☆ 8

983 114 156
                                    

yorumlarinizi eksik etmeyin lutfeenn 💗

-

Los Angeles, 21:00

"Sence gelir mi?"

Jennie karşısında umutsuzca etrafa bakan kuzenine dönmüş ardından gözlerini devirmişti. "Şu suratını düzelt, günümü mahvetme."

Jungkook üzerindeki siyah gömleğin düğmesini açtığında saçlarını geriye atmıştı. Jennie'nin doğum günü için tuttukları mekandaydılar. Neredeyse Jennie tüm okulu çağırmıştı. Ve işin garip tarafı, Jennie'nin doğum günü için tutulan mekan, Kim Taehyung'un mekanıydı.

"Doğum gününde kafayı bulmayı düşünmüyorsun değil mi?"

Jennie turuncu saçlarını geriye atarak gayet rahat bir şekilde cevap vermişti. "Hayır, bugün bazı ucubeleri gözetlemem gerek."

Jungkook gözlerini devirdiğinde tam o sırada mekandan içeri Lalisa ve Roseanne girmişti. Lalisa üzerindeki gözlerine oranla koyu olan yeşil elbisesi ile göz alıcı duruyordu. Derin yırtmaçlı elbisesi ile bacakları ön planda duruyordu. Siyah saçlarını tepeden toplamıştı.

Roseanne ise kızıl saçlarını dalgalandırmış, siyah askılı elbisesi ile uyum içindeydi. Jimin babasıyla birkaç günlüğüne Kore'ye gittiği için Roseanne bunu fırsata çevirerek Lalisa'yı zorla partiye getirmişti. Jennie'den hoşlanmamasına rağmen doğum gününe gelmesi de ayrı bir olaydı zaten.

Jungkook onu gördüğü gibi gözleri parlamıştı adeta. Kalp atışları hızlanmış, küçük bir çocuk gibi sevinmişti. Utanmasa olduğu yerde sevinçten tepinebilirdi.

"Kanka seninki gelmiş," dedi Mingyu sırıtarak.

Jennie de o tarafa doğru baktığında sırıtmış ve üzerindeki kısa dar elbisesini çekiştirerek ayağıya kalkmıştı. "Cici kızlar gelmiş, şu kırmızı kafayı sevmiyorum ama olsun."

Lalisa, Jennie'yi görmesiyle gülümsemiş ve hediyesini çantasından çıkartarak yanına doğru adımlamıştı. Roseanne de huysuz bir şekilde onu takip ettiğinde Jennie ile birbirlerine bakıp göz devirmişlerdi.

"Jennie! İyi ki doğdun!"

Jennie sevimlice gülümsemişti. Ardından kuzeni öksürerek onu uyardığında ne demek istediğini anlamış olacak ki yüzündeki gülümseme solmuştu. "Teşekkür ederim, cici kız. Ve senden özür dilerim, abin olacak mağara adamına o fotoğrafları attığım için."

Roseanne'in gözleri açılırken Lalisa şaşkınca ona bakıyordu. Elindeki hediye paketini hevesi kırılmışcasına indirdi. Jungkook onun bu halini gördüğünde sinirlendi. Üzülmesini istemiyordu, ama elbet öğrenecekti ve Jennie'nin ondan özür dilemesi lazımdı.

"Seni kaltak!" dedi Roseanne, Jennie'ye doğru adımlarken. Jennie bakışlarını Lalisa'dan çekmiş ve sinirle kendisine doğru gelen kıza bakmıştı. "Çekil aradan kırmızı kafa, döverim seni."

Roseanne hızla Jennie'ye doğru atıldığında Mingyu araya girip onları ayırmaya çalışırken, Roseanne yanlışlıkla Jennie'ye atacağı tokadı Mingyu'ya atmıştı. Lalisa'nın şaşkınlıktan ağzı açıldığında hediyeyi masaya bırakıp arkadaşını tutmuştu.

Jungkook mu? O ise içkisini yudumlayarak keyifle olanları izliyordu.

"Manyak mısın lan sen?!" dedi Mingyu sinirle yanağını tutarken. Hayatında elbette dayak yediği anlar olmuştu, fakat ilk defa böylesine eli ağır biriyle karşılaşıyordu.

"Ben, özür dilerim. Jennie'ye atacaktım, arada kaynadın." dedi Roseanne. Jennie'nin gözleri şokla açıldığında Jungkook kahkaha attı.

"Varoşa bak, benim bebek gibi suratıma o pis ellerini değdirmeye nasıl cürret edersin?!"

storm fire Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt