3.5

84.4K 3.7K 684
                                    

100 oy, 100 yorum (satır arası)

Keyifli ciciş okumalarrrr💝

***
Barlas Karahan.

1 hafta öncesi.

Elimde ki domates yere düştüğünde bıçağı tezgaha bırakıp ellerimi yıkadım. En iyisi bu haldeyken yemek yapmamaktı. Canım da istemiyordu ama gündüzleri çalışırken, iş başında açlık zorluk çıkarıyordu.

Oturma odasına geçip yemek sipariş verdim. Koltuğa geçip oturduğumda orta sehpanın üzerine koyduğum resmi elime aldım. Sırtımı koltuğa yaslayıp Liya'nın güzel yüzüne baktım. Uyurken çekmiştim geçen akşam. Çok güzel bir anında denk gelmişti ve çekmeden edemedim.

Başımı geriye atıp ofladım. Beynimi sikeyim ki çok salakça işler yapmıştım. Ne diye arkamı dönüp giderdim ki? Pişmanlıktan kafayı yemek üzereydim. Kapı çaldığında siparişin bu kadar hızlı geldiğine şaşırdım. Kapıyı açınca karşımda Tuğrul'u gördüm. Kaşlarımı çatıp, "Hayırdır amına koyayım?" dedim.

Tuğrul beni yana itip içeri girdi. Oturma odasına arkasından girdiğimde evin içini inceliyordu. "Naber lan göt?" Göz devirip, "Hoşgeldin kardeşim," dedim az evvel ki yerime oturup.

"Kapıda küfürle karşıladın lan beni."

"Keyfim yok." Ayaklarını masaya uzatıp rahatça yayıldı. Telefonumu elime alıp, "Aç mısın?" diye sordum.

"Değilim." Aç olduğunu söylerse ona da sipariş edecektim ama değildi. Telefonu koltuğun diğer ucuna fırlatıp dalgınca televizyona baktım. En son açtığım spor kanalı vardı. Futbolu severdim ama bu aralar izleyecek havamda olmadığımdan ne izlediğimi anlamadan baktım.

Yüzüme yediğim yastıkla sinirle burnumdan soludum. Yastığı aldığım gibi Tuğrul'a fırlattım ama hemen yakalayıp kucağına koydu. "Dökülsene oğlum neyin var?"

"Yok bir şeyim."

"Liya'yla ayrıldığına göre bir şeyin kalmamıştır." Sinirle ona bakıp, "Ne alakası var?" diye homurdandım. Biz ayrılmamıştık, ben gerizekalı olduğum için saçmalamıştım.

Gülerken, "Oğlum konuştuk bugün Liya'yla. Saydırdı kız sana. Ağladı birde. Ağladığı için sana yumruk atma sözü verdim," dedi keyifli bir şekilde.

"Bıkmadın mı beni dövmekten?" Dudağımın kenarıyla hafifçe tebessüm ettim. Nolursa olsun, Levent'te Tuğrul'da kardeşim dediğim insanlardı. Onlarla kavga etsek iki dakika sonra yine yan yana olurduk.

"Sen salaklık yapmaktan vazgeçtiğin zaman söz seni dövmeyi bırakacağım." Sevimsiz bir şekilde güldü.

Liya'nın ağladığını söylemese olmaz mıydı?

Susup yüzümü sıvazladım. Sinirliydim kendime çok fazla. Gidemiyordum da yanına çünkü yüzüm yoktu. Her zaman sınırı aşmak gibi huylarım vardı. Onunla konuşup halledebilirdik ama ben ara verelim dedim. Bunu nasıl bir akılla söylediğimi ben bile bilmiyordum.

"Kıza ara verelim dedim." Başımı koltuğun arkasına yaslayıp gözlerimi kapattım. Her anımda yüzü aklıma geliyordu.

"Bunu yapmadığını söyle bana." Tuğrul bile inanamıyormuş gibiydi.

"Yaptım amına koyayım."

"Lan sikik, başımızı şişirip dururdun Liya'yı çok seviyorum diye. Bu yaptığın ne şimdi?" Tuğrul'la konuşmak her zaman iyi gelmişti. Önce konuşur sonra döverdi. Manyak herif.

"Kerem denen zibidi yüzünden. O geldikten sonra hep kavga ettik. Aramız sürekli bozuldu. Partiye gidecektik biz, bana söylemeden gitmiş bende haber bekledim beraber gideceğiz diye. Bana mesaj attı evindeyim diye. Neyse geldim eve bu yok. Aradım partideyim dedi. Sinirlendim amına koyayım çünkü Kerem itide oradaymış. Bizim işler de yoğunlaşınca görüşemedik ama o hiç gelmedi yanıma," bu noktada duraksadım çünkü tekrar hatırlamak Kerem'i dövmem için yeterli bir nedendi ama ona karışmayacaktım. Liya zaten hayatından çıkarmıştı.

KOMİSER BEY | texting ✓Where stories live. Discover now