14. BÖLÜM

320 125 40
                                    

"Tanıdığın biri mi?"

Günay'ın kulağıma yaklaşarak sorduğu soruyla sınıfa girdiği andan beri izlediğim kızdan gözlerimi ayırıp ona döndüm.

"Hayır" dedim kaşlarımı çatarken "tanımıyorum" kaşlarını kaldırmış, devam etmemi bekleyen yüzüne birkaç saniye sessizce baktım, kıza döndüm "sadece..." derin bir nefes verip sırada arkama doğru yaslandım. "boş ver"

Acınacak bir halde olduğumu hissetmeye başlamıştım. Ya da delirmek üzere gibiydim. Rüyamda gördüğüm biri tekrar karşımda duruyordu, öyleyse bu rüyamın gerçekleşeceği anlamına mı geliyordu?

Günay, hiçbir şey söylemeden bir süre yüzüme bakıp benim gibi arkasına yaslandı ve sınıfı incelemeye başladı. Birkaç dakika sonra da resim hocası içeri girmişti. Otuzlarında, omuzlarına değen mavi saçları, masmavi gözleri ve ikinci kez gördüğüm hafif sivri kulaklarıyla resim hocamız bir elfti. Sanırım bu duruma alışmam biraz zaman alacaktı. Tanrı aşkına ikinci kez bir Elf görüyordum. Kendisini tanıtıp devam etti. İsmi Melina'ydı.

"Şimdiye kadar girdiğiniz derslerde konu işlemediğinizi biliyorum ancak bence bu derste resim çizmeliyiz" diyerek sınıfta gezinmişti. Sesi hoş bir tınıya sahipti. "İlk hafta olduğu için diğer hocaların ders işlememesini anlıyorum, ben de sizi zorlamayacağım. Resim çizmek isteyenler kalıp benimle birlikte" durdu, çantasından küçük bir heykel çıkarttı. Ok ve yay tutan bir kadının, savaşçının heykeliydi sanırım. Heykeli herkesin göreceği bir yere koyarken devam etti. "bu güzel heykeli gördüğü açıdan resmedebilir" gülümsedi. "Resim yapmak istemeyenler ise sadece bu haftalık çıkabilirler."

Birkaç kişi sınıftan çıktı. Yanımdan kalkan günaya baktım. Gözleriyle kapıyı işaret etti.

"Ben kalacağım" diye fısıldadım. Onaylayarak sınıftan çıktı. Sınıftan çıkmamış, önündeki tuvale bakan gözlüklü kıza döndüm. Bugün onunla tanışmam gerekiyormuş gibi hissediyordum.  Hoca konuşunca dikkatimi ona verdim.

"Pekala arkadaşlar, bu heykelden biraz bahsedeyim size. Benim yaptığım bir çalışmadır bu. İlk Su hükmedici daha Radag'dayken orada heykelde gördüğünüz savaşçı Kulan ile tanışır. Tanışma hikayeleri biraz üzücü." dedi Melina hanım, masasına geçip otururken "Şöyle ki Su hükmedici, Kulan'ın hasta annesini gücünü kullanarak iyileştirir. Kulan da minnetini göstermek için hükmedicimizi korumayı kendisine amaç edinir." Heykele bakıp gülümsedi.

"Ne yazık ki Kulan, Radag'ta olan son savaşta Toşya'ya gelemeden hayatını kaybeder. Su hükmedici ve Kulan arasındaki dostluk hikayesini öğrendiğimde beni çok etkilemişti. Ben de Kulan'ın heykelini yapmak istedim. Sizin de onu nasıl resmedeceğinizi merak ediyorum. Başlayabilirsiniz."

Hoca konuşmasını bitirip masasına geçti. Savaşçı olduğunu tahmin etmiştim zaten ama hikayesi üzücüydü. Tuvalin yanındaki kalemi elime alıp gördüğüm açıyla heykeli resmetmeye çalıştım. Bu hikayeden sonra sanırım karakalem çalışması yapacaktım.

🌊

Yarım saat geçmişti. Resmim neredeyse tamamlanmak üzereydi. Normalde bir şeyler çizdiğimde sadece resme odaklanır ve dünyadan kopardım ancak bir türlü odaklanamamış, gözlüklü kıza ara ara kaçamak bakışlar atmaktan kendimi alamamıştım.

"Biraz ara verelim" diyen hocayla kalemi bırakıp arkama yaslandım. Bu ara, benim için bir fırsat olabilirdi. Yerimden kalkıp kıza doğru ilerledim.

"Merhaba" dedim yanına yaklaşıp yanındaki boş sandalyeyi göstererek "oturabilir miyim?"

Kız, şaşkın gözlerle baktı yüzüme. Sonra oturduğu yerde toparlanıp başını olur anlamında salladı. "Tabii, oturabilirsin" dedi hafif kısık bir sesle.

Ay ve GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin