12. BÖLÜM

19 2 0
                                    

12. BÖLÜM: Tutulmayan Sözler

Bölüm şarkıları:
Sezen Aksu, Ünzile
Göksel, Sen Orda Yoksun

İnsanın canıyla ödediği bedelleri her zaman bedeni ile yapmaz. Ölmek için illa nefes almayı kesmek gerekmez. Ölüm kolaydır, zor olan ise yaşarken ölmektir.


Ay ışığı, yer yüzüne düşmeye çalışırken kara bulutlar onun ışığını kesmek için bir bir önüne diziliyordu.

O gece diğer gecelere göre oldukça karanlıktı.

O gece çok fazla yalan söylenmiş, çok fazla oyunlar oynanılmıştı. Fakat tek bir kişi hariç kimse olanların farkında değildi.

"Sence bu işe yarayacak mı?" dedi elinde ki defteri karşısında ki kadına uzatırken. İçinde az da olsa korku vardı fakat bu kadına güvenmişti. Güven belki de en çok şuan zararlıydı.

Yüzünde ki kırışıklıkları ile birlikte gülümseyen kadın alayla kafasını salladı. "Elbette ki yarayacak. Unutma o senin bir parçan."

Evet o kız ondan bir parçaydı. Onun canından, onun kanından bir parçaydı. Ve şimdi onu istiyordu. Ona yaşatamadıklarını şimdi vadetmek istiyordu.

"Ya beni istemezse?"

Kadın saçlarını savurarak "Hayır." dedi. "İsteyecek. Merak etme yazılanlar da oynama yapacağım. Gerçekleri bilmediği takdirde senden nefret etmesi gereken bir durum olmayacak." Yalan artık bu kadının ağzında yuva yapmıştı.

Tek istediği o kızın canını yakmaktı ve karşısında ki zavallıyı kandırıyordu. Üstelik kandırmakla da kalmıyor, ondan her şeyini alıyordu.

Gerçekler çok farklı da olsa bu kadın için hiçbir şey ifade etmiyordu. Geçmişi kendine göre şekillendirecekti.

"Ben ondan çok şey aldım. Beni nasıl affedecek?" Ağlamaklı ses tonu kadını bir nebze bile üzmezken üzülmüş gibi yaptı ve sırtını sıvazladı. "Senin yüzünü bile hatırladığını düşünmüyorum. Dediğine göre daha aklı bile ermiyormuş baksana. Ben defterdekileri okuyup sana göre her şeyi ayarlayacağım. Zaten sevgiye aç, sana çabucak inanacak. Güven bana."

Ona güvendi. Çünkü tek istediği o masum kızın iyiliğiydi. O küçücükken ona yaşattığı acılar şimdi boynuna bir urgan gibi sarılmıştı.

Annesi ondan çalınmış bir kız çocuğuydu o ve bunun tüm suçlusu kendisi olmasa da biliyordu, her şeyi kendi sonlandırmıştı. Çok büyük bir hata yapmıştı.

Geçmişte yaşanan her bir olay için pişmanlık duyuyordu. Şimdi ise vicdan denen o lekeyi temizlemek için ona gitmek istiyordu.

Geçmiş çok fazla kirliydi. Temizlemek mümkün değildi. Yalanlar bir süre idare edebilirdi belki ama elbette ki yalancının mumu yatsıya kadar yanardı.

Ve geçmiş en çok o kızın canını yakacaktı. Gerçeklerle, yalanlarla en çok o yara alacaktı.

Yalanlar, onu düşürmekle kalırdı fakat gerçekler tamamen yok ederdi. Ve günü geldiğinde tüm yalanlar bir ip gibi yerinden sökülüp yerini gerçekliğe bıraktığında hiçbir şey eskisi gibi kalmayacaktı.

CAN YANGINI: KÜL +18Donde viven las historias. Descúbrelo ahora