8

281 34 8
                                    

Önce ki bölümü atlamayın❤️
lindo_cookies kıramadım seni wjdjwjsjwks
___________________________________________

"Ne demek gitti anne?"

"Gitti işte bilmiyorum nerde."

"Albert git ve Draco'yu evinden getir."

Albert çıktı, Harry Draco'yu arayıp duruyordu ama açmıyordu. "Tatlım gitti işte, hadi bak Ginny bekliyor."

Harry görmezden gelmişti annesini. Onu kâle almadan telefonundan Draco'yu aramaya uzun bir zaman boyunca devam etti.

Saat yedi olsa bile arayıp durmuştu. Ginny ile de baloya gitmedi. İnat etmişti ve annesi bunun için bile krizler geçirdi.

Ginny uzun uzun ağladı.

Harry merakla Draco'yu arayıp duruyordu.

- Sende mi Draco?

- Hayır Potter, niye?

- Draco gelirse beni arar mısın Theo?

- Ararım.

Telefonu kapattı kuzgun ve beklemeye başladı. Balo bitmişti, gece olmuştu ve Draco'ya hâlâ ulaşılamadı. Saatlerce beklemişti Harry, hatta Theo bile ağlamıştı onun kaçırıldığından korkarak. Sabah olduğunda Ginny üstünü çıkarmış ve kayınvalidesi ile birlikte sohbet ederek kahvaltı etmek için bahçeye güle oynaya geçmişti.

Sanki hiçbir şey yokmuş gibi.

Bir tek Harry endişeliydi, telefonu açmıyordu, Theo ile birlikte tüm gece gidebilecekleri her yere bakmışlar ve en sonunda polise haber vermişlerdi. Fakat reşit olduğundan aradan bir gün geçmeden hiçbir şey yapamayacaklarını söylediler ve Theo çok üzgün olduğundan sesini bile çıkarmadan evine dönmüştü.

Şimdi sabahın en erken saatinde villada Harry ile birlikte düşünceliydi. Theo daha da sarsılmıştı çünkü Draco kendisinin çocukluk arkadaşıydı ve canı resmen yanıyordu.

Annesinin kahkahaları kendisine resmen batarken onlara ters bir bakış attı. Lady bile çok üzgün görünüyordu. Kendisinde tık yoktu.

Bir akşam daha haber çıkmadı ve Theo evine resmen ağlayarak döndü. Polisler şükür ki onu aramaya başlamıştı. Harry'de artık ulaşılamayan telefondan umudunu kesmişti. Dün gittikleri tepeye de bakmış ama onu hiçbir yerde bulamamıştı.

Dolu gözlerini sildi Harry.
Gülüşü, bakışı, neşeli sesi, tatlı dili aklından gitmiyordu ve ona birşey olmuş olması kendisini mahvediyordu. Bir hafta da ona nasıl bu kadar bağlandı bilmiyordu ama şimdiden canı yanıyordu.

Dışarıdan geldiği için evine omuzları düşük bir şekilde girdi. Odasına geçtiğinde hiç uyumamış gözlerini kapadı. Dolu gözlerini tekrar tekrar silmiş ve zorlukla yutkunmuştu. Kayıp haberi yayılmış olmalıydı...

Draco'nun en yakın zamanda çıkıp gelmesini istedi artık.

❣️

Sabah olduğunda kaybolalı tam bir buçuk gün olmuştu. Artık endişeden ne yapacağını bilmiyordu Harry. Aç mıydı, açıkta mıydı, su içmiş miydi, birşey olmuş muydu, yaralı mıydı... Bunları düşünmekten kalbine ağrılar giriyordu.

Yatağından kalktı, yorgun yüzüne su çarptı. Üstünü değiştirip aşağıya indi. Lily ve Ginny oturma odalarında kahve içerken, Harry onlara öfkeyle bakıyordu. Mutfağa girdi, bir bardak su içti ve lady'nin kızarık gözlerini gördü.
"İyi misin?"

Dude Don't Be Silly, He's Twenty-sevenWhere stories live. Discover now