|BÖLÜM 6|

179 64 355
                                    

İlk defa annemle babamın bu akşam gelmediğine sevindim. Demir baktığım yere dönünce bir küfür savurarak çekildi. Ablam enişteme söylenerek buraya doğru geliyordu. Demir'e bakmadan "Demir, senin koca bir aptal olduğundan bahsetmiş miydim?" deyince Demir ters bir bakış attı. Ters bakması umurumda değildi. Çünkü şu anda ablama bir şey uydurmalıyım. Sonra ise Demir'den hesap soracaktım.

Ablam yanımıza gelip Demir'e bakarak "Selin bu kim?" Ne diyecektim ben şimdi? Sevgilim kelimesini şu an ölmek üzere olsam bile kullanmazdım. Arkadaşım dersem yakınlığımızı sorgulayacak. O an bir şey fark ettim. Biz Demir ile neydik? Arkadaş mı? Yoksa düşman mı? Birbirinden nefret eden iki kişi de olabiliriz. Demir ablama dönerek "Siz kendi aranızda halledin. Ben gidiyorum." deyince gözlerim kocaman olarak Demir'e döndüm.

Beni bu duruma düşürdükten sonra hiçbir şey olmamış gibi gidiyor muydu? Demir bana bakınca başımı iki yana salladım. Ama beni pek takmadı. Ablamın yanından geçeceği sırada ablam kolundan tutup "Nereye gidiyorsun? Senin de sıran gelecek." Demir bana dönerek ablamı işaret etti. Sadece omuz silkmekle yetindim. Sadece bana mı hesap soracak? Ona da sorsun.

Eğer ona yardım edeceğimi düşünüyorsa yanılıyor. Ablam Demir'in omuzuna vurarak "Selin'e değil bana bak. Selin sana yardım edemez." Demir'in o yüzünü görmek her şeye bedeldi. Çok komik görünüyordu. Ama ablam çok doğru bir şey demişti. Ben yardım edemezdim. Aslında istesem ederdim ama tabiki de etmeyecektim.

Evimin önünde beni öpmek neymiş göstereceğim. Daha doğrusu bana gerek kalmayacak. Çünkü ablam her şeyi halledecekti. Demir, ablama dönerek "Acaba bana değil de Selin'e mı sorsanız? Zaten benim de önemli işlerim vardı." Beni iki dakika da sattı resmen.  Ben şimdi kendi canımı kurtarayım. En kötü ihtimal Demir'i yakarım.

Ablama dönerek "Abla bu gelmeden önce beni bizimkiler dışında biriyle mahallede böyle gördün mü?" deyince ablam Demir'e dönüp birkaç saniye baktı. Ardından bana dönüp başını iki yana salladı. "İşte bunun yüzünden görüyorsun. Benim bir suçum yok. Biz aynı okuldayız. O yüzden bana bir şey sordu." Keşke bu çocuğu da satsaydım.

Çok içimde kaldı. Demir'in derin bir nefes aldığını duydum. Cümleye satacakmış gibi başlayıp Demir'i korumam ayrı bir şey. Acaba satsa mıydım? Hem belki de benim yakınıma gelmezdi. Ablam bana doğru yaklaşarak "Kızım bu kadar yakında ne sorabilir?" Çok doğru ya.

Bir an panikledim. Yalanı bile yanlış söyledim. Bu Demir ben de akıl bırakmıyor ki. Elimi ablamın omuzuna koyarak "Ablacım hoşlandığı bir kız varmış. Onun için benden fikir almak istedi." Niye böyle bir şey dedim bilmiyorum ama bir anda dedim.

Demir'e göz ucuyla baktığımda ne yaptığımı anlamaya çalıştığını gördüm. Anlayamazdı. Çünkü ben bile bilmiyordum. Onun başını yakmadığım için bana şükretmeli. Ablam Demir'e baktıktan sonra bana dönerek "Hoşlandığı bir kız bile olsa sana böyle yaklaşamaz. Eğer bir daha böyle bir şey görürsem ya da duyarsam ikinizin de canına okurum." dedikten sonra Demir'e dönüp "Ama önce senin canına okurum." dedi.

Demir'in canına okuyacağı zamanı sabırsızlıkla bekliyorum. Ama ondan önce böyle bir şey olursa ben canına okuyacağım. Ablam bana dönerek "Selin, şunu yolla vakit kaybetmeden eve gel." deyince başımla onayladım. Ablam Demir'e bir bakış attıktan sonra arkasına dönüp eve gitti. Eğer bakışlarla birini öldürmek mümkün olsaydı Demir şu anda ölmüştü.

Demir nefes alıp bana döndü. "Bana az önce şu mu dedi?" Takıla takıla buna mı takıldı ya? Omuzuna vurup "Gerçekten buna mı takıldın? Ablam senin yüzünden bizi yakaladı." dedim. Bazen bunu anlayamıyorum. Beni düşürdüğü durumu hala anlamamıştı. Demir "O kadar da kötü bir yakalanma değildi. Ayrıca sen neden hoşlandığım birinin olduğunu söylüyorsun?" deyince ofladım. Bu kadar bencil olmayı nasıl beceriyordu.

TESADÜFحيث تعيش القصص. اكتشف الآن