On İki

10.8K 896 225
                                    

Bu bölümü yazarken... Vestiyerin adını unutup 5 dakika boyunca kendimle tartıştım! Her kafadan ayrı ses çıkıyor beeeğğğ! Hayır bir de sadece bir yerde geçiyor adı... Neyseki google var Yarabbim.

İtem item item item-
Hehehe AĞZINI YEDİĞİM-
Ya canım çikolata çekiyor ama çekmiyor gibide-
Acaba Buğra gerçekten var mı-
Bu kız niye böyle ya-
Uykum vaağğr!
Oyun mu oynasam ya-
Off adam ölmüştü lan-
Ananııı! Bulaşıkları unuttum la-
Seneye sınav var!

Yemin ederim kafamın içi... Ağlayacağım... Bu kafayla yb yazıyorum xhjjfhmsyk

🍃🐦
Asya

Ondan korkuyorum. Ondan korkuyorum!

Yüzümü buruşturup anlımı tuttum. Artist artist düşünüp sonra aşağı inmek kolaydı tabii. Onlar salonda oturmuş konuşurken içeri girip ne yapacaktım?

Ya karşıma çıkıp kıçıma silahıyla sıkarsa?

Elimi havada salladım. "Siktir et." en fazla ölürüm.

Salona girip tüm bakışları üzerime çektiğimde içimden önce kendimi tebrik ettim, sonra da sövmeye başladım.

Kafamın içimdeki yoğun küfür seansına son vermek istercesine hafif yüksek sesle "Ben geldim." dedim.

Kafamın içindeki sesler kesilirken salondaki herkes bana bakıyordu. Bir-iki kişi değillerdi. Lan tanımadığım birileri var lan! Lan!

Yankı, Çağın ve Gökçen hanım hariç herkes buradaydı. Artıdan yabancı 4 adam vardı.

"Görebiliyoruz." dedi Turgay. Sakin bir tonda söylemişti. Alay ettiğini hissetmedim.

Gerizekalı.
Aptal.
İki dakika şerefsizlik bile yapamıyoruz.

İç seslerim bir beni bir onları söverken bir anda gülmeye başladım. 8 erkek birden bana bakarken ciddi kalamadım. "Özür dilerim." diyerek salondan çıktığımda hâlâ gülüyordum.

Yerin dibine girerken gülmeye devam ettim. Mutfağa girdiğimde "Gerizekalı." diye söylendim. "Harbi salağım ya."

Rezilliğime gülerken kafamı iki yana salladım. Elimle anlımı ovuşturdum. "Ağlayacağım şimdi."

"Neden?"

Yerimden zıplayıp kapıya çevirdim bakışlarımı. Gülen yüzüm yavaş yavaş dağılırken Balaz'a baktım. Solan gülümsememe baktı birkaç saniye.

"Bir şey mi oldu?" dedi tebessüm ederek.

Kafamı iki yana salladım. Balaz'dan da nefret etmeliydim değil mi? Sonuçta adam öldüren bir katildi.

Yüzüm ciddileşti. "Sanane?"

Gülümsemesini silmemeye çalıştığını gördüm. "Aşağı indin. Bir şey mi isteyecektin?"

Kaşlarımı çattım. "İnemez miyim? Ben bu evde hapiste miyim?"

Şaşkınlıkla bana baktı. "Öyle bir şey demek istemedim. Tabiki inebilirsin ama..."

İç çekip yüzüme baktı. "Yüzümüzü görmek istemezsin sanıyordum."

Omuz silktim. "Sizden rahatsız olmamı mi tercih edersin?" dedim gülümseyerek. "Ay hiç umrumda değilsiniz."

KITASAL SORUNLARWhere stories live. Discover now