Bölüm • 20

363 45 5
                                    


Selamlarr

İlham perilerim beni terk ettiği bir dönemdeyim 😔

Aklımda hiç bir fikir yokken şu an bu bölümü yazıyorum bakalım ne çıkacak

Umarım beğenirsiniz

Keyifli okumalar 🤍

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Sizin göreviniz babamdan, beni öldürme emrini alıp üzerime iftira atarak söz de "adalet" için beni idama sürüklemek mi?"

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Son sözlerimi de ettikten sonra yerine gelen keyfim ile odadan ayrılmış ve yüzümden silemediğim gülümseme ile Taehyungla olan odamıza ilerlemeye başladım. Oda da olduğunu umut ediyordum ki olmasa da çok sorun değildi. Son olan olaylardan dolayı Taehyung gerçekten yıpranmıştı ve ben bazen kendi düşüncelerime dalıp onu görmezden geliyordum. Bu nedenle onunla bir kaç günlüğüne saraydan uzak bir yerlere gitmeyi planlıyordum. Sadece onunla vakit geçirebileceğim ve kimsenin bizi rahatsız edemeyeceği bir yer istiyordum.

Taehyung'a gerçekten değer veriyordum ve onun mutlu olması için elimden geleni yapacaktım. Onun yüzüne bakıp incelediğimde bile saf iyilik akıyordu. Gerçekten etrafındaki insanlara rağmen çok iyi bir kalbi vardı. Benim için kendini feda etmişti, mühürlenmişti, eşim olmuştu. Bu düşünce bazen beni tuhaf hissettiriyordu. Taehyung benim eşimdi. Bunu düşündükçe gerçekten içimde bir yerlerde tuhaf duygular oluşuyor ve bu duygularla bir türlü baş edemiyordum.

Kendime bile söylemek istemediğim bir gerçek vardı, biz mühürlüydük ve ilk zamanlar onun yüzüne baktığımda bile onu öpme isteği gerçekten çok yoğun geliyordu. Fakat bunu yapamazdım, bir şekilde kendimi dizginlemem gerekiyordu. Taehyung'un rahatsız olacağı bir şeyi asla yapmazdım ve onu korkutmak istemiyordum.

Bazen heyecanlanıyor veya mutlu oluyordu bu esnada feromon kokularını çok net alabiliyordum ve kokulara hassas bir delta olarak bu beni gerçekten zor duruma düşürdüğü oluyordu. Bu zamana kadar ona karşı hiç cinsel bir arzu hissetmemiştim, hissetmeyi de kendime yakıştırmazdım fakat kızgınlık dönemim geldiğinde yada dolunayın olduğu bir gün onun feromonlarını alır ve kendimi dizginleyemem diye çok korkuyordum. Acilen hekimden bir ilaç almalı ve kızgınlık dönemimde bastırıcı ilaçlar kullanmalıydım. Her ne kadar zararlı olsa da kullanmaktan başka çarem yoktu.

Kapı kulpunu indirip yavaşça odaya girdiğimde camın önünde gülümseyerek bahçeyi izleyen bedeni görmem ile düşüncelerimden sıyrıldım. Kapıyı arkamdan kapatıp Taehyung'un neden gülümsediğini anlayamamış ve yavaş adımlarla ona doğru yürüdüm. Adım seslerinden geldiğimi anlamış olsa bile kafasını bana çevirmeden her neye bakıyorsa ona bakmaya devam etmişti.

Merakla yanına gidip baktığı yere bakışlarımı çevirdim. Yoongi ve yanında tanımadığım bir komutan diğer askerlere eğitim veriyordu. Taehyung'un neye gülümsediğini anlamayarak bakışlarımı bahçeden çevirip yanımdaki bedene çıkardım.

"Bunu izlemek cidden seni eğlendiriyor mu?"

Ağzımdan dökülen sözlerim ile bakışları bahçede olan beden kafasını bana çevirmiş ve kısaca kıkırdamıştı.

"Hayır, Yoongi ve Jimine gülüyorum"

Taehyung'un parmağını cama koyarak gösterdiği noktaya baktığımda Yoongi ve Jimin olduğunu tahmin ettiğim çocuk atışıyorlardı. İkisinin elinde de kılıç vardı ve büyük ihtimalle Yoongi kılıç tutuşunu öğretmeye çalışıyordu. Yoongi'nin bıkkın ifadesine bakarsak yanındaki çocuk toy ve yeniydi.

A lost omega ~ 𝑇𝐾Where stories live. Discover now