On Bir

74 14 0
                                    

Selamm cinimlarrr hoş geldiniz sefa getirdinizz ♡
An itibarıyla bu gecenin beşinci bölümünü yazıyorummm.
Parmaklarım yok oldu ama devamını ben bile merak ettiğim için yazdıkça yazasım geliyor.
Yarın benden bölüm beklemeyin ona göre:(

Keyifli okumalar dilerim sizee♡

|11.Bölüm|•Zorlu Dakikalar•

"Baba.."

Bakışları hızla bana döndü. Yanındaki orta yaşlı hamile kadın hızla ellerini babamın elinden ayırırken ben oracıkta takılı kaldım. Babam ayağa kalkıp sahte olduğu her yönden belli bir kahkaha attı.
Ama bu benim içimdeki kırgınlığın zerresini yok etmedi.

"Oğlum! Hoş geldiniz. Siz de hoş geldiniz gençler, buyurun oturun sofraya."

Gözlerinin en derinine bakıyordum ama o bana aynı şekilde bakamıyordu. İki saniyede bir kaçırıyordu gözlerini. Gülümsedim. Acı ama fark etmez. Gülümseme gülümsemedir. Onu misafirlerinin yanında rezil etmek istemezdim.
Gerçi misafirleri bir tek bizim çocuklardı. Bu kadın misafirlik aşamasını çoktan geçmişti.

"Benimle bir dakika dışarı gelir misin?"

Benim gibi gülümsedi. Eliyle dışarıyı gösterdi.

"Hay hay güzel oğlum. Gelirim."

Önden çıkıp geniş koridorda yürüdüm ve koridorun sonundaki misafir odasına girdim. Peşimden damladı hemen. Kapıyı kapadığında ağzımı bile açmadım çünkü açıklama yapması gereken oydu.

"Jungkook bak biliyorum sana formalite dedim ama-"

"Ama seni çok kolay harcadım oğlum. Duygularını, bana olan veya olmayan güvenini hiçe sayarak sözde formalite evlilik düşündüğüm kadın ile el ele tutuştum.. mu diyeceksin baba?"

Sessizdim. Sakindim. Fırtına öncesi bir sessizlik miydi bilinmez.. belki de bir geminin sessizce limandan ayrılışı gibiydi.
Kimse duymuyordu. Tek şahidi balıklardı. Kimse görmüyordu ışıklarını. Tek şahidi denizdi.

Başımı yana eğdim o konuşmayınca.

"Söylesene baba, gerçekten benim dediğime mi geldin? Annemden bu yüzden mi boşandın, o kadınla evlenmek için mi attın bizi evden?"

Kırık dökük bir ses. Karşımdaki ise sesimden farksız bir ebeveyn.

"Hayır güzel oğlum benim. Ben.. yani.. bak Jungkook seninle açık konuşmayı çok isterim ama zamanı değil. Gün gelecek, tüm gerçekleri öğreneceksin. O gün sen de beni anlayacaksın oğlum."

"Baba.."

Tek bir fısıldayış. Tek bir yakarıştı benimkisi. Artık tükendiğimin birinci uyarı işaretiydi. Korkarım ki diğer işaretler çok ağır olacaktı. Ve yine korkarım ki bu işin sonunda birisi mezara girecekti. Ben mi? Hiç sanmıyorum. Ben ölüydüm zaten. Ruhum yoktu, öylesine dolanan bir bedenden fazlası değildim.

"Ben bittim. Tükendim.. anlıyor musun? Bıktım yalanlardan, oyunlardan bıktım."

Gücüm çekiliyordu. Yaşlarım bana sormadan akıyordu artık. Ezberlemişlerdi yolu, izin almıyorlardı ki. Takım elbisesinin ceketine asıldım iki elimle sıkıca. Ellerimi tuttu aynen benim gibi sıkı sıkı. Ceketini çekiştirip sert göğsüne vurdum ard arda.

"Bittim. On dokuz yaşımda ölmeyi düşündürdünüz bana. Söylesene, Tanrıya nasıl hesap vereceksiniz? Bunca gözyaşımın hesabını ona nasıl vereceksiniz!"

Protector▪︎taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin