1.6

133K 5.2K 1K
                                    

Keyifli tatliş okumalarrr💓

***
Yüzümün önüne gelen saçlarımı elim çamurlu olduğundan geriye atamıyordum ve sinirleniyordum. Diktiğim ikinci ağacı bitirsem rahat bir nefes alacaktım ama ağaç dikmek çok da kolay değildi.

Sağımda Gamze oturmuş ona düşen ağaçları dikiyordu. Sol yönümde ise Barlas ağaçlarını dikiyordu ve asıl sinirlendiğim tüm kızların ona bakmasıydı. Kalp sağlığım ve akıl sağlığım için onun mükemmel vücudunu belli edecek kıyafetler giymesi yasaklanmalıydı.

Ters bakışlarımı fark edip, "Ne?" dedi ikilemde kalmış gibi. Ters bakışlarımı bozmadan arkaya çevirip o kız grubuna baktım. Birbirleriyle gülerek konuşuyor ve zerre çekinme gereksinimini duymadan Barlas'a bakıyorlardı.

E ama ben bunları yolarım.

O kız grubundan Seda bakışlarımı fark edip tek kaşını kaldırdı. Salak. Bedenimi Barlas'a yaklaştırıp yandan omzuna dokundum bilek kısmımla. Ellerim çamurdu çünkü. Barlas bana baktı önce sonra ise baktığım yere döndü. Kısık sesli gülüşü doldu kulaklarıma. Onu kıskandığımı bu kadar belli edemezdim.

"Merak etme ben sadece sana bakıyorum." Tek gözünü kırpıp ona dönük yanağıma bir anda öpücük bırakıp geri çekildi. Bunu herkes görmüş olmalıydı çünkü herkesin gözü önünde öpmüştü beni.

Şapşik şey. Yerdim, bitirirdim ama ortam müsait değildi ve biz hâlâ tripliydik kendilerine.

Gamze de gördüğünden, "Hop aile var," diye takıldı bize. Gözlerimi büyütüp susması için kaşlarımı kaldırdım. O beni zerre önemsemeden, "Şelaleye de gidelim artık," dedi Barlas'a bakıp kaş göz yaparak.

Gamze'yi şelale de boğmam inşallah çok amin.

"Liya ekmeyi bitirsin gideriz Gamze." Barlas yanıma yaklaşıp elimde ki ağacı diğer ucundan kendisi tuttu. Eli elime zerre çekinme gereksinimi duymadan temas ederken midemde ki sayısız kelebek uçuşa geçti. Kalp ritimlerim deli gibi artarken, nabzımın baskısı kulaklarımda uğulduyordu.

Ağacı eştiğimiz çukura koymamıza rağmen hâlâ ne o ne ben elimizi çekmemiştik. Yeşil gözlerinden kalbime akın eden sıcaklık öyle yoğundu ki sarılmak istedim. Başımı omzuna yaslayıp sıkıca sarılmak hemde.

"Küçükken de çamurla oynamayı severdin. Her yerini küçükken de, şimdi de kirletsen hâlâ nefes kesici görünüyorsun." Ağzım beş karış açık kaldı. Şaka değil gerçekten çenem düşecek gibi açıldı hemde. Gözlerimi kırpıştıramadım başta. Sonra ise nadir verdiğim tepkilerden birini vererek utandım. Hatta yetmedi elimi hızla çekip ona arkamı döndüm çünkü çok çok çok utanmıştım.

Elalemin ne anıları olur sevdiği kişinin aklında. Benim çamurla oynadığım pasaklı anılarım kalmış. Ulan hayat. Bari buradan vurmasaydın.

"Ay kalk hadi Gamze gidelim." Aceleyle Gamze'yi oturduğu yerden kaldırıp topluluğun arasına karıştık. Barlas da gelip tam arkamda durdu. Kaslı göğsü sırtıma değiyordu ve parmakları parmak uçlarıma temas ediyordu. Bunu bilerek kendisi yapıyordu. Anlamayacak değildim.

Yapsın, hoşuma gidiyordu.

"Evet arkadaşlar. Ağaç dikmeyi bitirdik. Ormanlarımız için, sağlığımız için, doğal güzelliklerimiz için çok önemlidir ağaçlar. Hepinize teşekkür ederim ve şimdi öncelikle ellerimizi yıkayalım hepimiz. Sonra ise hep beraber şelaleyi gezmeye gidelim." Burçin hocayı dinlemeye çalışıyordum ama Barlas'ın temasları yüzünden dikkatim dağılmıştı bile.

"Çek elini." Kimse duymasın diye sessizce dişlerim arasından fısıldamıştım. Elini çekmedi, parmaklarının teması arttı ve elimi sıkıca tuttu. Çekmek istemedim çünkü onun temaslarını seviyordum. Hâlâ bir yanım kırgın olsa da eninde sonunda bu konuyu tatlıya bağlayacaktık.

KOMİSER BEY | texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin