7. BÖLÜM: Hizmetçi ve İkiz Oğulları

64 60 0
                                    

Havada ıslak toprak kokusu vardı, sabahın serin rüzgârıyla birlikte tamamen açık olan pencerelerden arabanın içine doluyordu. Ufak bir kasabanın içinden geçiyorduk. Dar, asfalt yolda içine yağmur suyu birikmiş çukurlar vardı. Hava bulutluydu ancak daha fazla yağmur getirmedikleri belliydi çünkü kar gibi beyaz bulutlardı bunlar.

Arabayı Alro kullanıyordu. Yeşil, kareli gömleğinin önü açıktı ve içindeki beyaz tişört görünüyordu. Dün gece söylediklerinden hiç konu açmamıştım, o da öyle yapmıştı. Şimdiyse üzerinde garip bir suskunluk vardı. Motelden ayrılalı birkaç saat olmuştu. Roven'in kulübesine oldukça yaklaşmıştık, hatta eğer yağmur yüzünden konaklamak zorunda kalmamış olsaydık dün gece çoktan varmış olurduk.

Önümdeki konsolun üstünde Alro'nun telsizi yatık konumda duruyor, arabanın üstünden geçtiği her bir çukurda tok sesler çıkararak yerinde zıplıyordu. Radyoda çalan sakin, kısık sesli bir müzik vardı ancak camlardan giren uğultulu rüzgâr sesi müziği bastırmıştı. "Dün akşam Denisa aradı ama yağmur hatları bozduğun için ne söylediğini anlayamadım." dedim. "Lorem ve annesiyle alâkalı bir şeydi, onları şimdi arayabilir miyiz?"

"Elbette." dedi bakışlarıyı yoldan ayırmadan. Uzanıp konsolda duran telefonunu aldı, numarayı aradı ve telefonu bana uzattı.

Telefonu alıp kulağıma götürdüm, birkaç kısa bip sesinin ardından telefon hemen açıldı. "Denisa?"

"Ben Deni." dedi telefonun ucundaki kardeşim. "Neredesiniz? Dünkü yağmurda size ulaşamayınca endişelendik."

"Endişelenme, yoldayız. Kulübeye ulaşmamıza..." Göz ucuyla Alro'ya baktım.

"Bir saat." dedi yaklaşık olarak.

"Bir saat kaldı." dedim Deni'ye. Bu sırada kasabadan çıktığımızı işaret eden bir tabelanın yanından geçtik. "Lorem ve annesi size ne anlattılar?" diye sordum beklentiyle.

Bir süre sessiz kaldı. Bu sessizliği, peşinde olduğumuz cevapların onlarda olmadığını anlamamı sağlamıştı.

"Bir geri dönüş yolu olup olmadığını onlar da bilmiyorlar." dedi Deni, sesi umutsuzdu. "Lorem'in annesi yetmiş yaşını geçmişti, sorduğumuz soruların çoğunu anlayabilecek durumda değildi. Lorem ise aslında ikizi olmadan doğduğundan ve o çocukken Roven'in aniden evin içinde belirdiğinden fazlasını bilmiyor. Zamanla kardeş taklidi yapmaya başlamışlar çünkü başka yolu yokmuş. Lorem yıllar içinde incelemek için birkaç defa daha eve gittiğini ama ne zaman gitse evde kimse olmadığını söyledi."

Bunların tümü hâlihazırda biliyor olduğumuz şeylerdi. "Anladım." diyebildim yalnızca kısık bir sesle.

"Lorem, Roven'in ev hakkında daha fazla şey biliyor olabileceğini söyledi." dedi Deni. "Ve biraz da... Çatlak olduğunu."

"Nasıl yani?" diye sordum.

"Yıllarını ev ve paralel evrenler hakkında araştırma yaparak geçirmiş." dedi. "Tek umudumuz o, eğer o da bize yardım edemezse..."

Cümlesini yarım bıraktı ama nasıl tamamlanacağını biliyordum: Burada kalırdık, sonsuza dek, tıpkı onlar gibi.

"Her neyse. Dönüş yolundayız, sizden haber bekleyeceğiz." dedi, sesindeki umut kırıntılarını duyabiliyordum ama bende ondan hiç yoktu artık.

"Sonra görüşürüz." dedim. Telefonu kapattı.

Uzayan sessizliğimden anlamış olacak ki "Haberler kötü mü?" diye sordu Alro. Olumlu anlamda başımı salladım, camdan dışarıyı izlemeye devam ediyordum. Kötü haber... Benim için öyle olduğunu söyleyebilirdim, peki ya Alro için de öyle miydi?

Kumdan KaleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin