9. BÖLÜM

423 158 75
                                    

Ateş krallığı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ateş krallığı. Kırmızı krallık. Kral devran ve kraliçe bilge tarafından yönetiliyordu. Halkının çoğu savaşçılardan oluşurdu ve diğer krallıklar bu krallıktan çekinirlerdi. Çünkü ordusu diğer krallıklardan daha güçlüydü. Kral devran halkına çok önem verirdi. Eşini ve çocuğunu da severdi. Akere iyi bir baba, eşi için de iyi bir eş olmaya çalışmıştı bu zamana kadar. En azından bunlar akerin düşünceleriydi. O bu krallığın varisiydi. Ateş hükmedicisiydi. Ve bugün akademiye başlıyordu. Hayatında yeni bir dönem başlıyordu belki de.

Aker, her zamanki gibi erkenden uyanmıştı. Hiç işi olmasa bile saat sabah altı olduğunda kalkardı. Aslında uyumayı severdi ancak uyuyamıyordu. Çocukluğundan beri böyleydi belki de. Ancak o sabah, her zamanki sabahlardan değildi de. Çünkü aker öyle hissediyordu. Bugün bir şeylerin değişeceğini hissediyordu. Akademiye başlıyordu bugün, evet ancak o değildi içini bu kadar sıkan. Başka bir şeyler olacaktı.

Yataktan kalkmış, üzerini değişmiş ve sarayın arkasında bulunan askerlerin antrenman alanına gitmişti. Hep burada çalışırdı. Askerlerle birlikte eğitim almaya on yaşında başlamıştı. O bu krallığın gelecekteki kralıydı. Çalışması gerekiyordu. En azından babası çalışması gerektiğini söylemişti. Annesi ise tam tersini söylerdi hep. Aker, elindeki kılıcı savururken annesinin ve babasının tartıştığı anları düşündü. Bu onu gülümsetmişti. Annesi doğduğundan beri onun çok fazla üzerine düşerdi. Her zaman çok fazla çalıştığını, biraz dinlenmesi gerektiğini söyleyip dururdu. E haliyle de babasıyla da ters düşerlerdi. Babasına göre aker, yeterince dinleniyordu zaten.

Aker, ikisini de çok seviyordu. Annesi ve babasıydılar sonuçta. Ancak bazen kendisinden büyük bir abisi ya da ablası olsa bu kadar çalışmak zorunda kalır mıydı diye düşünmeden edemiyordu. Hayatından elbette ki memnundu ancak daha on sekiz yaşındaydı. Sekiz yaşında kral olmak için çalışmalara başlamasına, on iki yaşında kendisinden otuz,kırk yaş büyük adamların toplantılarına katılmasına gerek var mıydı gerçekten?

Aker, kılıcına çarpan başka bir kılıcın sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Kendisine bakan bir çift kahverengi göze baktı. Batu. Batuhan. Çocukluk arkadaşı, en yakın dostu. Birlikte büyümüşlerdi, kardeş bile sayılırlardı. Siyah saçları yapılı, siyah gömleği ve pantolonuyla kendisine karşı duran bu çocuğu kardeşi gibi seviyordu aker. Boyları neredeyse aynıydı. Vücut yapıları da benzerdi. Bu yüzden eğitimde partner olurlardı hep.

"erkencisin yine" dedi Batuhan imalı bir şekilde.

Aker gözlerini devirdi ve kılıcını tekrar savurdu. Batuhan bunu da engelledi. "sabah ilk gördüğüm yüz senin yüzün, ne hoş!" dedi alayla.

Bu sefer de Batuhan yapmıştı hamlesini. Aker de onu engelledi. "beni sevdiğini biliyorum dostum" dedi kaşlarını kaldırarak.

"ya ne demezsin" aker hızla kılıcıyla sağa savurur gibi yapıp soldan saldırdı. Batuhan tekrar engellemişti. İkisi de bir süre kılıç danslarına devam ettiler. Yıllardır aynı şekilde çalıştıkları için birbirlerinin hamlesini ezberlemişlerdi artık.

Ay ve GüneşWhere stories live. Discover now