3.4

79.6K 3.8K 808
                                    

Geçen bölüm sınırının geçildiğini görüp de hemen atayım dedim^^

Bu sefer az tutacağım sınırı. Geçsin diğer bölümü yazar atarım ❤️

100 oy, 100 yorum (satır arası)

Keyifli okumalarr💗

***
İki Hafta Sonra.

"Liya gelmeyeceğine emin misin kızım?" Anneme bakmadan başımı sallayıp pasta yapmaya devam ettim. Eğilip omzumla akan yaşları silip burnumu çektim. Çikolatalı pasta yapıyordum ve Barlas bunu da çok severdi.

İki hafta geçmişti ayrılalı. Her ne kadar ara verelim dese de bunun diğer anlamı ayrılalım demekti. Kabullenmek istemiyordum. Barlas'ın benden ayrılmasını kabullenemiyordum. Onu çok seviyordum ve bir anda yaşananları beklemiyordum.

Kerem tekrar Amerika'ya dönmüştü. Geldiği üç gün içinde hayatıma sıçıp gitmişti döl israfı herif. Onu görmek yada bu saatten sonra yanıma yaklaştırmak istemediğim için gitmesi, benden uzak durması en mantıklı seçenek olmuştu.

Pastaya bakarken hıçkırdım. Hıçkırıklarım artarken ellerimi yıkayıp yüzüme su çarptım çeşmeden. Evde kimsenin olmadığını bildiğimden sesli ağlamaya başladım. Ben Barlas'ı istiyordum yanımda. Ona gitmek istiyordum. Saçma sapan olaylar yüzünden aramız bozulsun istemezdim ama gidip ne diyecektim ki?

Gurur yapıyordum. Ama yapmaya mecburdum.

Ellerimi yüzüme kapatıp yere çöktüm. İki haftada mahvolmuştum sanki. Uyuyamıyor, yemek yiyemiyordum. Barlas'ı birkaç kez mahallede görmüş, konuşmamıştım. Yüzüme bakmayışı ona gitmeme engel oluyordu.

Ben onun kapısına gitsem kovulmaktan gocunmazdım. Ama kapısına gittiğimde bana o kapıyı açmazsa düşüncesi beni durduruyordu.

Kapı çaldığında zorlukla ayağa kalkıp gözlerimi kuruladım. Kapı deliğinden kim olduğuna bakma gereği duymadan açtım ve yana çekildim Gamze'nin girmesi için. Bana bakıp, "Liya nerede hanımefendi?" diye sordu ciddiyetle. Moralim olmasa da gülümsedim.

"Geç." Sesim kısılmıştı ağlamaktan. İki haftadır sadece ağlıyordum. Başka bir şey yaptığım yoktu.

Ben kendimi anlatamamış, Kerem gibi bir pisliği hayatıma çok fazla dahil etmiştim ve büyük resmi görememiştim. Barlas'ın haksız olduğunu söyleyemem ama beni dinleyebilirdi. Ben kendimi açıklamak için çok çaba gösterdim ama o bana arkasını dönüp gitti.

Bana arkasını dönüp gitmesini hak etmedim.

Gamze mutfakta ki masanın sandalyesine oturunca yaptığım pastayı soğuması için dolaba koydum. Bir bardak su alıp Gamze'nin yanında ki sandalyeye bağdaş kurarak oturdum.

"Ayakların acımıyor mu böyle oturunca?" Ne alaka bu soru?

"Yoo, her zamanki oturuşum."

Önümde ki suyu Gamze alıp hepsini içti. Elinde ki telefonu açıp, "Şarkı açayım ben," dedi topuz yaptığı saçlarını kaşırken bir anda. Halimi özetleyecek bir şarkı var mıydı bilmem ama İbrahim Tatlıses'in Aramam şarkısı daha iyi olacaktı.

"Aramam şarkısını aç." Saçlarımı açıp dağıttım dağınıklığını almak için. Burnumu çekip sızlayan gözlerimi mutfağın ışığı yüzünden kıstım. Gamze istediğim şarkıyı açıp masaya bıraktı ve ayaklarını oturduğum sandalyenin kenarlarına koydu.

"Niye bu kadar mahvettin kendini?" Bakışlarım cam masanın zeminindeydi.

"Liya bana bak." Baktım yüzüne öylece. "Kızım manyak mısın sen? Kim olursa olsun bir erkek için değer mi? O Selim pisliğinde de mahvettin şimdi de. Yapma böyle Liya."

KOMİSER BEY | texting ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora