|BÖLÜM 20|

36 13 61
                                    

Hepinize merhabaa 🫶🏻

Canlarım nasılsınızz??

Herkese hayırlı ramazanlar dilerim.

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olurr

En acı şey ayrılıktır ve ölmektir. Ben bunu çok iyi anladım. Sevdiğin insana o kadar güvenme! Gün gelir bakarsın arkandan da vurur.

Yillar sonra aileden biriyle tekrar karşılaşmak nasıl bir şey? Bu duyguyu bilmiyordum. Aslında bilmek de istemiyorum. Her şeyin bir zorluğu olduğu gibi bunun da bir zorluğu var.

Demir'in babası bize doğru hızlı adımlarla geldi. Birkaç saniye Demir'e baktıktan sonra  "Oğlum babana sarilmayacak mısın? Ozlemedin mi yoksa?" dedi alay eder gibi. Demir'in yüzüne bakarak elini sıktım. Bana dönüp bakınca içten bir şekilde gülümsedim. Adama dönüp baktığımda bana baktığını gördüm. Beni baştan aşağı süzdükten sonra "Bu kim? Sevgilin mi yoksa?" Demir hızla önüme geçip "O gözlerini derhal üstünden çek!" Konuşurken fark etmeden elimi daha fazla sıkıyor bu da canimi yakmasina yetiyordu.

Babası şaşırmış gibi "Bu kız yüzünden benim önümde durduğuna göre senin için çok değerli biri olmalı." Demir, derin nefes alıp "Seni hiç ilgilendirmez! Bu kızdan uzak dur yeter!" Birazdan ortalık çok fena karışacak gibi hissediyorum. Adam sırıtarak "Merak etme oğlum. Seni üzecek hiçbir şey yapmam." Yalana bak ya.

Demir nefes aldıktan sonra bana dönüp "Güzelim sen eve git. Yarın konuşuruz." Başımla onayladıktan sonra tam gidiyordum ki yandan adamın sesini duydum. "Kendine dikkat et gelinim." Bu adam birimizi delirtmek için çabalıyor. Demir arkamdan sabır çekmeye başladı. Bense hiçbir tepki vermeden baktıktan sonra önüme dönüp eve gittim.

Evden sinirle anahtarımı almadan çıktığım için zile basmam gerekti. Kapı saniyeler içinde açılırken karşımda babamı görmeyi hiç beklemiyordum. Babam kaşlarını catip "O çocuk kim ve sana neden sarılıyordu?" Ben evde yokken başına taş düşmüş herhalde. İçeri girip ayakkabılarımı çıkarırken "Baba olma damarın mi kabardı? Ne bu sorgular?" diyip salona gittim. Herkes burada oturuyordu.

Gülerek annemin yanına otururken "Bütün aile toplanmışsınız." Babam yerine otururken "Kızım neden böyle yapıyorsun?" Gülerek "Kızım mı? Kızın olduğum aklına geldi sonunda." Annem sırtımı sıvazlayıp "Kızım sakin olur musun?" Derin nefes alıp "Ben odama gideyim." dedim ve kalkıp odama gittim.

Kolumdaki çantayı yatağa atıp camı açtım. En sonunda bu evden kaçacağım. Kapı açılınca sakince oraya döndüm. Beste gelmişti. Yatağa oturup ona dönerek "Ne oldu? Niye geldin?" Yanıma gelip oturarak "İki yıldır babam bizimle ilgileniyor diye ofkeleniyorsun değil mi?" Ona dönüp baktım. Hiçbir cevap vermedim. O da cevap beklemedi zaten. Yere bakarak "Ama bize uzun bir süre boyunca hep seni anlattı. Seni görmeyi çok fazla istiyorduk. Babamız ise senin çok fazla tepki göstereceğini söyleyip bize engel olurdu." Durdu ve bana baktı.

Ona dönerek "Ben az önce seni bilerek yere ittirdim. Üstüne sana bir ton bağırdım. Sen neden bana bunları anlatıyorsun? Neden yanımdasın? " Bana gülümseyip elimi tutarak "Çünkü kabul etsen de etmesen de biz kardeşiz. Ve sen ne yaparsan yap ben senin elini tutacağım." Sağ gözümden bir yaş düştü. Ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü. Bir şey demek istiyordum ama ağzımı açamıyorum. Bırakın konuşmayı hareket bile edemiyorum.

Tam kapıyı açmıştı ki kendimi toparlayıp "Beste," diye seslendim. Dönüp bana bakınca ayağa kalkıp hızla yanına gidip sarıldım. Birkaç saniye dönüp kaldıktan sonra bana karşılık verdi. Birbirimize sıkıca sarılıyorduk. Sanki yılların acısını çıkarıyorduk. Kulağına doğru "Beni hiçbir zaman bırakmadığın için teşekkür ederim." diye fısıldadım. Bana cevap olarak daha sıkı sarıldı.

TESADÜFحيث تعيش القصص. اكتشف الآن