Altı

272 29 8
                                    

Selamlarr herkesee hoş geldiniz sefa getirdinizz canlarımmm umarım iyisinizdirr. Güzel bir bölüm ile karşınızdayım evett.
Bu bölüm artık Jungkook'tan devam edeceğim ki ana karakter o.

O zamannn buyurun bölümeee, oy ve yorum bekliyorummm♡

|6.Bölüm| ●Taktırdığım Zaman Görürsün●

"Jungkook'un Anlatımıyla"

1 hafta sonra..

Günler geçtikçe her şey geriye sarıyor gibiydi. Kabuslarım olmayacak derecede artmış ve beni saatlerce uyku uyutmayacak hale getirmiş iken yalnızlığım da başıma dert olmuştu. Aynada kendimle konuşuyordum veya uyumadığım zamanlar telefondan birkaç psikolog dinliyordum. İyi geliyor gibiydi.

Hayatım zaten monoton düzeyde idi ama bu aralar tamamıyla sıradanlaşmıştı.
Annem her ne kadar çabalasa da kimseyi görmek veya bu odadan çıkmak bile istemiyordum.

Sanırım bugüne kadar isteğim bu yöndeydi. Çünkü kapım açılmış ve annem başını sokmuştu içeri. "Tavşanım. Birileri geldi seni görmeye."

Birileri mi? Birileri nasıl gelebilirdi ki? Benim burada kimsem yoktu. Arkadaşım açısından söylüyorum. Başka açıdan da yoktu da boşverin siz.

Kaşlarımı çatıp oturduğum yerde dikleştim. "Kim gelmiş ki?"

Gözlerimin uykusuzluktan patlayacak gibi olmasından başka bir derdim yokken sadece merak ediyordum kimin geldiğini.

Annem dışarıyı işaret etti. "Taehyung ve arkadaşları arabayla geldiler. Piknik alanına gidiyorlarmış, seni de davet ediyorlar. Çıkmak ister misin, hem değişiklik olur sana da?"

"Anne.. hasta olduğumu söylesen? Odadan çıkmak istemiyorum."

Dudaklarını birbirine bastırıp uzun bir nefes bıraktı. Ardından bir şey söylemeden odadan çıktığında yorgunlukla kollarımı çalışma masama, başımı da üstüne yasladım. Gözlerim kapalı vaziyette sadece dinlenmeye çalışıyordum. Allak bullaktı kafam.

Bir hafta öncesinde babamın yalnızca ortaklık sürecinde formaliteden evli kalacağı bir kadın olduğunu öğrenmiştim. Evet o hamile kadından bahsediyorum. Ama annemi aldatmadığı ne malumdu henüz evlilerken? Kadının karnı en az dört aylık gibi görünüyordu.

Ya o bebek benim üvey kardeşim ise? Bu yükü kaldıramazdım o zaman. Her tarafım yorgundu, bitkindi zihnim. Hayatımın şokunu buraya düşerek yaşamıştım zaten, tekrar bir şok yaşamaya hacet yoktu.

Tam uyku haline geçiyorken kapının açıldığını duydum. "Jeon, ne hastalığın var? Bakayım sana."

Tanıdık ses gözlerimi açmamı sağlarken odaya giren Taehyung'un ardından diğerlerinin de geldiğini gördüm.
Fakat başımı kaldıracak gücü bulamadım bile kendimde.

Taehyung dibime girip bir elini alnıma yasladı, birini de başımın arkasına koyarken. "Ateşin yok ama burası çok sıcak. Terlemişsin. Kalk üstünü değiştir hadi."

"İstemiyorum. Yalnız bırakın beni."

"Yalnız kalmak falan yok. Kalkıyorsun ve üstünü değiştiyorsun derhal. Namjoon pencereyi aç havalansın burası."

Sıkıntılı bir nefes bırakıp başımı kaldırdığım gibi gözlerinin içine baktığımda kaşlarını çatar gibi oldu. Hortlak görmüştü de sanki- gerçi aynadan şu halime baksam ben de korkacağıma emindim. Berbat görünüyordum. Hissiyatlarım ise daha kötüydü.

Taehyung yaklaşıp kolumun altından tuttu ve derin bir nefes aldı. "Tamam iyi hissetmiyorsun anladım. Kalk hastaneye gidiyoruz. Bir serum toparlar seni."

"Hayatta o iğneyi vücuduma taktırmam."

"Öyle bir taktırırsın ki.."

"Taktırmazsın."

"Taktırdığım zaman görürsün."

"İzin vermiyorum."

Kaşları daha çok çatıldı. "İzin isteyen yok. Hoseok arabayı çalıştır. Jeon'u hastaneye götüreceğiz."

"Tamam."

Hoseok odamdan çıkıp gitti. Ben ise inadım inat devam ediyordum oturmaya. Derdim bedenim ile değildi. Aslında benim sorunum bedenimde değildi. Ruhum yorgundu. Yalnızca onun yorgunluğu böyle yansıyordu.

Yoongi hyung tuttu omzundan onun. "Taehyung zorlama çocuğu. Hem annesi hemşire değil mi, ihtiyacı olsa takar bir serum."

"Öyle kafasına göre takamıyor. Hastane onayı lazım solüsyonları yanında bulundurmak için. Keyfimden mi diyorum gidelim diye?"

"Sen nereden biliyorsun bunu?"

"Biliyorum işte karıştırma."

Yeniden bana dönüp tuttuğu kolumu sıktı ve beni tek hamlede oturduğum yerden ayağa kaldırdı. Aniden sendeleyip göğsüne yapışmam kaçınılmaz oldu böylece.

Sıcacık kolunu sırtıma sarıp beni birkaç saniyelik şoka soktuktan sonra kendisi de ayılmış olacak ki hafifçe ayrıldı bedenimden.
Kalbim.. daha önce atmadığı kadar hızlıydı sebebini bilmediğim şekilde.

Yeniden göz göze geldik ve gülümsedi. "Serum lafı kendine getirdi bile bak. Kim bilir takılsa nasıl mucizeler olacak?"

Göğsünden ittirdim onu. "Sussana ya!"

Bu kıkırdayıp yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarını ovmasına sebep oldu. Diğerlerinin de gülmesini sağlamıştı işte. Aptal Taehyung.

Daha fazla durmak istemedim burada. Utançla aralarından geçip dışarı çıktım bir ihtimal kurtulmak amacıyla.
Fakat ne mümkün.. daltonlar gibi dizilmişlerdi arkama.

"Taehyung'un Anlatımıyla"

Yüzü muhtemelen sinirden kızarıktı. Veya ağladığı için. "İnanamıyorum sana gerçekten. Bedenimde sorun yok dedim kaç kere değil mi? İstemiyorum dedim. Başka bir dilden mi konuştum anlamıyorum ki! Hayır yani ne gerek vardı bu iğneye-"

"Çok konuşuyorsun Jeon."

"Konuşturma o zaman!"

Yoongi bile kulaklarını kapatıp oturduğu yerden arkaya doğru bedenini bırakırken ben bir kolumu koltuğun baş kısmına uzatmış, kendisini dinliyordum.
Veya dinlemiyordum çünkü çok konuşuyordu. Az önceki halinin aksine yerindeydi çenesi.

Hoseok bacak bacak üstüne attı. "Belki de serum taktırmak iyi bir fikir değildi."

"Değil mi hyung savun beni!"

"Ya da serumla birlikte ağzına bantta taktırmalıydık."

Jeon şoka girerken başımı eğip güldüğümü ona göstermemeye çalıştım.
Güldüğümüzü fark edecekti zaten de, alınmasın diye uğraşıyordum.
Başımı kaldırıp ona baktım. Oturur vaziyette olduğu sedyede cenin pozisyonuna gelip yatmış, bana dudaklarını büzerek bakıyordu.

Ağzıma hayali bir fermuar çektim. "Tamam sustum bakma öyle melül melül."

"Bakmıyorum zaten. Uyuyorum ben."

Dudağımın sol kenarı hafifçe kıvrıldı. "Tamam uyu sen."

Uyumayacağını düşünsem de sanki kırk yıldır uykuya hasret gibi daldı uykusuna. Geçen hafta arabada olduğu gibi yüzü buruşuk ve huzursuz iken serumun bitmesini bekledim ki uyandırayım.

Ama onun gördüğü kabusla uyanacağını hesaba katmadım. Bilmeden nefesini tutuyordu. Uyanana kadar ihtiyacından az nefes alıp veriyor, en az bir dakika boyunca solunumu kesiliyordu.

Bu uykuda ölmek değil de neydi..?

"Jeon uyan ve nefes al!"

Protector▪︎taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin