13

122 20 11
                                    

Kahvaltımızı yapmak için oturduk. Herkes aç olduğu için hemen başladılar. Gözüm Çakır'ı aradı. Ama yoktu.

"Çakır nerede?" diye bir soru yönelttim bizimkilere.

Caner "Ben de iki saattir onu arıyorum da, telefonunu açmıyor." dedi.

Çakır ağaçların arasından çıkarken "Burdayım aşkolar. İşemeye gittim." dedi.

Sandalyesini çekip oturdu. Ve tam bir aç ayı gibi yemeye başladı. Kahvaltımızı ederken gelen erkek sesiyle hepimiz oraya döndük.

"Bu ne ya boka bastım?!" diye cırladı çocuk.

Bu dün Çakır'ı sinir eden çocuk. Çakır'a baktığımda suratında gülümseme vardı. Bu durumun hoşuna gittiği belliydi.

"Çakır neden mutlusun?" dememle herkesin odak noktası Çakır oldu.

"Neden mutlu olmayayım Derinkuşum. Mis gibi havada kahvaltı ediyoruz. Benden mutlusu mu olur!" dedi gülerek.

Caner, Çakır'ın ensesine vurup "Bu senin başının altından çıktı demi lan?" diye sordu.

Çakır eliyle kafasını gösterip "Sonra bu Çakır neden salak diyorsunuz , kalan son beyin hücrelerimi vura vura yok ediyorsunuz da ondan." dedi. Elini ensesine götürüp Caner'in vurduğu yeri ovdu. "Evet ben yaptım, hakketti!"

"Adamın çadırının önüne mi sıçtın, Çakır?" dedi Arel ağzı açık bir şekilde.

Çakır sabır dilercesine baktı. "Ulu orta yerde sıçan birine mi benziyorum ben! Sabır ya..." Arel'e baktı. "Hem öyle olsa siz ikiniz yiyişirken ortanıza yapardım." dedi.

"Ne kadar pissin sen ya!" dedim iğrenerek.

"Sizde çadırların ortasında mı öpüştünüz cidden?" diye sordu Aras.
Sizde akıl yok dercesine kafasını sağa sola salladı.

"Birincisi sizene ikincisi konudan sapmayın. Onlar nasıl oraya gitti peki?" dedi canım sevgilim.

"Hayvanların boklarını toplayıp oraya koydum o kadar." Hepimiz ağzı açık bir şekilde Çakır'a baktık. "Merak etmeyin elimle dokunmadım."

"Çakır sen ne tür bir manyaksın! Cidden soruyorum." dedi Aras.

"Of sizinle uğraşamam, durun şimdi sinema izliyorum." diyip gülerek çocuğu izlemeye başladı.

Yanındaki kız "Ne oldu?" diye sordu endişeyle.

Çocuk "Boka bastım ya, bu buraya nerden geldi?" diye sordu.

"Bok boku çekiyor demek ki!" dedi ağzına bir parça salatalık atarken.

Çocuk işaret parmağınö uzattı. "Bak beni sinirlendirme, gelirim oraya döverim seni."

Çakır ayağa kalkıp "Gel beybisi buradayım." dedi. Ardından Caner'de ayaklanıp Çakır'ın yanında durdu.

Sadece bizim duyabileceğimiz bi seste konuştu. "Benden başka kimse seni dövemez."

Çakır imalı bir şekilde gülümseyip "O korumacı erkek." dedi.

"Ondan mı diyorum salak, seni döverken aşırı eğleniyorum." dedi Caner gülerek. Çakır somurtup önüne döndü.

Aras ikisinin duymayacağı bir şekilde konuştu. "Bu ikisinin arkadaşlığına ciddi anlamda bayılıyorum."

Sorma bende! İki deli birbirini buldu, tabi iyi anlaşırlar. Bu ikisinden daha delisi bulunmaz. Heleki Çakır nirvana. Nasıl hem sempatik hemde yaramaz çocuk olabiliyordu anlamıyorum. Ama Çakır ve Caner'in en sevdiğim özelliği kesinlikle değişmemeleri. İkiside ilk tanıdığım gibiler.

Korumacı, komik, eğlenceli ve ukala. Kesinlikle bu 4 özellik onları anlatıyor. İkisi yan yana olduğundaysa komedi filmi izler gibi oluyor insan.

Çocuk ikisini ayakta görüncs bir şeyler mırıldanıp çadırına girdi. Çakır'ın hoşlandığı kız kendini mahçup hissetmiş olmalı ki bize doğru gelmeye başladı ama peşine sadece ilk geldiklerinde gördüğüm kızda takıldı.

"Kusura bakmayın, iki gündür neden böyle yapıyor anlamadım." dedi kız.

Çakır "Sorun değil ya biz alışığız böyle durumlara. Nedense hep böylesi denk geliyor bize. Ama senin gibisi ilk defa denk geldi." dedi. Yuhh.

Çakır'ın eşofmanını çekiştirip "Yavaş lan!" dedim, kısık sesle.

Kız hepimize bakıp gülümseyerek "Ben buse." dedi. Çakır da gülümseyip "Ben Çakır. Ve bana aşık olan Caner,  korumam Aras, Derinkuşum, biricik Ada'mız ve.." durup Arel'e baktı, sonra devam etti. "Bunu da sokakta bulduk, adı Arel."

Hepimiz gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Çakır, Arel'e ters gitmeyi hep sevmiştir.

Daha fazla tutamayıp kahkaha attım. Diğerleri de durduramadılar kendilerini. Arel ise her zaman ki Çakır olduğunu bildiği için sadece sağa sola kafa salladı.

Buse ve adını bilmediğim diğer kız güldüler. Ardından diğer kız elini direkt olarak Caner'e uzatıp "Ben Melis." dedi. Gözlerim kocaman açıldı. Bunu beklemiyordum.

Caner koşarak Ada'nın arkasına saklandı. "Aşkım bir cisim bana elini uzattı." Hepimiz gülmeye başladık. Ada "O elini sevgilimden uzak tut." dedi sinirle.

Kız bu sefer eğilerek elini Arel'e uzattı. Bu sefer ben ayağa kalktım. "O elini artık çek istersen tatlım. Tabi bir daha kullanmak istiyorsan." dedim.

Buse kıza geriye doğru itip kısık sesle konuştu. Duyamadığımızı sanıyor olmalıydı ama ses bana çok net bir şekilde geliyor. "Neden hep böyle yapıyorsun. Arkadaş olmak istiyorsun biliyorum ama böyle olmaz Melis." Ardından bize döndü. "Neyse sonra görüşürüz." diyip gitti.

Çakır kız çadıra girene kadar ona baktı. Sonrasında sandalyeye oturup bir şey düşünmeye başladı.

Aradan geçen 2 dakikadan sonra bir anda Çakır bağırdı. "Buldum."

"Ne bağrıyorsun kulağımın dibinde ağzını yüzünü sevdiğim." dedi Caner. İlk defa sevdiğim demişti ama.

Çakır hemen ellerini yüzüne koyup sırıtarak "Sevdiğim mi dedin sen?" dedi. Caner elini sallamakla yetindi. Ardından Çakır elini masaya vurdu.

"Getirdiğim tatlılardan bir tabak oraya götürücem." dedi. Kızla daha çok konuşmak için olduğu bariz belli.

"Sonra çocukta seni dövsün." dedi Ada.

"Benim arkamda Caner, Aras ve Arel var, biz ne kavgalar ettik birlikte." dedi Çakır.

Arel "Birincisi sen kavga etmedin sadece yapıştın. Olan bize oldu. İkincisi hani beni sokakta bulmuştun?!" dedi.

Çakır, Arel'in omzuna kolunu atıp gülümseyerek "O sadece şakaydı tatlım, ben sana bayılıyorum!" dedi.

KOLEJ GÜNLÜĞÜ 4 -KAMP MACERASI Where stories live. Discover now