8

153 25 6
                                    

"Ne oluyor burada?" dememle ikisi hemen gözlerini açtı ve aynı anda "Ağğhhh" diye bağırdılar. Kulağım...

İkisi aynı anda birbirine itti. Çakır Hemen üstünü örtüyle örttü." Pis sapık senin benim yatağımda ne işin var? Benim niye üstüm yok. Gider ayak benimi... Hayır, Hayır, hayır! Lan yoksa öptün mü beni?" diye sordu.

"Ben ssni niye öpücem, mal!! Hem burası benim çadırım." dedi Arel.

"Pis sapık bide beni çadırına taşımış." Ayaklarıyla Arel'i tekmeledi. "Geçen birlikte uyuduğumuzda öpemediğin için şimdi mi öpmeye kalktın lan?"

Arel, Çakır'ın kafasına vurdu bi tane. "Ben seni niye öpmek istiyim, gerizekalı? Sen buraya nasıl geldin hem? Belkide sen öpmek istedin."

" O may gat bide suçu bana atıyor. Ben öpücek olsam Caner'i öperdim senin kokuşmuş dudağını değil." dedi Çakır.

"Benim dudağım kokuşmuş değil bi kere. Gel bak istersen!" dedi Arel.

Arel'in kurduğu cümleyle Çakır ve ben ağzımı iki metre kadar açtık. Arel ne söylediğinin farkına varmış olucak ki gözlerini faltaşı gibi açıp hemen cümle kurdu. "Yanında kala kala buna benziyorum iyice. Deliricemm!" diye bağırdı.

Arel'in bağrışıyla bizimkiler hemen çadıra geldi. Onlarda gördükleri karşısında şok oldular. Tabi olurlar. Yarı çıplaklar çünkü.

Caner kocaman bir kahkaha patlattı. Bi yere uzanıp gülmediği kaldı. Çakır hemen Caner'e sarıldı. "Caner, aşkom bu az kalsın beni götürüyordu. Son anda kurtuldum."

"Oğlum o seni değil sen onu götürürsün." dedi Caner.

"Niye öyle diyorsun lan? Benim sen dışında kimseyi görmüyor gözüm. Hem bunun..." diyip gözlerini Arel'in gözlerinden altına doğru indirdi yavaşça.

Arel bunu fark edince hemen kalkıp Çakır'a koştu. Çakır çadırın içinden çıktı, tabi Arel'de arkasından. Arkalarından da biz. Ne kadar durdumaya çalışsakta ikiside durmuyor.

Arel'in yavaştan enerjisi bitmeye başladı. Ama Çakır, maşallah az kaldı kanatlanıp uçucak bu hızla.

Çakır en son koşup bir ağaca tırmandı. Ada ağzı açık bir şekilde " Abi, Çakır dümdüz ağaca tırmandı. Hemde hiç zorlanmadan."

Çakır ağacın dalına tutunup sallanarak diğer dalına tutundu. Arel dahil olmak üzere herkes Çakır'ı izlemeye başladı.

"Bizim oğlan orman çocuğu olucakken bunu almışlar heralde, lan." dedi Caner.

Aras "Bu çocuk niye normal değil diyordum bende. Abi bunu doğal yaşamına salmak gerekiyormuş." dedi.

Bu sefer ben konuştum. "Yalnız bir şey diyim mi, ben hayran kaldım!" dedim.

Caner gülerek "Yalan yok bende! Bu çocuk böyle olunca seviyorum işte." dedi.

Çakır ağaçta oturup bize baktı. "Şimdi size bir kaç açıklamada bulanacağım, hazır buraya çıktım, kimse bana dokunamazken söylüyüm bari."

Derin bir nefes aldı. "Şimdi birincisi Arel, bebeğimsu senin çadırında kalmak istediğim için ben girdim. Çünkü sıkıldım ve heyecan aradım."

Arel "Biliyordum oğlum." dedi.

"Nah biliyordun, mal çadırına ben girmedim. Caner beni geçirdi. O da uyuyorum sanıyordu. Bide enayi gibi atladı, biliyordum diyerek."

Tüm gözler Caner'e döndü. "Abi dayanamadım. Napabilirim?"

"Ama Arel dün gece ben bilerek sana sarıldım." dedi Çakır.

"Oğlum niye sarılıyorsun? Sarılma demedim mi ben sana kaç kere." dedi Arel.

"Ay çokta götümde sanki senin söylediğin şeyler. Götümü dönsem ona konuşsan o bile kââle almaz seni. Çünkü hani o da benim götüm ya o da bir Çakır ondan yani. " dedi.

Bir süre sessiz kaldık. Ama Arel içinden sövüyor o belli.

Çakır tekrar konuşmaya başladı. "Ada, kanka seni es geçiyorum şuanlık. Aras seninle ilgili de bir şey yok aslına bakarsan ama şunu söylücem. Hatırlıyor musun, bi gün ayakkabının içinde sakız vardı ve ona basmıştın." Aras devam et dercesine kafa salladı. "Hah işte ayakkabının içine sakızı ben tükürdüm. Ama Caner'in sandığım için."

Aras "Oğlum iğrençsin lan! Bende mahallede ki çocuklar sanmıştım, o zaman." dedi.

"Şimdi geldik mi en sıkıntı yere. İlk başta benim biricik kardeşimden bahsedeyim, Derin. Güzelim, kızıcaksın bana ama senin şu çok sevdiğin bir tişörtün vardı ya arayıp bulamadığın... Kanka işte onu ben yanlışlıkla şey yaptım..."

"Ne yaptın?" diye sordum. Arayıp bir türlü bulamadığım o tişörtüm...

"Söylüyorum bak! Kızmak yok! Sen bunu kurusun diye asmıştın ya hani, ben onu yer bezi olarak kullandım. Ama cidden yanlışlıkla."

"Sen benim en sevdiğim tişörti yer bezi olarak mı kullandın!!! Çakır hemen in ordan, hemen!" diye çemkirdim.

"Kızmak yok dedim ama sonra yıkadım zaten de şey çıkarttığımda kısacıktı bende attım onu. Hem geçti gitti konu, kapandı zaten."

"Hiçte kapanmadı in ordan hemen!" dedim.

"Neyse şimdi Caner'ime geçelim. Caner beni iyi dinle. Caner senden hoşlanıyorum."

Çakır'ın söylediğiyle herkesin ağzı açık kaldı. Ne dedi, o az önce? Hoşlanıyorum mu?!

"Oğlum hepiniz burdan o kadar komik gözüküyorsunuz ki, anlatamam. Hepinizin yüreğine indi demi lan! Korkmayın, korkmayın hoşlanmıyorum. " Bir kahkaha daha patlattı Çakır tekrardan. Eminim şuan gülünecek kadar komik gözüküyoruzdur, dışarıdan bakanlar için.

"Size Caner hakkında bir şey söyleyecem gençler. Eminim siz bilmiyorsunuzdur. Hazır mısınız?" diye sordu.

Hepimiz söyle artık dedik. Burda meraktan düşüp bayılıcam artık cidden.

"CANER, ARTIK ÇİZGİFİLMLİ  DONLAR GİYİYOR."

Bu Çakır'dan korkulur değil mi!? Akxgajxhsh

KOLEJ GÜNLÜĞÜ 4 -KAMP MACERASI Where stories live. Discover now