Protector▪︎taekook

On İki

Selamm cinimlarrr hoş geldiniz sefa getirdinizz ♡
Bu gecenin 6.bölümüdür bu dikkatinizi çekerim. Bu sefer tanrısal bakış açısı ile Jungkook'un bayıldığı geceyi işleyeceğim. Bakalım oralarda neler dönüyorr

Keyifli okumalar dilerim. Bol bol oy yorum lütfennn♡

◆

|12.Bölüm|•Ateşli Bir Gece•
Geçmiş Zaman:
Jungkook'un bayıldığı gece|3.Kişiden Anlatım

"Noldu? Hım.."
Yeşilleri endişe ile büyümüşken yanağındaki elinin yandığını fark etmiyordu bile. Bu çocuk yanıyordu, bedenine fazla geliyordu artık yaşadıkları. Dediği gibi tükeniyordu, içinde onu yiyip bitiren karmaşaları vardı. Ondan saklanan sırlar vardı, silemeyeceği soru işaretleri vardı zihninin içinde.

Yorgun gözlerinden belliydi. Artık açamıyordu büyük gözlerini. Kısıkça bakıyordu karşısındaki adama. Büyük esmer el onun terli saçlarını geriye itip yüzüne üflerken biraz olsun ferahlatma amacı gütmüştü. Ardından yeniden yerini edindi yumuşak yanakta, eli.

Okşadı bulunduğu noktayı. Beklediği bir yudum suydu. Onun derdini silip süpürecek soğuk bir su. Ateşini söndürecek bir miktar su yalnızca.

Fakat dilediği gibi olmadı. Jungkook'un gözlerinden aynı anda akan yuvarlak boncuk yaşlara bile yetişemedi. O denli hızlı akıp taş zeminde bin parçaya ayrıldı sıcak yaşlar. Teninde erimeye fırsat bulamadan bölünüverdiler.

Jungkook'ta öyle. Nitekim binden fazla parçaya ayrılmış ruhundan bir parça daha koptu, gittikçe ölüme sürükledi onu. Ruhu hissini yok ederken büyük göz bebekleri geriye doğru kaydı.

Bedeninde hiçlik olarak tabir ettiği his eşliğinde dudakları aralandı istemsizce. Ve ucuna zar zor oturduğu koltuktan kayan kalçası boşluğa esir oldu. Bedeni hemen önündeki yapılı bedenin üzerine devrildiğinde Taehyung bu sefer şoka girecek vaktinin olmadığını biliyordu.

Endişeli bağırışmalar eşliğinde tuttu ve bedenine bastırdı kucağına düşen zayıf bedeni.

"Jungkook!"

"Oğlum.. Hanna! Bırak şu suyu çabuk git doktoru ara! Acilen eve gelsin, şoförlere söyle alsınlar!"

"Y-yangsoo.. çok kötü görünüyor. Bembeyaz olmuş."

Orta yaşlı adam, kadınına döndü. Belki de mutlu olabileceği tek kadındı o.

"Sorun yok hayatım. Kızım gel buraya, Larin'i götürün odaya dinlensin."

"Gitmeyeyim. Seninle durmak istiyorum."

Onun ellerini tuttu ve öptü derince. Gülümsüyordu. Güzel kadın onunla bir dakikasını ayrı geçirmek istemiyordu ki. Sonuçta karnındaki bebeğin babasıydı o.

"Sevgilim. Hadi git, hemen geleceğim söz veriyorum."

El mecbur hizmetli kız ile gitti orta yaşlı kadın.
Yangsoo tekrar oğluna döndüğünde onun beyazlamaya yüz tutan yanağında Taehyung'un pembe dudaklarını gördü. Dilini ısırdı, kıskandı deli gibi. Ama ona da engel olmak istemedi. Taehyung'u severdi, bilirdi saf niyetini.

O yüzden sustu.

"Taehyung. Onu yatağa yatır. Doktor geldiğinde hemen muayene etsin."

Dudaklarını usulca beyaz tenden ayırıp kucağında boylu boyunca uzanan çocuğun alnını da aynı şekilde öptü. Uzunca. Derince.