7|BÖRÜ TİMİ

972 62 9
                                    

Selam, iyi okumalar:)

Telefon kapanır kapanmaz üstümü değiştirip karargaha geldim, Serter Albay'ı bu konu hakkında bilgilendirmem lazımdı. Odasının kapısını çalıp içeriye girdim.

"Üsteğmen Gökşin Aslan."

"Gel Gökşin, otur." dedi, masanın önündeki siyah deri koltukları göstererek. Dediği yere oturdum.

"Komutanım, size bir konuyu arz etmek için geldim." diyince tüm dikkatini bana verdi. Serter Albay, bu gün bir sırrı öğrenecekti.

"Söyle."

"Bu sabah beni biri aradı ve kod adımı kullandı. Üç yıl önce timimin şehit olduğu operasyonda asıl hedefin ben olduğumu söyledi. Babamın çok büyük bir sırrı olduğunu, bu sırrı sadece benim çözebileceğimi ve bu yüzden beni izlediklerini hatta her adımımdan haberleri olduklarını ve kardeşim Ali'yi neden kaçırdıklarını da sorgulamamı istediğini söyledi."dedim, kaşları çatılmıştı.

"Neden bunu üç yıl sonra söyledi ve senin baban kim Gökşin?" dedi, dosyamdaki gizlilik kararıyla bunu bağdaştırmıştı. Dosyamın babam yüzünden gizli olduğunu da anlamış olmalıydı.

Sessiz kalınca "Senin baban kim Gökşin?" dedi daha yüksek bir sesle.

"Şehit Yüzbaşı Hüseyin Aslan." dedim başımı dikleştirerek. Gözleri şaşkınlıkla açıldı, duyduğu isim onu şaşırtmıştı.

"Sen," deyip durdu ayağa kalkarken, ben de ayağa kalktım.

"Evet, ben sizin komutanınız şehit Yüzbaşı Hüseyin Aslan'ın kızıyım." dedim, gözlerindeki şaşkınlık, hüzün ve sevinç karışımı bir duyguya dönüşmüştü.

"Gizlilik kararı da o yüzdendi." dedi mırıldanır şekilde.

"Evet." dedim, boğazımda bir yumru oluşmuştu. Hızla masayı dolanıp bana sarıldı.

"Çok aradım seni, özür dilerim bulamadığım için."

Babamla aralarında sadece komutan-asker ilişkisi yoktu, kan kardeşiydi onlar. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Benden ayrıldı, yüzüme baktı dikkatlice.

"Çok büyümüşsün küçük kurt, ilk geldiğinde sana yakınlık duymama şaşmamalı." dedi kendiyle gurur duyan bir ifadeyle.

"Evet komutanım baya bir yakınlık duymuştunuz." dedim gülerek, ilk geldiğimde bana yapmadığını bırakmamıştı. Dik başlı olduğum için az ceza almamıştım yani az çekmemiştim elinden. O da benim gibi güldü.

"Az biraz şey yapmış olabilirim olur o kadar." dedi karşımdaki siyah deri koltuğa otururken, bana da otur diye işaret yapınca diğer koltuğa oturdum.

"Baban seni görse çok gurur duyardı Karanlık, hep bana seninle ilgili hayallerini anlatırdı. Sen babanın hayallerini gerçekleştirdin." dedi, bu sefer şaşırma sırası bendeydi.

"Nasıl yani komutanım?"

"Baban senin de asker olmanı istiyordu ama bunu asla sana söylemedi. Sen bilmeyerek de olsa onun hayallerini gerçekleştirdin." dedi, kafamı sallamakla yetindim.

"Gelelim şu telefon mevzusuna, Ali hayattaysa çok farklı senaryolar bizi bekliyor Gökşin. En kötüsü de bu senaryoların hangisinin gerçek olduğunu bilmememiz." dedi düşünceli bir ifadeyle.

"Haklısınız komutanım ama Ali asla ihanet etmez. O vatanına bağlı bir çocuktu." dedim, aksini düşünmek istemiyordum.

"Gökşin, anlıyorum seni ama vatanına ihanet etmişse sonucu biliyorsun değil mi?" dedi, buna hazırlıklı olmamı istiyordu.

KARANLIK| ASKERİ KURGU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin