Ve Bir Italiano(+18)

~3131~

"Teşekkür ederim." Dediğimde açtığı kapıdan arabaya bindim.

"Yapmamam gereken kural ihlallerini Gabrielin neden söylediğini şimdi anlıyorum."

"Yol boyu beni övmeye devam mı edeceksin?" Hoşuma gitmiyor değildi ama şu an bunları duymak istemiyordum.

"Eski sevgilin falan mı?" Dediğinde yüzümü ekşittim.

"Eski sevgilisini kıskandırmaya çalışacak kadar düşük seviyede mi görünüyorum? "

"Bu kısımları bilmesende olur." Dedim sonra.

"Şansım var mı yok mu onu öğrenmeye çalışıyordum. Sinirlenmene gerek yoktu." Göz kırptığında hiçte etkilenmedim. Peki şu an neden kendini savunmaya çalışan bir bakire gibi davrnıyordum. Sevgilim yok. Korunma çabam saçmalık.

"Belki etkilenirim kim bilir?"

"Eğleneceğiz desene."

...

Kapımı açıp inmem için elini uzattığında tutmadan inip kapıyı kapattım. O kadarda hızlı değil. Arabanın anahtarını valeye bıraktı.

"Sanırım koluma girmen gerek Flörtcüm." Aptalmış gibi güldüm. "Ciddi misin?"

"Ne? Arya demek pek te cazip gelmiyor." Kafamı iki yana sallayıp koluna girdim.

"İçeri girerken doğal bir gülümseme takınman için seni güldürebilirim." Fransız dizyanıyla oluşturulmuş yeni tip bir restoranttı. Sarkık ışıklandırmalarla nostajı tamamlanmıştı.

"Masamız kaç numara?"

"Bilmem Gabriel isim yazdırmıştı bakabiliriz." Girişteki adama sorduğunda listeden baktı ve otuz iki numara olduğunu söyledi. İçeri girdiğimizde bir garson bize kibarca eşlik etti. Mass'in bir esprisine cidden gülmüştüm. Ve sırada gözlerim aradığım şeyle çarpıştı diyebilirdim. Ustaca görmemezlikten geldim. Masalar yuvarlaktı. Mass ufak bir küfür savurdu.

"Ne oldu?" Dediğimde sandalyemi çekiyordu.

"Senin ne olduğu belirsiz amaçsız gizli adam Cosimo. Babam ve ispanyollarla yemek yiyor.

"Anlamadım ne?"

"Babam ileri masada. Az sonra görüp yanımıza gelmesindense kalkıp selam vermemiz en doğrusu. Masaya oturursa kalkmaz."

"Saçmalık plan böyle değildi."

"İyi babam bizi ayak üstü sözlendirdiğinde o zamanda plana sadık kalırsın."

"Nasıl bir karakteri olabilirde babandan böyle bahsediyorsun? Kimse bana istemediğim bir şeyi yaptıramaz."

"Bingo." Dedi kafasını bana çevirip.

"Geliyor."

"Mass. Eski dostum. nasılsın."

"Yalnızca iki gün şirkete uğramadım baba." Orta boylu, gri takım elbiseli. İri adamın bakışları bana kaydı.

"Gelinim nasıl?" Ağzım açık kaldı. Ne? Mass ben demiştim der gibi baktıktan sonra Adam güçlü bir kahhkaha attı.

"Mass'den kaçmalısın. Altı yaşına kadar annesini emdi. Hala altını pislettiğinden şüpheliyim."

"Baba." Dedi uyarıcı sesiyle mass.

"Seni bırakacak mı diye deniyorum oğul. Ama gözleri parlıyor. Hadi bu kızı iş ortaklarımızla tanıştıralım. Ve onlara sevgili gelinimi taktim edeyim."

"Mass." Dediğimde babası elini tutmam için uzatmıştı.

"Kibar kız. Gel Mass gelmesede olur. Ondan hep utanmışımdır zaten." Şaka yaptığı her halinden belliydi. Diavolonun bakışlarını hissediyordum. Tam göreceği açıdaydı şu an yaşanan olay. Lanet ederek gülümsedim ve ayağa kalktım.