21

92 17 0
                                    

Bugün 2 bölüm atmak istedim. Aradan zaman geçtiği için, İyi okumalar bal küplerim.

Arel'le el ele tekrardan bizimkilerine yanına dönmek için yola koyulduk. Sanırım biraz fazla yürümemiz gerekicek. Çünkü baya uzaklaştık onlardan.

"Sevgilim, nerede bu çadırlar?" diye sordum.

Arel gülerek "Aşkım ben navigasyon muyum, nerden bilebilirim çadırların nerede olduğunu." dedi. Evet cok mantıklı bir cevap.

Çalıların içinden gelen sesle Arel'in arkasına geçtim hemen. "A-Ayı mı o?"

Arel bana dönerek işaret parmağını dudağının ortasına götürdü. Yere eğilip bir taş aldı. Taş ne işimize yarayacak cidden? Ah beni zeki (!) sevgilim!

Koluna vurup "O ne işe yarayacak ya, kocaman ayıya taş mı atıcaksın! Çakır olsa anlarım da aşkım sen yapma bari." dedim.

"Çakır'ın fikirleri şuan işimize yarayabilecek tek şey aşkım. Napıyım ayıya tekme mi atayım?"

Şuan dediğinin çok mantıklı olduğunu düşünerek sustum. Ya şimdi üstümüze atlarsa biz napıcaz acaba? Hayır kocaman yerde bizi de bulmaz herhalde ya.

Daha az önce romantir bir an yaşarken şuan korkulu bir an yaşıyoruz. Mükemmel, tüm duygular bir arada.

Ses daha da fazlalaşınca Arel dayanamadı elindeki taşları fırlatmaya başladı.

Ardından Caner'in çığlığı duyuldu. "Hay  ağzına şıçtığım, şeytan taşlar gibi ne taşlıyorsun be!!"

Ada ve Caner'i görmemle rahatladım. Ada, Caner'in yanağına üflüyordu.

Arel "Oğlum ne diye saklanıyorsunuz orda? Ayı sandık." dedi.

"İkinizin de gözü mü kör? Ayı olsa şimdiye kadar görmez miydiniz aveller?" Caner karnını tutuyordu.

"Düşünebildik mi ki sanki?" diye sordum sinirle. O korkuyla akıl mı kaldı ki?!

"Siz ne zaman kullandınız ki şu beyninizi! Ben böyle işin gelmişine geçmişine..."

Ada, Caner'in yanağına öpücük kondurdu. "Tamam sevgilim, sakin ol"

Caner "Ada'ya gelseydi ama o elini götüne sokardım kardeşim bilesin!" dedi.

"Tamam abi haklısın, hadi uzatmayalım." dedi Arel. Gidip Caner'e sarıldı. Caner'de karşılık verdi. Ada bana doğru koştu ve kocaman sarıldı. Bu kızı yerim ya.

Ada'nın ortaya attığı soruyla hepimiz bir an durduk. "Aras ve Çakır ne yapıyordur?"

Caner elini alnına vurdu. "Siktir ya biz onları unuttuk."

Arel bir elini beline koydu diğerini ensesine. " Ben şuan durumun felâket olduğunu düşünüyorum. Aras'ta pek sever kaosu."

"Şuan hemen yolu bulmamız gerekiyor. Yoksa kesinlikle durum kötüleşicek." dedim. Hepsi beni onaylayıp yola koyuldu.

Ama nereye doğru gideceğimizi hiçbirimiz bilmiyoruz. Ne Ada ve Caner yolu hatırlıyor ne de biz. Sadece uzaklaşıp güzel bir yer bulmak vardı aklımızda, dönüşü kimse düşünmedi.

"Ee sanki dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz." dedi Ada.

"Ben bittim. Ayaklarım artık beni taşımıyor." Caner kendini yere attı.

"Olucak gibi değil bu bir düşünmemiz gerek, hiçbiriniz mi dikkat etmedi etrafındaki ağaçlara?" diye sordu Arel.

Caner göz devirdi. "Hepsi aynı değil mi oğlum? Ağaç işte." Düz mantık kardeşim benim ya...

"Bak birinin daha fazla yaprağı var, diğeri ondan daha kısa, bir ağaçta dallar daha da alta doğru ilerliyor falan filan." dedi Arel.

Caner, bana bakarak eliyle Arel'i işaret etti. "Bu çocuk aslında zekiymiş. Normalde salak zannederdim."

Arel, Caner'in ayağına tekme attı. "Tamam şimdi devam ediyoruz yola, biraz yavaş ilerleyecez. Ben yolu bulurum."

Caner ayağa kalkıp Ada'dan destek alarak yürümeye başladı. Ada sinirle "Öküz gibisin ya, ben ilerleyemiyorum bile." dedi.

Caner gülerek Ada'yı kucağına aldı. "Ben seni taşırım balım. Sen rahat ol!"

&&&

Aradan geçen 25 dakikanın sonunda gördüğüm ağaçla geldiğimizi anladım. Ağacın gövdesinde kırmızı bir boya vardı. Arel'le konuşurken yaslandığımız ağaçtı bu.

"Geldik. Bak o ağaç!" dedim Arel'e. Arel işaret ettiğim yeri görünce "Evet sonunda bulduk." dedi.

Görüş alanımıza çadırlar geçince rahatladık dördümüz de. Ama duyduğumuz ses korkmamız gerektiğini söylüyordu.

Koşarak hemen ağaçların arasından çıkıp çadırların yanına geldik. Gözlerim dehşetle açıldı. Sadece benim de değil!

Hepsi birbiriyle saç başa girmiş durumdaydı. Çakır ve Aras'ta buna dahil.


Bir kaç bölüm sonra final yapıyorum. Büyük finale hazır mısınız? Ateş kolejine veda ediyoruz.

KOLEJ GÜNLÜĞÜ 4 -KAMP MACERASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin