Kurtarıcı.

46.7K 1.9K 62
                                    

Hesabımı takip edip,oy verirseniz çok mutlu olurum🌸




Amcamın yanında oturmuş yemeğini  yemesini bekliyordum. Bu zamana kadar hiç bir bekleyişimin bu kadar uzun olmasını dilememişdim amma gel gör ki, bu bekleyişin sonu hiç hayıra alamet değildi.

Bu gün amcamdan izinsiz çarşıya inmek için evden kaçmıştım. Aslında sorun çarşıya inmem değildi, çarşıya inmek sebebimdi. Arada sırada bir amcamdan habersiz çıkardım evden. Melek idare ederdi beni. Bu seferde idare edeceğini söylemiş ve bende çıkmıştım. Çarşıya abimin arkadaşını görüp abimin numarasını ondan almak için inmiştim. Bunuda Melek yapmıştı sağolsun. Araştırmış, abimin arkadaşını bulmuştu. Sadece numarayı almak kalıyordu. Onuda bu gün yapacaktım.Gel gör ki işlerim yolunda gitmedi.

Numarayı aldım almasına,lakin gelirken amcama yakalandım.

Beni görünce o kadar sakin karşıladı ki,hala inanamıyorum. Sakince yanıma gelip "Hadi kızım doğru eve!" demişti. Sesindeki tehditi anlamamak elde değildi zaten. Eve geldiğimiz gibi ona yemek ısıtmamı söyleyip masanın başına geçip oturmuştu. Bende yemeğini ısıtıp koyduktan sonra odama çıkmak istiyordum ki,sert sesiyle "Otur şuraya! Ben yemeğimi yiyene kadar da kımıldama!" demişti.

Aslında anlamıştım davranışlarının fırtına öncesi sessizlik olduğunu ama insanoğlu işte hep bir ümit oluyor içinde.

Abimin numarasını telefonuma kayıt ettiğim için amcam yemeğini yerken hızlıca ona yazmaya başladım. Çünki yemekten sonra yazamayacağım bal gibi ortadaydı. Abime yazarken arada amcamı yokluyordum ama o yemeğine dalmış gözüküyordu. O yüzden işime sakince devam ettim. Abime yazıp bitirdiğimden bir süre sonra çevrimiçi olup geliyorum yazmıştı.

Galiba Sonunda bu cehennemden kurtulacağım vakit gelip çatmıştı. Yarına sağ çıka bilirsem tabii. Abim istanbulda yaşadığı için buraya gelmesi epey zaman alırdı.

O zamana da kim öle kim kala.

Abimi en son bir yıl önce görmüşdüm. Çok özlemiştim onu.

Amcamın kaşığını tabağa hırsla bırakmasıyla irkilip başımı telefondan kaldırdım. Tam ne istediğini soracaktım ki, "Kalk, salona geçip beni bekle!" dedi.

Hadi bakalım buyurun cenaze namazına.

Ona baş kaldırırsam daha da sinirlenir diye sesimi çıkarmadan adım adım gençliğimin katili olan adamın verdiği emri yerine getirmeye başladım.

Çok geçmeden arkamda adım seslerini duymamla arkama dönecektim ki yine kısmaya çalıştığı sesiyle "Dön önüne!" dedi.
Ardından kemer sesini duymamla gözlerimi sıkıca yumdum. Ben neden bunları çekmek zorundayım? Ben bunları hakedecek ne yaptım?!

"Demek izinsiz evden kaçarsın ha!"

1.

"Kendi başına iş yapmaya kalkarsın ha!"

2.

"Ben sana benim sözümden çıkılmayacak dedim değil mi?!"

3.

Artık kaç oldu bilmiyorum ama saymayı bıraktım. Amcamın söylenmelerini uğultulu şekilde duyuyordum. Galiba bayılacaktım yine.

Ama bu sefer farklı bir şey oldu. Birden kapı yumruklanmaya başlayınca amcam durdu nihayet.

Abim gelmişti.

Şu an onca ağrım sızımı bile unuta bilirdim. Çünkü abim gelmişti. Beni kurtarmaya gelmişti.

Çok geçmeden başım dönmeye başlayınca kendimi yere doğru bıraktım. Sonra da gözlerimin önünde benekler oluşmaya başladı.

Etrafımda olanları algılayamıyordum. Kendimi karanlığa bırakmadan son hatırladığım ise birinin gelip beni kucağına alması oldu.

Gerisi karanlık.

KALBİMİN AĞASI | Mardin masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin