Bizim Sırrımız

1.6K 177 53
                                    


İyi okumalar

1 hafta sonra...

Uyku modundaydım ve bir saat içinde yeniden uyandığımda yatağın sol tarafının boş olduğunu gördüm. Jungkook yoktu.

Sadece bir saat öncesinde yanımdayken  şimdi olmaması beni endişelendirmişti. Yataktan kalkıp koridorun sonundaki banyoya ilerledim ama oradada yoktu. Henüz tam anlamıyla iyileşmediği için başına bir şey gelmesinden korkuyordum.

Hızlı adımlarla karanlık olan alt kata iniyor bir yandan da ona sesleniyordum ama ev boştu ve Jungkook gitmişti. Uyku moduna girmem için ısrar etmesi ve şimdi evde olmayışı tuhaftı ve nerede olabileceğine dair bir fikrim yoktu.

Üst kata, odamıza çıkarak komidinin üstünde duran telefonu elime alıp Jungkook'u aramaya başladım. Uzun uzun çalan telefon sonunda kapandığında öfkeyle yatağa fırlattım. "Kahretsin! Nerdesin Jungkook?".

Böyle olmayacaktı, çıkıp onu dışarıda aramalıydım. Başına bir iş gelebilir, kendini açığa çıkarabilirdi. Tüm bu olumsuz düşüncelerle çaresizce ne yapacağımı düşünürken duyduğum araba sesiyle pencereye doğru adımladım. Jungkook'tu ve şükürler olsun ki iyiydi. O kapıyı açmadan alt kata inip beklemeye başladım.

Kapının kilidi çevrildi, Jungkook sessiz olmaya çalışarak içeri girdiğinde karşısında beni görüp yakalanmanın verdiği adrenalinle çığlık attı. "Ödümü kopardın Taehyung, uyanmışsın."

"Uyandım, nerden geliyorsun?"

"Bir işin vardı onu halledip geldim." dedi ayakkabılarını çıkarırken. Yanıma gelip beni öpmek için uzandığında geri çekilip ona izin vermedim. Ne kadar endişelendiğimi görmüyordu sanırım ve rahat tavrı giderek sinirlerimi bozuyordu.

"Neredeydin Jungkook? Seni yanımda bulamayınca ne kadar endişelendim biliyor musun? Henüz iyileşmedin bile tam anlamıyla. Bara mı gittin?"

"Evet" dedi kollarını birbirine bağlarken. Tek kaşımı kaldırıp yüzündeki sinsi ifadenin sebebini sorgularcasına baktım yüzüne.

"Mike piçinden almam gereken bir intikam vardı."dedi alaycı gülüşü ile. Bunu yapacağını düşünmemiştim. Onu öldürmüş olabilmesinden korkmaya başladım.

"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordum.

"Nasıl bakıyorum Taehyung?"

"Bir katilin bakışları bunlar. Onu öldürdün, yanılıyor muyum?"

Salonda kahkahası yankılandı ve büyük bir keyifle "Evet öldürdüm. Şimdi hak ettiği yerde." dedi. İçeri geçip az önce  birini öldürmemiş gibi koltuğa oturup televizyonu açtı.

Yanına oturdum, elini tuttum. "Bebeğim, iyi misin peki ?"diye sorduğumda gözleri doldu. Alt dudağı titredi ve ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırdığında onu göğsüme yaslayıp saçlarını okşamaya başladım.

"O benim arkadaşımdı.." dedi tuttuğu gözyaşlarını bırakarak. "Hayatımı mahvetti, onun yüzünden artık yaşayan bir ölüyüm ben." dediğinde bu cümle nefesimi kesti. Boğazımda bir yumru oluştu ve ben yutkunamadım. Jungkook mutlu değildi ve ben bunu anlayamamıştım.

"Böyle düşündüğünü bilmiyordum."

"Canımın yandığını saklamaktan, senin yanında güçlü görünmeye çalışmaktan yoruldum Taehyung. Korkuyorum..."hıçkırık sesi ve dolu gözleri ile Jungkook ilk kez içinden geçenleri olduğu gibi söylüyordu bana.

" Korkuyorum çünkü saklamalıyım kendimi. Ya farklı olduğum anlaşılırsa o zaman bana ne yaparlar Taehyung? Bir kez daha mı öldürürler bedenimi? Yoksa bir deney faresi mi olurum birilerinin elinde?"

Robot V / taekookWhere stories live. Discover now