Kaderin oyunları.

17K 1K 236
                                    

YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.🫶💖

Beni takip ederseniz çok sevinirim🌹♥️






#############################

Güneş yerini aya bıraktığında,gökyüzü o muhteşem ışık saçan yıldızlarından bu gece mahrum kalmıştı. Hava bulutluydu ve muhtemelen kısa süre sonra yağmur yağacaktı. Bu kasvetli havada kimisi,dertleriyle boğuşuyor,kimisi ailesiyle mutluluğunu yaşıyor,kimisi de iş başında görevini yapıyordu. Hayat kimseye muhteşem bir kaderi reva görmemişti.

Araz nezarethanede işini bitirdikten sonra hızla oradan ayrılmış,çocuklara teşekkür ederek Aslan gelmeden dışarı çıkmayı başarmıştı. Keyfi o kadar yerine gelmişti ki,öğrendiği gerçekler bile canını sıkamayacak durumda idi. Sevdiği iyiydi,malum şahıstan da hırsını almıştı. Geriye kalanlar da hallolurdu.

Muratın gerçekleri anlatmasıyla aklını öyle bir başından almıştı ki,bundan sonraki hayatını bir suçlu olarak hapishanede mi,yoksa bir deli olarak tımarhanede mi,geçireceği tartışılır bir konuydu.

En son olarak halini hatırladığında keyifli gülümsemesini yüzünden eksik edemiyordu.
Muratın "şiş olmaz,delik olmaz,olmaz,yapma." diye sayıklaması aklından çıkmıyordu. Ona söz verdiği deliği açmasa da,açmış kadar olmuştu. Aslında dediğini yapmak istiyordu,lakin böyle bir pislik yüzünden daha çok oyalanırsa,sevdiği uyanınca yanında olamaz diye yapmamıştı.

Büyük adımlarıyla arabasına doğru ilerlediğinde hem ter içinde kaldığını,hem de sabahtan beri hiçbir şey yemediğini fark ettiği için ani bir kararla eve gitmeye karar verdi. Arabasına bindiği gibi eve doğru sürmeye başladığında bir yandan da telefonundan saatine bakıyordu. Gece yarısını geçmişti. Evdekiler uyumuş olmalılardı.

Kısa sürede eve ulaştığında arabayı gelişi güzel durdurup anahtarı üzerinde bırakarak indi. Nasıl olsa geri dönecekti.

Kapının önünde duran korumaların selamına karşılık vererek,çok ses yapmadan konağın kapısını açmış, odasının yolunu tutmuştu. Evde çıt çıkmıyordu. Herkesin uyuduğunu düşünüp üçüncü kata doğru ilerlediğinde ikinci katta odası olan annesini bir anda odasından çıkmasıyla irkilmesi bir olmuştu.

"Oğlum?" diye Sultan hanım hızla oğlunun yanına ulaştığında hiç düşünmeden ellerini boynuna dolayarak sıkıca sarıldı. O kadar korkmuştu ki,oğlunun sesini öyle perişan duyduğunda yanına gitmemek için kendisini zor tutmuştu.

"Anne,uyumadınmı sen?" diye sorduğu sırada annesinin sarılışına karşılık vermişti. O da farkındaydı evdekilerinin nasıl korkduğunu. Hepsi Ahuyu kısa sürede sevmişe benziyorlardı.

"Uyumadım,uyku tutmadı. Ahu kızım nasıl? İyimi?" Oğlundan ayrıldıktan sonra üzerine aldığı şala sıkıca sarılarak endişeli gözlerle sorularını bir bir sıralamıştı Sultan hanım.

"İyi,çok şükür." diye mırıldandı genç adam. "Duş alıp üzerimi değiştirmek için gelmiştim ben." diye de ekledi.

"Perişan olmuşsun yavrum. Hadi git değiş üstünü. Bende sana bir şeyler hazırlayayım,yedikten sonra çıkarsın. Eminim hiçbir şey yememişsindir." Oğlunu tanıyordu. En son Pınar bir gece havale geçirdiğinde hastanede kaldığı sırada iki gün boyunca bir şey yemediğini hatırlıyordu.

"Hiç hayır diyemem aslında. İyi olur." diyerek hafifce gülümsediğinde,ellerini annesinin fark etmemesi için uğraşıyordu. Muratın yüzünü dağıtırken güzelim derisi mahv olmuştu.

KALBİMİN AĞASI | Mardin masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin