☆ 6

962 132 266
                                    

bol bol yorum yapalim lutfeenn ✊

bu arada ficte cinsel icerikli sahneler var, o tür sahnelerde karakterler daha sert olucak yani bu tür seylerden rahatsiz olanlar varsa o sahneleri gecebilir 💗

-

Los Angeles, 14:30

Yüzüne vuran güneş, kuşların sesi, çiçeklerin kokusu... Çiçekleri çok severdi Lalisa, çiçekler ona göre huzurun ve mutluluğun temeliydi. Üzerindeki askılı çiçekli elbisesinin eteğini çekiştirerek ayağıya kalkmıştı.

Roseanne'in yanına doğru ilerliyordu. Okulda kimsenin bilmediği tarafta çimlerin üzerinde uzanmak ona iyi gelmişti. Okulun kafeteryasına girdiğinde Jimin ile karşılaşmamak için dua ediyordu. Bakışlarını etrafta gezdirirken Jungkook'u gördü.

Yanında iki kız, bir de okuldaki kızlardan bildiği kadarıyla yüzücü takımından olan Kim Mingyu vardı. Kızlardan biri geçen gece barda karşılaştığı turuncu saçlı kızdı. Diğerini hiç görmemişti, kahverengi saçlı bir kızdı.

Turuncu saçlı kıza oranla Jungkook'a daha yakındı. Arkadaşça değil de... Ah, her neyse diyerek geçirdi içinden. Onu ne ilgiledirirdi ki? Jungkook aniden başını kaldırıp kısık gözlerle kendisine baktığında Lalisa yakalanmanın verdiği telaşla bakışlarını kaçırmış yetmezmiş gibi koşar adımlarla yürümeye başlamıştı.

Aniden birine çarpmasıyla karşısındaki kişiden acı dolu bir ses geldi. Lalisa panikle karşısındaki çocuğa baktığında dudağını ısırdı. "Ay iyi misin?"

Çocuk dehşetle ona baktı. "İyi miyim sence?" diyerek üzerini gösterdi. Kahvenin yarısını üzerine dökmüştü. "Diğer yarısı bardakta duruyor," dedi Lalisa birden boş bulunarak.

Çocuk hayretle ona baktığında Lalisa'nın gözleri açıldı. "Yani öyle demek istemedim ben, yedek kıyafet olacaktı dolabımda. Getirmemi ister misin?"

Çocuk şaşkınca karşısındaki kızı izlediğinde bu halleri oldukça sevimli gelmişti gözüne. "Getir ama papatya desenli olsun benim elbisem."

Lalisa hızla başını salladı. "Tabii-" ardından duraksayıp dudaklarını büzdü. "Dalga mı geçiyorsun?"

"Hayır, sadece özür dilemen yeterliydi diyorum."

Lalisa mahçup bir şekilde çocuğa baktığında bu durumdan memnun olmayan bir diğer kişi de Jungkook'tu. Ellerini yumruk yapmış, dişlerini sıkarak onları izliyordu. Biraz daha çocuk ona yakın olmaya devam ederse kendi kahvesini de dökmeye gidecekti.

"Ağzında diş kalmayacak," dedi Jennie rujunu tazelerken.

Jungkook onu dinlemeyerek gergin bir şekilde onları izlemeye devam ettiğinde Miyeon elini tuttu. "İyi misin sen?"

Jungkook elini sertçe çektiğinde şaşkınca ona baktı Miyeon. Son günlerde garip davranıyordu. "Jungkook, ne oluyor?"

"Annesi sütten erken kesti onu, o yüzden böyle." dedi Jennie sırıtarak.

Mingyu arkadaşının baktığı yere bakmış ardından sırıtarak Jennie'ye baktığında ise ikisi de aynı şeyi düşünmüştü. "O çocuk mimarlık bölümünden Kim Hanbin değil mi? Kızlar arasında kibarlığından ve yakışıklılığında dolayı oldukça popüler." diyerek imalı imalı kuzenine bakmıştı Jennie. Ardından gözlerini devirerek, "Eee herkes sen ve Jimin gibi mağara adamı değil sonuçta."

"Jennie!" dedi Jungkook bir anda gür sesle. Birkaç kişinin onlara bakmasıyla Jennie sinirle konuşmuştu. "O ses tonunu ayarla ananı sikmeyeyim."

Jungkook sinirle masadan kalktığında kendisi bile bilmiyordu neden sinirlendiğini, kafetaryadan çıktığında Hanbin ve Lalisa konuşmalarını çoktan bitirmiş, Lalisa arkadaşının yanına gitmişti.

storm fire Where stories live. Discover now