14

119 20 5
                                    

Aradan geçen bir saatin sonunda Çakır, Arel'e iltifatlar etmeyi bırakıp işine koyuldu. Tatlıları düzenli bir şekilde tabağa dizdi. "Hadi gidelim guys."

Omuzlarını dikleştirerek havalı bir şekilde yürümeye başladı. Hepimiz onu izliyorduk. Bir an farketmiş olacak ki bize döndü.

"Ne bekliyorsunuz gelsenize! Siz benim bodygu- ay bebeklerim değil misiniz!" diyip bize doğru koştu. Arel, Aras ve Caner'i önüne iterek arkada yürümeye başladı. Bizd dönüp göz kırptı.

Ada ve ben biraz yaklaşıp dinlemeye çalıştık ama boş... Görüntü var ama ese yok. O yüzden arkalarından bizde gittik. Önümüzü kesen iki çocuğa baktık.

"Caner ve Arel saldırın!" dedi Çakır. Arel ve Caner aynı anda Çakır'a baktı. Çakır masumca gülümseyerek "Ay aman konuşun diycektim ya! " dedi.

Caner söze başladı. "Arkadaşınız bize kurabiye getirdi. Bizde ona teşekkür amaçlı tatlı vermeye geldik."

Arel "Tabi önümüzden çekilirseniz bu durum gerçekleşicek. O yüzden yana kayın!" diyerek ikisini omzundan itti.

Cenk denen çocuk sinirle bir adım atıcakken bizim üçlü önr doğru bir adım attı. Çocuk uzattığı ayağını sinirle geri çekti. Çakır, zafer gülümsemesiyle iki çocuğun ortasından ellerini - iki çocuğun yüzüne neredeyse çarpacak kadar yakın bir şekilde- havada sallayarak geçti.

Yanına yaklaştıklarında kızın renkli gözünün odağı Çakır oldu. Gamzelerini gösterecek şekilde parlayan gözlerle Çakır'a baktı. Çakır tatlı tabağını uzattığında kız tabağı almak için uzattığında elleri birbirine değdi.

"Teşekkür ederim." dedi kız.

"Rica ederim, afiyet bal şeker olsun sana. " Arkadaki iki çocuğa bakıp "Bunlara yedirme ama! Zaten hayvan gibiler!" diyerek kız döndü. İki erkek kollarını önlerinde birleştirmiş Çakır'ı izliyordu.

Kız kıkırdayarak Çakır'a baktı. İkisinin elleri hâlâ birbirine değmeye devam ediyordu. Caner bölene kadar tabiki!

Caner, Çakır'ın elini tutup çekti. "Yeter bu kadar adamlar az sonra dalacaklar sana!"

Arel kısık sesle "Fazla bile durduk burda.!" dedi.

Dün gelip bize tanıtan adının Cenk olduğunu bildiğimiz çocuk, Çakır'a yanaştı.  Çadırının önünü göstererek "Bunlar senin işin mi?" diye sordu.

Aras, ikisi arasında geçen diyalog için bi kere daha "Şimdi sıçtık!" dedi. "Kavga edeceksek edicez artık."

Aras'ın omzuna vurdum. "Saçmalama!"

"Aaa kim yapmış bunuu!?" dedi Çakır, şaşırmış gibi yaparak.

Cenk denen çocuk tam elini Çakır'ın omzuna koyacağında Caner koluna vurarak itti. Kendi kolunu Çakır'ın omzuna koydu.

"O eline koluna hakim ol, aslanım." dedi Caner.

Caner'in vücudu bizimkilerde dahil burdaki herkese göre daha iri ve kaslı. Ada, Caner'in tekrardan spora başladığını söylemişti.

"O zaman arkadaşınız benimle uğraşmayı kessin!" Çocuk net bir şekilde konuştu.

Aras elini Arel'in omzuna koydu. "Senin yapmadığın ne belli?! Belki de arkadaşımı suçlamak için yapıyorsundur." dedi Aras.

"Ben  mal mıyım, kendi çadırımın önüne bunu yapayım?"

Çakır gülerek "Mal az bile kalır be gülüm!" dedi. "Bak yerde ne var?" diyerek yeri gösterdi Çakır. Cenk yere bakıp tekrar Çakır'a baktı.

"Dalgamı geçiyorsun lan!" diye bağırdı.

"Yoo, gerçeğı sòyledim. Beynini düşürmüşsün görmedin mi?" dedi Çakır.

Bizim gruptaki herkes gözlerini devirdi. Çakır ve bi türlü bırakamadığı o kötü espiriler.

"Bana bak!"

Çocuk bir adım atamadan Caner ona bir adım attı. "Baktım aslanım!" Ardından Çakır "Bakıyor aslanı!" dedi. Caner, Çakır'a dönüp kısık sesle 'beynine soktuğum' dedi.

Çakır ise "Beynime ne ara soktun lan, puşt!" dedi. Caner gözlerini devirip "Daha yapmadım ama az kaldı, yapıcam." dedi ve önünde ki iki çocuğa döndü.

"Neyse bize müsaade artık." dedi Arel.
Hepimiz arkamızı dönüp tam gidecekken ismini bilmediğimiz diğer çocuk konuştu. "Hadi gidin, iplerinizi saldık!"

Çakır bağırarak "Abbovvvv" dedi. Bizimkiler yavaşça iki çocuğa döndü. Üçününde gözünde resmen alevler vardı.

Bu sefer Aras'ın söylediğine kesinlikle katılıyorum. İŞTE ŞİMDİ BİTTİ!

KOLEJ GÜNLÜĞÜ 4 -KAMP MACERASI Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon