Bölüm • 18

440 51 21
                                    


Selamlar

Aktifliğim Biraz düştü gelip fic bile okumaya vaktim yok gerçekten ama bundan sonra düzenli gelmeyi düşünüyorum.

Keyifli okumalar 🖤

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Sıkıntıyla elimdeki çubukları önümdeki masaya bırakmış ve oturduğum yerde arkama yaslanarak kendime gelmeye çalıştım. Ama bu çabam sadece çalışmakla kalıyordu çünkü içimde bitmek bilmeyen bir sıkıntı vardı, sanki birisi kalbimi eline alıp sıkıştırıyor gibiydi. Her şeyi açıklamak beni bir nebze rahatlatmış olabilirdi ama gerginliğimi atamıyordum. Evet herkes her şeyi öğrenmişti fakat ileriki zamanlar ne olucak, nasıl olacağız diye düşünmeden edemiyordum.
ilk günden kahvaltıyı benim odam da yapıyorduk fakat bu hep böyle süremezdi.

"Taehyung gergin olabileceğin hiç bir durum yok, sakin ol biraz"

Benim gibi elindeki çubuklara masaya bırakan bedene kısıkça gülerek söze atıldım,

"Jungkook ben senin kadar rahat bir insan değilim."

Jungkook, sıkıntıyla dışarıya derin bir nefes verdi. O çok rahattı, kafasına hiç bir şeyi takmazdı.  belki bu huyu ona gerçekten kolaylık sağlıyor olabilirdi ama ben öyle bir huya sahip değildim. 

"Sana bu işe girmeden önce defalarca sordum, emin misin dedim, bunun geri dönüşü olmaz dedim ama sen pişman olmuş gibi-"

"Ben pişman falan değilim yaptığım şeyin de arkasındayım sadece ileriki zamanlarda ne olucağını kestiremiyorum ve bu konu da beynimi kemirip duruyor"

Jungkook'un sözlerini sert cevabım ile kestikten sonra karşımdaki beden beni kafasıyla onaylamış ve oturduğu yerde arkasına yaslanmıştı. Ondan pişman olduğumu düşünüyordu ama değildim, pişman olmuyordum. Babamda dahil bu evliliğin gerçek olmadığını herkes biliyordu, kurdum bile biliyordu bu yüzden karşımdaki adama karşı bir arzu ve isteğim yoktu.

İleriki zamanlarda herhangi bir istediğim olur muydu, olsa bile baş edebilecek miydim? bilemiyordum ama o kadar sorunun arasında bir de bunu düşünmek istemiyordum.

Bu stresli zamanımda beynim sanki bana daha çok ihanet etmek istercesine her şeyin en detayına kadar düşündürtüyordu. Mesela, bu gece birlikte mi yatacaktık? Jungkookla gerçekten bir düğünümüz mü olacaktı? Her detay aklıma geliyor ve "bu nasıl olacak?" Diye kendi kendimi sorguya çekmeyi engelleyemiyordum.

Sabahtan akşama kadar kendi beynimi yiyip bitiremezdim kafamı meşgul edecek bir şey bulmam gerekiyordu. Aslında Aklım hala yoongideydi, onu merak ediyor ve bu zor süreçte ona sımsıkı sarılıp varlığını hissetmek istiyordum.

Hatta o an neden bunu yapmıyorum diye düşünerek oturduğum yerden yavaşça doğruldum. Şu an niye gitmiyordum ki? Beklemenin çok gereksiz olduğunu düşünerek ayağa kalkmıştım. Bir anda kalkıp gitmem tuhaf görünebilirdi ama gerçekten içim o kadar sıkılıyordu ki kesinlikle kendime bir uğraş bulmalıydım. Şu an çalışanlar gelip yeri silmemi söylese onu bile itiraz etmeden yapabilirdim.

"Bak sakın odadan çıkma ben Yoongi ile konuşup geleceğim"

Jungkook, yoonginin adını duyunca yüzünü hafifçe ekşitsede bir şey dememiş ve sadece kafasını aşağı yukarı sallamıştı. Bu ikilinin hiç bir zaman anlaşamayacağını biliyordum, nedensizce ikisi de birbirini hiç sevmiyordu.

A lost omega ~ 𝑇𝐾Where stories live. Discover now