5

362 32 8
                                    

Gözlerini araladı Draco, kendini tanımadığı bir odada bulmasıyla kirpiklerini kırpıştırdı. Etrafına güçlükle baktı. Beyaz temalı güzel bir odadaydı ve soluna doğru baktığında uyuyan Harry'i görmüştü.

Onu görünce aklına yaşananlar gelmişti. Dün çok hastaydı ve kendisini evinden alıp buraya getirmişti Harry. Üstelik ateşi düşsün diye banyo da yaptırmıştı.

Ona minnettardı.

Önüne döndü, sızlayan kemikleri şimdi çok daha iyiydi, sağında ki komodine baktığında orada dolu dolu ilaçlar ve kabın içinde bezler görmüştü. Tüm gece kendisinin başında durmuş olmalıydı. Tam doğrulacakken, Harry karnına doğru elini attı ve kendisine iyice sarıldı. Şimdi kalkmak istese de kalkamazdı.

Zaten hâlâ yorgundu, bu yüzden yatakta kalmayı tercih etmişti.

Kendisi bu tercihi isterken "yukardalar mı!" Diye bir ses duydu aşağıdan.

Bu o cadı kadındı.

Dün tokat atmıştı, bugün de hasta haliyle kendisini evden atacaktı.
Üstelik... İç çamaşırı vardı üstünde sadece. Bacaklarıyla zorlanarak ikisinin de üstüne örtüyü çekti ve tam o sırada kapı açılacakken gözlerini kapattı.
"Pislikler! UYANIN, UYANIN DEDİM KALKIN!"

Harry uykusuz gözleriyle aniden kalktı ve annesine hemen "sessiz olsana!" Dedi. "Hasta, uyuyor!"

"Umrumda bile değil! Kalkın dedim!"

Draco Harry'e daha fazla ayıp olmasın diye gözlerini açmıştı. Bir tokat daha yemeyi gerçekten istemiyordu. Kendisi sinirli görünen kadına bakarken, Harry "uyandı işte!" Demişti. "Beğendin mi yaptığını?"

Gerçekten de sırtında hâlâ ağrılar hissederek zorlukla doğruldu Draco.

"Ne istiyorsun anne?"

"Nişanlının yatağına bu pisliği mi aldın birde, hiç mi utanman yok senin?"

"Attım ben nişanı anne rahat bırak bizi." Harry ilgiyle, yorgun Draco'nun gözlerine dönmüştü. Ona tatlı tatlı bakıp, "Draco, iyi misin?" Diye sordu.

Draco başını aşağı yukarı salladı ve Harry onu dağınık saçlarıyla daha da tatlı buldu. Ona hafifçe gülümserken annesi çenesinden çekiştirip kendisine baktırmaya zorladı. "BİRDAHA BU İBNE BU EVE GELİRSE ÖLÜMÜMÜ GÖR!"

"Atestim ben anne, dualara inanmam."

"Lanetli köpek! Bu yüzden sende ibnesin işte!"

"Sanki her ateist ibne oluyorda..."

"Ne olduğun umrumda değil! İtibarını düzelteceksin, bu çocukla birdaha görüşmeyeceksin. Bana bak!" Diyerek Draco'nun üstüne yürüdü lily. "Yemin ederim seni birdaha bu evde görürsem okulundan attırırım seni!"

"Deneyin o zaman!" Diye bağırdı Draco hasta sesiyle. Okulunu katması onun damarına basması için yetmişti. "Deneyin o halde bende sizi dava dava süründürmezsem Draco Malfoy değilim!"

"Sen beni mi tehtid ediyorsun!?"

"İlk önce siz bulaştınız bana! HARRY BENİM SEVGİLİM, BENİMLE EVLENECEK OLAN DA HARRY, SİZ DEĞİLSİNİZ! NE BU ATAR GİDER YA, SİZENE BİZİM HAYATIMIZDAN, SIRF HARRY'İ DOĞURDUNUZ DİYE ONUN HAYATINDA SÖZ SAHİBİ OLABİLME GİBİ BİR YETKİYİ KİMSE SİZE VERMİYOR! BEN İKİ GÜN KATLANAMADIM SİZE, OĞLUNUZ NASIL KATLANMIŞ!"

"Draco, tamam" dedi Harry ve annesini çekti. "Sevgilim haklı anne, lütfen aşağıya inip bir bardak kahve içerek sakinleşir misin?"

"Yok, yok siz beni çıldırtacaksınız! Lady! Papatya çayı yap bana!" Dediğinde gitti lily.

Dude Don't Be Silly, He's Twenty-sevenWhere stories live. Discover now