☆ 2

1.1K 128 136
                                    

yorumlarinizi bekliyorumm <3

-

Los Angeles, 12:34

"Şu siktiğimin çeneni kapatacak mısın artık sen?"

Jeon öfkeyle konuştuğunda arkadaşı Mingyu onu daha fazla öfkelendirmek istercesine konuşmaya devam ediyordu.

"Kıza olan bakışlarını gördüm diyorum!"

"Seni aldatmışım gibi davranmayı kes!"

"Yatacaksınız değil mi?" dedi Mingyu daha çok sinir olması için ağlamaklı bir sesle konuştu.

"Evet," dedi Jeon da alayla. Yüzme salonuna ondan sonra başkası girmişti ama bunu umursamadan konuşmaya devam etti. "Haftanın yedi günü becereceğim kızı, bize katılmak ister misin?"

Mingyu kahkaha attı. "Diyorsun ki, sensiz sikişe bile gitmem."

Jungkook gözlerini devirerek daha fazla bu konuşmaya devam edemeyeceğini anladı ve suratına kapattı. "Siktiğimin herifi,"

Arkasını döndüğünde ise adımları olduğu yerde durdu. Lalisa, kocaman gözlerle ona bakıyordu. Sanırım onu duymuştu.

Lalisa, Jeon'un bakışlarını fark ettiğinde hemen araya girip, "Seni dinlemedim, yeni geldim zaten. Jimin'i bekliyordum, rahatsız ettiysen üzgünüm."

Jeon onun bu tatlı paniğine karşı dudaklarını kıvırmıştı. "Hayır, sorun değil. Jeon Jungkook ben bu arada, dün tanışamadık."

Jeon kıza elini uzatmış sıkmasını beklerken Lalisa şaşkınca elini tutmuştu. "Lalisa Manobal, bende."

Lalisa elini geri çektiğinde Jungkook bir anlık irkilmişti. Bakışları kızın üzerinde gezindi. Bol bir şort, onun üzerine de crop giyerek gayet sevimli duruyordu. Lalisa'ya karşı içinde olan bu arzuya engel olamıyordu.

"Manobal?" diye sordu Jeon merakla. Lalisa gülümseyerek, "Annelerimiz farklı Jimin ile, ben annemin soyadını kullanıyorum." dedi. Jeon başını sallayarak onayladı onu. Park Jimin'in bir de üvey kardeşi vardı demek.

Lalisa ise hala karşısındaki adamın neden kendisine baktığını sorguluyordu. Daha önce kimse ona bu kadar uzun bakıp incelenmemişti. Onu tanıyordu aslında, Jimin bahsederdi. Vücudundaki dövmelerle, kaşındaki ve dudağındaki piercingle bir serseriyi andırıyordu.

"Neden bekliyorsun Jimin'i?"

Lalisa kolundaki sırt çantasını havaya kaldırıp gülümsedi. "Bunu unuttu, Roseanne derste olduğu için kendim getirmek istedim."

Jeon'un bakışları bir anlığına kızın dudaklarına kaydığında kendini hemen toparladı ve üzerindeki tişörtü çıkararak başını salladı. "Şuraya bırak istiyorsan, kimse o herifin çöpünü çalmaz."

Lalisa kaşlarını çattı. Hoşuna gitmemişti Jeon'un tavırları, kimse abisi hakkında böyle konuşamazdı. "Düzgün konuş lütfen,"

Jeon genç kızın ricasına karşılık sırıtarak suya atladı. "Üzgünüm, fakat benim ağzımdan o piç kurusu için iyi bir şey duyamazsın."

Lalisa sinirlenmişti. Haddini aşmıştı, o kimdi ki böyle konuşabiliyordu. "Ukala piçin tekisin," dedi dişlerinin arasında.

Asla küfür etmeyen Lalisa, tanımadığı birine şu an küfür ediyordu. Ve Jeon, ilk defa birinin ona küfür ettiğini duydu. Islak saçlarını eliyle geriye atıp havuzun mermerine doğru yaklaştı. "Ne dedin sen?"

Lalisa sinirle elindeki çantayı bırakmış ve Jeon'a doğru yaklaşmıştı. "Diyorum ki, burada senden başka ukala bir piç yok. Anlamıyor musun?"

storm fire Where stories live. Discover now