4. BÖLÜM

21 5 1
                                    

İyi okumalar.

              4. BÖLÜM: Üşümüş Eller

Bölüm şarkıları
Anıl Emre Daldal, M
Yaşlı Amca, istanbul beyefendisi

Kalbimi hissediyorum. Çırpınışları, korktuğum bir hisle göğüsümü deliyor. Unutma, kalbim bir tek sana böyle.

Yalnızlık bizim kabuğumuz muydu? Ürktüğümüzde, üzüldüğümüzde çekildiğimiz kabuk aslında yalnızlığımız değil miydi? Öyleydi. Zaten yalnızlık denilende ruhumuzun rahat nefes alabildiği bir yerden başka bir şey değildi.

İnsanlar yalnız olmayı tıpkı bir zehir gibi zannederlerdi. Sanki O zehri içenler hayatının sonuna kadar bedeninde o zehirle yaşayacak düşünürlerdi. Zehri vücuttan atmak kolaydı, önemli olan o zehre yakalanmamaktı.

Ve o zehir benim ilacımdı.

Yalnızlık benim cennetim gibiydi. Ruhumun daraldığı zaman tek kaçışımdı. Yalnız kaldığım zaman kendimi dinleyebiliyordum, kendimi hissedebiliyordum. Acıyı hissediyordum. Acıyı hissetmeyi seviyordum. Yalnız olmayı belki de en çok canım acıdığı zaman seviyordum.

Çünkü canın acıdığı zaman yalnız olmazsan hayata gülümserken yanında kimse olmaz.

İnsanlar acımasızdırlar. Eğer onlara acılarını gösterirsen seni bir gün mutlaka oradan deşerler, seni bir gün mutlaka tüketirler. O yüzden yalnız olmak, tüm insanların içinde acıyla gülümsemekten çok daha güzel.

Evet bazen canım çok yanıyor. Çok canım yanıyor ama ben yangınımı kendim söndürüyorum. Bazen bazı yangınları kendi söndürmen gerekir. Suya bile ihtiyacın olmadan söndürmek gerekir o alevleri, avcunu basa basa kül etmen gerekir. Avcun yok olsa da o yangın sönmeden çekemezsin elini, dayanırsın.

Bu yaşıma kadar her yalnız kalışımda avuçlarım yok oldu. Çünkü benim içimde ki o can yangınları hiç sönmedi. Hep söndürdüm sandım, bitti dedim ama o alevler birden tekrardan ruhumu sarmaya başladı. Bu hep böyle oldu. O yangın beni bir gün tamamıyla kül edecek. O zamana kadar avuçlarımdan vazgeçeceğim.

Bazen düşünmeden edemiyorum. Eğer tüm bunlar yaşanmasaydı hayatım nasıl olurdu? Annem ve babam hemen yanı başımda olurdu belki de. Dedem ve babaannem beni severlerdi. Sokaktakiler arkadaşlarım olurdu, oyuncaklarımla oynardık. Masal dinlerdim, çikolata yerdim. Annem her gün saçlarımı tarardı ve babam o saçlarımı öperdi. Ben belki de çocuk olurdum. Sürekli gülümseyen, üzüntü ona uğramayan bir çocuk olurdum.

Bunları düşündükçe gülüyorum aslında kendime. Aptal hayallerden başka bir şey değil bunlar. Geçmiş geçmişte kalalı artık çok uzun zaman oldu. Ben her şeyi bırakıp geleli çok uzun zaman oldu, ben hayallerimi de bıraktım. Bunların hiçbiri olsun istemiyorum. Annem, babam, arkadaşlarım hiçbiri. Hiçbiri asla olmasın hayatımda.

Ben kendi kendime de mutluyum. Yalnızken de huzurluyum. Küçükken de bu böyleydi. Ben istemezdim ki anne ve baba. Arkadaşta istemezdim, oyuncak da istemezdim. Saçlarım taransın, okşansın, öpülsün istemezdim ki.

Ben kendime anne baba olmuştum. Kendime arkadaş olmuştum, oyunlar oynamıştım. Kendi saçımı kendim tarayıp kendim okşamıştım. Birine ihtiyacım olmamıştı hiç. Yetebilmeyi öğrenmiştim. Her yarama kendim merhem olmuştum.

Bu beni zavallı yapmazdı.

Asıl yalnız olmayı başarabilenlerdi gücü olanlar.

CAN YANGINI: KÜL +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin