|BÖLÜM 10|

108 45 299
                                    

Merhabaa hoş geldinizz 🫶🏻

Canlarım nasılsınız??

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olurr

Önce sevdiğin terk eder seni ardından uykun. Sonra ne sevdiğin gelir ne uykun!

Evi nasıl bulduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Gerçi okulu nasıl buldu onu da bilmiyorum. Karşımda Mert vardı. Kapıyı yüzüne kapadım. Ciddi ciddi kapadım. Araya ayağını da koymadı. Tam mutfağa giderken tekrar kapı çaldı. Açmayacağım.

Kapı çalmaya devam edince ablamların olduğunu hatırladım. Hemen gidip kapıyı açtım. "Mert, kapıyı çalıp durmasana. Ablamlar içeride uyuyor." Mert kapı eşiğine elini koyup "O zaman konuşacağız." Bir de şart koyuyor. Ben buna ne yapsam az kalır. Başımı iki yana sallayıp "Dinlemeyeceğim. Mert git." Kapıyı tekrar kapamaya çalışınca öne adım atıp engel oldu.

En sonunda kapıyı açıp "Mert, ne diyeceksen çabuk de. Vaktim yok." Sonuçta değerli vaktimi onun gibi değersiz kişilere harcayacak değilim. Kaşlarını çatıp "Demir ile aranda ne var?" Gerçekten bu soruyu sordu mu? Onu ilgilendiren bir olay yok. Sesimi kontrollü tutmaya çalışarak "Seni ilgilendirmez." Bir adım daha attığında içeriye girmek üzereydi. "Senin içinde olduğun her şey beni de ilgilendirir." Kendini bir şey zannediyor.

Kendimi tutamayıp güldüm. Bir an boşluğuna geldi. Çünkü dedikleri gerçekten de komikti. Bana anlamsızca baktığında gülmemi zar zor durdurdum. "Pardon! Sadece beni aldatan birinin böyle konuşması komik geldi. Ayrıca sevgilin gelmemiş. Senin yanından ayrılabiliyor muydu?" Beni aldattığı kızla benden ayrıldıktan hemen sonra sevgili olduklarını öğrenmiştim. Ne kadar çok sevsem de yaptıklarından sonra onu hiç affetmedim. Affetmeyeceğim de.

Derin nefes almaya başlayınca sinirlenmeye başladığını anladım. Ben o günden sonra canımı yakan herkesin canını yakmaya başlamıştım. "Selin seninle iki dakika düzgün konuşulmuyor. Sadece Demir ile aranda ne var diye merak ettim. Ayrıca biz Nehir ile ayrıldık." Ayrıldıkları için şaşırmadım. Olacağı buydu. Gerçi bu benim umurumda değil.

Mert'i ittirip "Sizin ayrılmanız zerre kadar umurumda değil. Artık gider misin?" Ricadan anlarsa çok mutlu olurum. Anlayacağını pek düşünmüyorum. Başını iki yana sallayıp "Selin seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. Birazcık hatrım varsa dinle beni." Elimi tutmaya çalışınca hızlıca geri çektim. Ne yaptığını sanıyor? Galiba dinlemeden gitmeyecek.

Derin bir nefes alıp "Dinlemeden gitmeyeceksin değil mi?" deyince başını salladı. Biri var mı diye merdivenlere doğru baktım. Ardından Mert'e dönünce konuşmaya başladı. "Selin, ben seni çok seviyorum. Nehir ile ayrıldık. Çünkü sana aşığım. Sana daha çok bağlandığımı hissettim. Seni görmeyince deli gibi özlüyorum. Sen olmadan nefes alamadığımı fark ettim." Bu dediklerine inanmadığımı size söylemiş miydim? Söylemediysem de şimdi söylüyorum.

Pişman olduğunu hiç düşünmedim. Madem pişman olacaktı niye yaptı anlamıyorum. Mert yan tarafa baktıktan sonra bana dönüp gülümseyerek elini koluma koyup biraz daha yaklaştı. Arada hiç boşluk yoktu. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. Kulağıma doğru "Herkesin ikinci bir şansa ihtiyacı vardır." deyip bir süre öyle durdu. Geri çekilemiyorum. Ayaklarımın bağı çözüldü sanki.

Kendime gelerek onu ittirdim. Bir şans istediğine inanamıyorum. Başımı iki yana sallayarak "Mert gider misin?" Bana onu göndermemem için yalvaran gözlerle bakıyordu. Bu sefer onun o gözlerine kalmayacaktım. Benimle bir kez daha oynamasına izin veremem. Benim kalbim oyuncak değil. Ben de onun kuklası değilim.

İçeri girip kapıyı yüzüne kapadım. Umarım bir daha gelmez. Mutfağa gidince suyun kaynadığını gördüm. Kahvemi hazırlarken kendimi çok kötü hissediyorum. İstemsizce gözlerim doldu. Çaydanlığın altını ocağa koyup gözlerimi tavana dikip ağlama isteğimi bastırmak adına Derin nefesler almaya başladım. Kalbim sıkışmaya başladığını hissettim.

TESADÜFWhere stories live. Discover now