Mezarlık.

22.5K 1K 167
                                    

Arkadaşlar size bir soru soracağım. Hikaye akıcı ilerliyor mu?

YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.🫶💖

Beni takip ederseniz çok sevinirim🌹♥️

##############################

Yanlış hatırlamıyorsam tahminen on yaşımdayken bir gün markete gitmek için evden çıkmıştım. Üzerimde bir miktar kağıt para ve 50 kuruş vardı. Markete gidip ihtiyaçları aldıktan sonra geriye elli kuruşum kalmıştı ve o 50 kuruşu eve dönüş yolunda cebim delik olduğu için düşürmüştüm.

O günden tam bir yıl sonra, yine aynı yoldan eve dönerken düşürdüğüm o 50 kuruşu bulmuştum. O kadar şaşırmıştım ki o gün.
Nasıl olurda bir yıldır o parayı o çalıların arasından gören olmazda, ben tesadüfen oradan geçerken gözüme takılır diye..

Eve vardığım gibi anneme olayı anlattığımda bana tamda böyle söylemişti.
"Birtanem, eğer ki, elinde ya da hayatında olan bir şey senin hakkınsa kesinlikle er ya da geç birgün gelir seni bulur. Paran da senin hakkınmış ki, yine onu kendin bulmuşsun."

Şimdi oturduğumuz bu çay bahçesinde karşımdaki bedene bakarak düşünüyordum da, ben onu hakediyormuyum acaba?

Bana bu kadar yardım etmesini, her şeyi ince ayrıntısına kadarını düşünmesini hakediyormuydum?

Kuyumcudan çıktıktan sonra aldığımız iki yüzüğü de parmağıma taktığım için elimde olan o gözokşayan, ben buradayım diye bas bas bağıran yüzükte parmaklarımı gezdirdim.

Ben kimdim ki, aile yadigarı olan bu değerli yüzüğü bana emanet edebilmişti?

Sadece anlaşmalı evlilik yapacağı kadına budenli yaklaşması ve ya güvenmesi çok garip gelmiyormu kulağa?

Sende aynı şekilde güveniyorsun.

Doğru. Bende güveniyordum. Amma yüzük meselesinden sonra garip olmuştum. İçimde anlamlandıramadığım bir hiss vardı.
O hiss hiç peşini bırakmıyor Ahu.

Araz karşımda geldiğimizden beri sanki birşey söylemek istiyorda cesaret edemiyor gibi geliyordu.

Önündeki kahveyi eline alarak bir yudum alıp geri yerine bıraktı. Son kez nefesini dışarı verip nihayet konuşmaya başladı.

"Ahu bu gün seni bir yere götürmek istesem gelirmisin? Amma nereye diye sormak yok. Süpriz."

Söyledikleri kaşlarımı çatmama neden olunca kalbim hızını artırmıştı. Zaten deminden beri içimde düşünce savaşı olduğu için bu da tuzu biberi olmuştu.

"Neden diye sorsam?"

"Gideceğimiz yer şehir dışında." Konuşurken bana bakmıyordu. Arada tepkimi ölçmek istercesine bakıp yine başını başka yöne çeviriyordu. "Uçakla gidip gelmemiz gerek. Şimdi yola çıkarsak akşama dönmüş oluruz."

"Bilmem ki? Sana güveniyorum falan da bu kadarı da fazla ama. Şehir dışına gitmek kulağa korkutucu gelmiyormu sencede?"

Bakışlarını bu sefer gözlerime çevirmişti.
"Anlıyorum. Lakin bu gün doğum günün değil mi?"

Başımı salladım.

Abimin mahv edip Arazın güzelleştirdiği doğum günüm...

"Ben sana bir hediye vermek istiyorum." Ağzımı açıp böyle birşeye gerek olmadığını söyleyecektim ki, izin vermedi. "Gerek yok falan deme bana. Zaten öyle verebileceğim bir şey değil. Sadece seni götürmek istediğim biryer var. Söylersem de süprizi kaçar diye söylemek istemiyorum."

KALBİMİN AĞASI | Mardin masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin