi beceremeyen küçük masum bir civciv gibiydi.

Sahi, Hyunjin asla Felix'in yanından ayrılmıyordu, Hyunjin mi birşey yapmıştı? Kafamdaki soruları bir kenara atıp şuana odaklanmaya çalıştım.

"Ufak bir kaza olduğundan emin misin Felix yalan atmayı beceremiyorsun çabuk söyle."

Felix bu küçük oyunundan vaz geçmiş elini boynundan çekip olanları anlatmaya başlamıştı.

"Uhm.. Hyunjin- ben bunu sana nasıl açıklayabilirim Jeongin lütfen"

"Hyunjin derke- yoksa düşündüğüm şey mi-"

Tüm ciddiliğim gitmişti. Benim gibi saf temiz bir çocuğa nasıl bunu gösterirsiniz ha?! Henüz reşit değilim ben Allah'ım beni kör et!!

Felix onaylar mırıltılar çıkardığında cevabımdan emin olmuştum. Daha düne kadar Hyunjin'e yüz vermeyen Felix şimdi.. ah neyse konuşmayacağım.

Genede Hyunjin'in Felix'i kullanabileceği düşüncesi aklımdan çıkmıyordu, telinin zarar görmesini asla istemiyordum. Sevdiğine değer veren, evinin kapısını açan birine kim zarar görmesini ister ki?

Bütün bunları düşünmeyi bırakacakken Felix bugünkü durgunluğumun farkına varıp bana aniden bir soru sormuştu. "Sen neden buraya geldiğimizden beri durgunsun Jeongin?"

Birşeyim olmadığını söylesemde Seungmin ve Felix asla bana inanmıyorlardı, 9 yıllık arkadaşını tanımanın dezavantajı olabilirdi bu. "Birşeyim yok söyledim ya"

"Yalan konuşuyorsun Jeongin, ne zaman durgun olduğunda bir derdin oluyor ve onu bize anlatıyorsun. Sonrada rahatlıyorsun ve bizim tilki çocuğumuz eski haline dönüyordu. Şimdide aynısını yapıp rahatlaman lazım konuş hadi."

Felix'in bu sözleriyle gözüm istemsizce dolmuştu ama bunu fark ettiğim anda kafamı çevirip gözlerimi sildim, iç çekip tekrar kafamı Felix'e çevirecektim ki Felix bana sarılmıştı. Sarılmasına sıkıca karşılık verip Changbin ile yaşadığım tüm olayları anlattım.

Felix benden ayrılıp beni teselli etmeye çalışırken bir ses duydum.

"Ah be abi! Yazık olmuş Jeonginime!"

Seungmin.. Seungmin bizi dinlemişti sanırsam, kafamı arkaya döndürmekle uğraşamadığım için gülerek karşılamıştım Seungmin'in sözünü. Felix, Seungmin ve ben gülüşüyorduk. Bu an'ın bozulmasını hiç istemiyordum. Kendi yuvamı tekrar bulmuşken ayrılmak istemiyordum.

"Gözlerin parlıyor.." ✓JeongbinWhere stories live. Discover now