Arakamızı dönüp odadan çıkarken sesini duydum. Karanlığın çöktüğü bir tondu."Sen benim sevdiğim kadınla ufacık aklında fantaziler mi kuruyorsun!"
Sevdiğim kadın...
İçeriden çıktığımızda gabriel bana baktı.
"Yapı şeklini aklım almıyor. Farklısın. Henüz 21 yaşındasın.. Ariel bunları görse olacaklardan şüpheliyim ama sen bize yardım ediyorsun."
Durdu.
"Sana zahmet şu 302 deki herifte konuşmadı bir el atıver."
"Şansını zorlama istersen Gabriel." Kapının önünde durup bekledik. Ses yalıtımı olduğu için bir şey duymuyordum ama Diavolo çıktıktan sonra içeri bakmasam ıyı olabilirdi."
Ellerimi göğsümde birleştirdim.
"Eminimki sizde benim şartlarımda büyümüş olsaydınız bu yolu seçmezdiniz. Size küçüklükten dayatılan şeyler bunlar. Gerçi.. Hayatı bir yalanla yaşamaktan iyidir."
Zoraki gülümsedim.
"Sana sarılabilirdim ufaklık ama ellerim kötü kokuyor." Gülümsedim.
"Üniversitede her gün kan görüyorum ben."
"He sen ondan kan görünce iğrenmiyorsun."
"Sekiz yaşımda babam zorla kendi yarasına dikiş attırdı bana." Gözleri büyüdü.
"O kadar kötü atmışım ki omzunun altında bir çukur var." Gülümsedi.
Gabriel nihayet girdi o konuşmaya.
"Annen.. Ölmemiş olabilir mi? Gerçi imkanı yok ama, o kadar yükseklikten düşüp.. "
Elimi alnıma koydum.
"Onu düşerken biri gördü mü?"
Gabriel aniden hayatı sorguladı.
"Hayır."
"Yalan söylediklerini sanmıyorum. Gözlerini, mimiklerini ve el hareketlerini takip ediyorum ama tabii beralndo kesinlikle Bipolar. O kadar zeki. İki lafıma tav oldu.."
İçime bir kuşku oturdu. Beş dakika sonra açıldı kapı. Diavolo büyük adımlarla çıktı içeride.
Bana bakmadan ince koridorda adımlamaya koyuldu. Tam gidecektim ki Gabriel kolumdan tuttu.
"Sinirliyken yaklaşma."
Kolumu kurtardım ve yanında olmak için hızlı adımlarla yetiştim. Doğrusu koştum. "Diavolo." Kolundan tuttum. Durmadı ve yürümeye devam edince yanından koşturmaya devam ettim. Bir adımı on adımım edecek az kaldı. Baya bir ilerledik böyle. Aniden sağa çekildim. Diavolo burnumun dibindeydi.
Kapıyla arasındaydım. İçerisi aydınlık ve güzel kokuyordu.
"Yasak." Dedi sakince.
"Sana konuşmak yasak."
"Sana gülmek yasak."
"Sana dokunan gözlere sahip olanların yaşaması yasak." Elini sertçe arkamdaki kapıya koydu. Tok ses yankılandı içeride.
"Diavolo." Dedim sakince.
"Şşş." Çenemi kavrayıp havaya kaldırdı.
"Sinirlisin." Dediğimde mimik oynamadı yüzünde.
"Çok." Dedi dişlerini sıkarak.
"Çok sinirliyim."
"Benim yüzümden mi?" Dediğimde gözlerime baktı sadece. Gözleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi.