|BÖLÜM 4|

184 64 358
                                    

Her yerde onu görmekten çok sıkıldım. Şu an karşımda Demir vardı. Niye gelmişti ki? Kapıyı tam kapatmak üzereydim ki Demir ayağını koydu. Gülerek "Beni böyle gönderemezsin." dedi. Ayağına birkaç tekme atmama rağmen bir milim bile kıpırdamadı. Gitmeye niyeti yoktu. En sonunda pes ederek kapıyı açtım. Oflayarak "Çok vaktim yok. Ne diyeceksen çabuk de." dedim. Gerçekten de çok vaktim yoktu. Zaten vaktim olsa bile onun yüzünü görmeye dayanamam.

Demir içeriye bir göz attıktan sonra "Ev büyükmüş." dedi. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. Derin bir nefes aldıktan sonra "Demir gerçekten ne istiyorsun?" diye sordum. Bir adım daha atarak kapı eşiğine yaslandı. "Konuşmak için geldim." deyince ofladım. Bir de bununla uğraşıyorum.

Yaslandığı yerden doğrulup "Kardeşine bağırdığım için kusura bakma. Ama o da hatalı." dedi. Burada karşı çıkamayacağım. Çünkü Mehmet önüne bakmadan koştuğu için çarpmıştı. Özür dilemesi beni şaşırttı. Bunun altından bir şey çıkacak gibi hissediyorum. Demir bir adım atarak "Selin, seni son kez uyaracağım. Bir daha bana saygısızlık yapmayacaksın. Az önceki gibi kapıyı da kapatmayacaksın. Anlaştık mı?" Eski Demir geri geldi. Ben de bu kadar kibar olmasına şaşırıyorum.

Kollarımı önümde bağlayarak "Sen de o zaman bir daha buraya gelme. Ayrıca senin özür dilemeyeceğini biliyorum. Bir anda ne oldu da özür diledin?" diye sordum. Özür dilemesi için başına taş falan düşmeli. Kaşlarını kaldırarak "Bir şey olması mı gerekiyor? Ayrıca sürekli olarak karşılaşıyoruz. Ben de aramızda daha fazla sorun olmasın diye geldim. Sorun çözüldüğüne göre ben gideyim." dedi. Sonunda gidiyordu.

Arkasını dönüp birkaç adım atmıştı ki olduğu yerde durdu. Niye durmuştu? Bir türlü gitmedi ya. Bana doğru dönerek "Ayrıca ben özür dilemem." dedi. Ardından önüne dönerek gitti. Özür dilemem diyor ama Mehmet için özür diledi. Kusura bakma da bir özür sayılırdı. Ayrıca benim kapıma gelip beni uyarıyordu. Birkaç saniye arkasından baktıktan sonra içeri girip kapıyı kapattım. Umarım bir daha kapıya gelmezdi. Mahalleden bir an önce taşınsa da rahat etsem. Ablamlar gelmeden üstümü değiştirmeliyim. Odama gidip altıma mavi kot üstüme ise yarım kollu beyaz bir crop giydim. Odamdan çıkarken telefondan saate baktım. Yediye çeyrek vardı. Salonun kapısına gidip biraz Mehmet'e baktım.

Kapının çalması ile Mehmet mutlulukla bana baktı. "Ablamlar gelmiştir." deyince üzülerek önündeki resime döndü. Onun bu üzüntüsüne dayanamıyorum. Umarım ben yanılırım da annemler gelmistir. Arkamı dönerek kapıya gittim. Derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtım. Ablamlar gelmişti. Annemler gene yoktu. Ablamlara gülümseyerek "Hoş geldiniz." dedim. Ablam da içeriye girerken "Hoş bulduk." dedi. Artık çıkmam gerekiyordu. Gerçi aklım Mehmet de kalacaktı ama ablamlar bir şekilde oyalardı. Hırkamı giyerken "Abla Mehmet annemler gelmedi diye çok üzgün." dedim.

Ablam başıyla onaylayıp "Canım senin aklın burada kalmasın. Biz onu eğlendiririz." dedi. Ablamlar burada olduğu için içim daha rahat. Ama gene de aklım burada olacaktı. Mehmet ile vedalaşmak için salona gittim. Yanına oturup "Ablacım ben Emir abinlere kalmaya gidiyorum." deyince hüzünle bana döndü. Annemle babam gibi yapacağımı düşünüyordu. Ben onu bırakmaya kıyamazdım. Mehmet dudaklarını büzerek "Bir daha gelecek misin?" dediği şeyle boğazıma bir yumru oturdu.

Onu kendine çekerek sıkıca sarıldım. "Gelicem. Yarın çıkışta seni ben alıcam." Beni onayladıktan sonra vedalaşıp evden çıktım. Telefondan saate baktım. Yediye beş vardı. İyi geç kalmıyorum. Telefonumu cebime atarken bir çığlık duymamla sıçradım. Bu saatte bu kimdi ki? Etrafıma bakınmaya başladım. Yemek saatinde dışarıda kimse olmazdı. O zaman bu kimdi?

Uzakta birkaç kişi görünce oraya doğru gitmeye başladım. Gördüğüm kadarıyla altı kişilerdi. Birisi iki büklüm olmuş şekilde kıvranıyordu. Umarım başım belaya girmez. İki yıldır buradayım ve ilk defa böyle bir şey duyuyorum. Aklıma bir tek Demir geliyordu. Çünkü o geldikten sonra böyle bir şey oldu. Umarım o değildir. Eğer o ise başımızda çok büyük bir bela vardı. Apartmanın yanından oraya bakmaya başladım. Arada iki apartman vardı. Beni göreceklerini pek düşünmüyorum.

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin