°Dudakların bana ait°

959 59 20
                                    


"Lütfen artık kendini tutma."

23 harf ve 4 kelimeden oluşan ufak bir cümle ile beni tamamen yerle bir edebilmeyi başarmıştı.  Artık kendimi tutamayacağımı anlamam saniyelerimi almadı.  Köpüklü olan elim ile ensesinden tutarak kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Aylardır içimde tuttuğum tutku ve birikmişliğin, aşkıma ve arzuma duyduğum çaresizliğin bütün yansımasını  dudaklarından çıkarmaya başladım. Hızlı bir şekilde hareket eden dudaklarım ile onun dudaklarını ezerken zevkle mırıldandım. Dolgun olan  iki dudağını da dişlerimin arasına kıstırıp iyice emdikten sonra bıraktım.

Tepkisini ölçmek için ondan ayrıldığımda karşılaştığım manzara ise büyüleyiciydi. Kızarmaktan domatese dönmüş elmacık kemikleri, onu çok kısa bir  sürede öpmeme rağmen nefes nefese kalmış balık şeklindeki kıpkırmızı dudaklar ve titreyen omuzları ile beni baştan çıkarmayı defaten başarmıştı.

Saniyeler içerisinde gördüğüm görüntü beni  sarhoş ederken uzun zamandır hasretini çektiğim dudaklara bir daha yapıştım. Alt dudağını parçalarcasına öpüp ısırırken nefessiz kalmasına rağmen çıkan iniltileri beni daha da şevke getiriyordu. Ensesini kavrayan elim saçlarına doğru çıkarak hafifçe saçları çekti ve bu hareket ile kafasını arkaya doğru yatırmış oldum. Koluma yaslanmış olan kafası ile daha rahat ulaşabildiğim dudakları iştahla yemeye devam ettim. Altımda tir tir titreyen ve sürekli mırıldanan beden, leydinin dudaklarından nefes almak için bile ayrılamayacağımı haykırıyordu.

Sınırlarımın kat kat aşıldığının farkındaydım. Sabrımın son kırıntıları da küvetin içinde, hem ıslak hem de çıplak olan Leydiyi görmemle sınanmışken, bir de bu küvetin içerisinde onunla birlikte bulunmak, teninin tenime temas etmesi ve tattığım bütün meyvelerden daha lezzetli olan dudaklarından çıkan 4 kelime bütün savunma sistemimi yıkmıştı.

"Immh"

Sesi şehvetimi ve aşkımı kamçıladı. Leydimin dudaklarının benim dudaklarımın arasında, benim hızıma uyum sağlayarak hareket etmeye çalıştığını fark etmek ise zincirlediğim ve kapana kıstırdığım bütün şehvetimi açığa çıkarmıştı. O kadar lezzetliydi ki şu iki et  parçası... Onu öperken içim gidiyordu.

Mecburen soluklanmak için ayrıldığımda nefeslerimiz birbirine karışırken bana baygın bir şekilde bakıyordu.

"Leydim, "

Sözüm hemen kesildi.

"Devam et Cara"

Bu sefer kollarını omuzlarıma çıkarıp ellerini ensemde  birleştirerek beni kendine çeken leydimdi.

Şu an bana biri gelip cennetin nerede olduğunu sorsa şüphesiz ki onun dudaklarında olduğunu söylerdim. Bunun bilinciyle çenesinden tutarak ağzını araladım ve cennetime dilim ile giriş yaptım.

Bütün ağzını talan edip, dudaklarını yalarken, açık ağzı ve açık tutmaya zorlandığı gözleri ile nefes nefese kollarımdaydı.

Bir rüyadamıydım? Öyle ise bütün  ömrüm bu rüyanın içine haps olunsun isterdim. Öne doğru atılarak alt dudağımı kavrayan ve bir bebek gibi emmeye başlayan leydim ise, bu  düşüncemi tasdik etti.

O benim alt dudağımı emerken, ona izin verdim ve çenesini tutan elimi yukarıya çıkararak saçlarını okşamaya başladım. Bir yandan onu giderek suyun içine hafifçe ittim. Ve düşmemesi için kolum ile omuzlarından sıkıca tuttum. Saçlarındaki köpük su üzerinde dağılırken,  o hala dudaklarımı emmeye devam etti.

Alt dudağımı ısırması ile inleyerek onun dolgun iki et parçasını içimden geldiği gibi talan etmeye devam ettim. Öyle bir hızla öpüyordum ki benim hareket ettiğim müddette leydimin dudaklarını kıpırdatmaya dahi fırsatı olmuyordu.
Üçüncü defa nefessiz kalmış bir sekilde ondan ayrıldım. Dudaklarımızın teması ise devam etti.
Titremeye devam eden leydim benden farksız görünüyordu.

Kollarımdaydı. Ve ben onu öpmüştüm. Hemde öyle bir öpmüştüm ki yarı açık gözleri ve dağılmış bir yüz ifadesi ile karşı karşıyaydım. Onun bu hale gelmesinin sebebi bendim.

Doyamadığımın farkındaydım, lakin onun üzerine fazla gitmek istemediğımden  titremeleri devam ettiğinden, kolları hâlâ boynuma sarılıyken nazik bir şekilde saçında ki köpüğü iyice giderdim. Bir yandan yanaklarına, burnuna, alnına ve çenesinin kenarına küçük öpücükler kondurarak saçlarını iyice temizledim.

"Cara, çok güzelll.."

Boynumdaki elini dudaklarıma götürerek fısıldadığında göz bebeklerimin titrediğine emindim. O bana bu şekilde bakarken ve böyle sözler sarf ederken kendimi tutmam gittikçe imkansız hale geliyordu.

"Asıl sen güzelsin. O kadar güzelsin ki, varoluşun bile iki dizimi kırıp sana yalvaracak raddeye getiriyor beni. O kadar güzelsin ki gecenin ayı, gündüzün güneşi halt yiyor yanında. Benim dünyamın en güzelisin. Aynı zamanda bütün evrendeki en paha biçilemez mücevherden bile değerlisin. Dudakların ise,"

Konuşmama devam ederken iyice ona yaklaşıp dudaklarında soluklandım. Daha sonra dudaklarımı teninden ayırmadan titreyen bakışları eşliğinde kulağını öptüm. O soluklarını bir türlü düzenleyemez iken bende onun ile aynı durumdaydım.

"Dudaklarının ise, cennetim olduğunun hep farkındaydım. Lakin vaad edilen şey ile tecrübe edilen şeyin arasındaki farkı çok net kavradım. Artık dudakların bana ait. Bunun geri dönüşü yok leydim."

Yanağından dökülen bir damla yaş benim yanağımı ıslatırken hızla bana sarıldı.

"Biliyorum. Geri dönmek de istemiyorum. Dudaklarım hem bu dünyada hem de öteki dünyada  sana ait."

Derin bir nefes aldım ve duygularımı dizginlemeye çabaladım. Bütün bunları beklenmedik bir anda yaşamam ve hayaliyle yanıp tutuştuğum tenin kollarımda oluşu fazla gelmişti.

Dudakları bana aitti.

Benim ise bütün benliğim çoktan ona köle olmuştu.

^^^^^^^^

Kitabımı okuyup oy verenleri görünce aynen böyle oluyorum ^^
Bir kişi bile oy verse bölüm yazmak için bütün motivasyonu toplayabiliyorum.

Kitabımı okuyup oy verenleri görünce aynen böyle oluyorum ^^Bir kişi bile oy verse bölüm yazmak için bütün motivasyonu toplayabiliyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kendinize iyi bakın 💝🏳️‍🌈



𝑳𝒆𝒚𝒅𝒊𝒎  «𝚐𝚡𝚐»Where stories live. Discover now