İki

18.4K 1K 353
                                    

Asya

"Böyle tatlı gülme, güzelim.
Sayende delirmek üzereyim.
Bir kere sevsen üzer miydim?"

Gözlerimi araladım. Bu şarkı da neyin nesiydi? Bulanık görüşüm netleşene kadar gözlerimi kırpıştırdım. Gördüğüm bir çift mavi göze baktım birkaç saniye. Kuzey?

Yattığım yerden hızlıca doğrulduğumda o da kafasını dayadığı yastıktan kaldırmıştı. "Ne yapıyorsun burda?" dedim uykulu sesimin aksine sinirle.

Gözlerini kırpıştırdı. "Yemek birazdan hazır olacak. Kahvaltı edelim."

Kaşlarımı çattım. Önüne gelen saçlarımı arkaya iterken "Kafanın yastığımda ne işi var?" dedim.

Gergince gülümsedi. Yeni uyanmış olmalıydı ki göz altları hafif şişti. "Çok güzel uyuyordun. Uyandıramadığım için seni izlemeye karar vermiştim."

Yanımdaki yastığı tutup kafasına fırlattım. "Pis sapık!"

Yastığı tutup geri yerine koydu. Etrafıma baktım. Hayır. Hızlıca ona döndüm. "Ben dün gece yatağıma geçmemiştim."

Omuz silkti. "Geldiğimde masada uyuya kalmıştın. Ben de seni yatağına yatırdım."

Yüzümü buruşturdum. "Bir daha bana dokunma."

"Sana dokunmadan nasıl yatağa taşıyayım?"

"Aptal! Odama gelip durma. Beni yatağıma taşıma. Hatta bana bakma!"

Hızlıca yataktan kalkıp üstümü kontrol ettim. "Sadece yatağa taşıdım." dedi homurtulu bir sesle.

Ofladım. Her haftamı bu sapık şizofrenle geçirmek benim için çok zordu. Onu odada bırakıp banyoya gittim. Yüzüme su çarptıktan sonra mutfağa yönelmiştim. Babam genelde cumartesi sabahı işe erken gider erken gelirdi.

Muhtemelen, her zamanki gibi, berbat geçecek saatler demekti benim için. Yemek yedikten sonra banyoya girerdim yine. Çoğu zaman vücudum buruşana kadar duşta kalırdım. Yoksa Kuzey benimle uğraşıyordu. Ondan cidden kurtuluş yoktu.

Babamın sesini duyunca duraksamıştım. Mutfağa girip ona baktım. "Baba? Bugün işe gitmeyecek misin?" dedim belli belirsiz sevincimle.

O yemek masasında otururken Sevgi ocağın önündeydi. Bana döndü babam. Yüz hatları neden sertti? Hâlâ dün için mi kızgındı?

"Sabah, hastaneden aradılar." sesi gerginlikten titremişti.

Kapıda dikilmeyi bırakıp mutfağa girdiğimde kaşlarım çatılmıştı. "Neden?" soruyu soran Kuzey'di. Arkama baktığımda kapıda dikiliyordu. İğrenç yaratık.

Ona bakmayı kesip babama döndüm. Bana baktı. "Bilmiyorum, acil gelmemizi istediler. Yemekten sonra Asya ile beraber gideceğiz."

Kaşlarım daha fazla çatıldı. "Ben mi?"

Sıkıntılı bir nefes verdi. "Test mest bir şeyler söylediler. Gidince anlarız."

Sevgi kafasını çevirip bana baktı. "Kahvaltı birazdan hazır olur. İstersen sen hazırlan."

Ona kısa bir bakış atıp babama döndüm. "Hemen mi gideceğiz?"

Kafasını salladı. "Yemekten sonra işte. İstersen annene haber verebilirsin."

Kafamı iki yana sallayıp arkamı döndüm. Kuzey'in yanından geçerek mutfaktan çıktım. Kendi odama gidip dolabımı açtım. Burada çok bir kıyafetim yoktu. Her hafta geldiğimde kendimle getirip götürmeyi tercih ediyordum. Malum sapık var.

KITASAL SORUNLARDonde viven las historias. Descúbrelo ahora