PROLOG

5.1K 287 158
                                    

BAŞLAMA TARİHİNİZİ ALABİLİR MİYİM?

Bir de daha ilk bölümden başında olmasa bile sonunda oy vermeyi unutmayalım olur mu? ^^

İnstagram: mitraaee

Wattpad: mithraae

Keyifli Okumalar Dilerim...

Keyifli Okumalar Dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

SÜRMENELİ | PROLOG

"Deva," Adımı duymak istemiyordum. Adımı ondan duymak istemiyordum.

"Bizim celladımız senin inadın." Dedim gözlerine baka baka. Ben aşkımı asla savunmamıştım. Benimle evlendiği zaman Çiğdem'e aşık olduğunu biliyordum. Normal bir şekilde evlenmediğimizin de farkındaydım. Bana aşık olmasını beklemek benim salaklığım olabilirdi hatta hastalıklı bir istek bile olabilirdi çünkü Barut ve Çiğdem tek gece de aşık olmamıştı. Barut benimle evlenmek için ona aşık olmamıştı. Yıllardır için için yana yana sevmişti o kadını. Bense bir günde hayatına dahil olmuş, tek bir günle karısı olmuştum. Bunların ortasında bana aşık olmasını beklemek delilikti. Farkındaydım. Bu yüzden savunmuyordum. Bir günde bitmesini de beklemiyordum. Sağlıklı olmadığını biliyor arkasında durmaya devam ediyordum ama asla doğru aşk benimki, sevda benimki, emek veren benim dememiştim. Çünkü değildi. Hastaydım ben evet bunu kabul ediyordum ama Barut'ta sağlıklı değildi.

Ben ne kadar deliysem o da o kadar deliydi!

"Yanlış anladın." Kafasını sağa sola salladı. "Her zaman doğru anladın ama bu sefer cidden yanlış anladın. Senden saklananlar var, hepimiz tehlikedeyiz evet ama herkes bilmiyor bunu. En önce sen bileceksin şimdi o yüzden sakinleş ve konuşalım." Güldüm. "Neyi?" Diye sordum. Şu anda o bilmediğim önemli şeyler bile umurumda değildi. İlk defa bencildim. Yıllar önce ilk defa Barut'un dediğini yıllar sonra yapıyordum. Hepimiz tehlikede miydik? Peki o zaman hepimiz yok olabilirdik!

"Hangi birini?" Üzerine adımlarken köşedeki Sürmene bıçağını kaptım. Bana söylediği kaçıncı yalandı bu? Boş boş adımlamadım. Asla boş atıp tutan, boş konuşan bir kadın olmamıştım. Barut bunu biliyordu ama bilmiyor bile olsa öğrenecekti.

"Sen!" Hırsla karşısında konuşurken, bir nefes uzağında durdum. "O kadına gittiğinde on yediydim." Derken ansızın, beklemediği o anda bıçağımı şah damarına dayadım. Şimdi bu saatten sonra önce benim acılarımı konuşacaktık sonra sakladıklarını. "Çocuktum, haklıydın." Hak da verdim. Hep verdim. O zaman yanımda kalamazdı. Dokunmak zorunda kalırdı. İstemese bile yapmak zorunda kalırdı. Mecburiyetlerimiz ve diretilen zihinler bizi mecbur bırakırdı. O yüzden kızmadım, hak verdim. On yedi yaşında ki çocuğa dokunmayıp da gittiği için kızmazdım ona. Öyle bir adam değildi Barut. Kalbinde hem başka kadın vardı hem de zorla evlendirdikleri kadın çocuktu. Eğer biri, gidişinde hata da olsa, hatasında bile haklıysa hak da verirdim. Terk edilen ben bile olsam hak verirdim ki Barut'un karakterini bilirken daha da fazla hak veriyordum bu gidişine. Kendime doğruları söylüyordum. Doğruları milyonlarca kere, aynı tekrarın binlerce kez dudaklarımdan dökülmesi gibi defalarca kere tekrar ediyordum.

SürmeneliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin