Anlaştık.

27.9K 1.2K 86
                                    

YILDIZA BASMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.🫶💖

Beni takip ederseniz çok sevinirim🌹♥️


"Uzak diyarlarda" diye masalları hep dinlemek isterdim eskiden. Hele o masalı babam anlatırsa daha çok isterdim. Hiç var olmayan bir evreni düşünmek, kendimi orada yaşayan biri olarak hayal etmek, son bir yıldır sevgi görmeyen kalbimin heyecanlanmasını sağlardı.

Şimdilerde bu isteğimden geriye eser kalmamıştı. Kalmasına da gerek yoktu zaten hevesim kaçmıştı.

Ya da ben hevesimin kaçtığına kendimi inandırmak istiyordum.

Büyüdüm, okudum bir hemşire oldum. Bir anda hayatım tepetaklak oldu. Annemi kaybettim. Babamı kaybettim.

Abimi kaybettim. Ya da bundan sonra sildim demeliydim. Hele dün söylediği sözlerden sonra artık ölsem onu affetmezdim.

Düşüncelerimde yine dün geceyi hatırladığımda üzerime hüzün çökmüş olsada hemen kendimi toparladım. Bundan sonra eski Ahu yoktu. Hele abim benim için hiç yoktu. Artık ne gelmeyişi ne de affetmeyişi umurumda değil.

Arazın teklifini kabul ederek hayatımı eski düzenime sokacaktım. Bu fırsatı kaçırmayarak mantıklı karar vermiştim bence.

Düşüncelere dalmışken dolandılar ve tekrardan dün geceyi bana hatırlattılar.

Dün gece

Yerde diz çöküp hıçkırarak ağlarken Arazda aynı benim gibi yerde oturup beni kucağına çekti.

Şu an ne olduğumuz durumu ne de bana bu şekil yaklaşmasını sorun edecek durumda değildim. Tek bildiğim şu an olduğum kolların bana güven verdiği idi.

"Ahu, yapma bak bana."

Duyuyordum ama haraket etmeye mecalim kalmamıştı. Tek yaptığım ağlamaktı.

"Bak, sakin ol. Değmez. Yalvarırım sakin ol."

Niye yalvarıyordu ki? Ne konuma sahiptim onun hayatında?

"Bak bana" yüzümü avuçladı. "Sakin ol. Tamam. Derin nefes al, ben buradayım." Baş parmağıyla gözyaşlarımı sildi.

Sesi öyle yatışdırıcıydı ki, çok geçmeden hıçkırıklarım iç çekişlere dönüşmüştü. İyi ki gece yarısıydı. Yoksa etrafta birinin bizi bu halde görebilmesi ihtimalini düşünmek bile istemiyordum. Gerçi bu Arazın ne kadar umurundaydı bir fikrim yoktu da neyse.

"Sakinleştin mi?"

Sorusuyla artık dünyayla yeniden bağlantımı kurunca şu anki konumumdan utandığım için başımı sallayarak rahatsızca kıpırdandım.

Kenara geçerek sırtımı arabaya yasladım.

"Artık sakinleştiysen anlatıyorum. Ama bak kabul ettin, sonradan caymak yok."

Ağlmaktan pürüzlü çıkan sesimle "tamam" deyince bir anda Araz eliyle bir dakika haraketi yaparak ayağa kalktı. Arabanın önünden geçip diğer tarafdan kapıyı açarak içinden birşeyler almaya başladı. Çok geçmeden dönünce elinde su şişesini gördüm.

"Al, ben konuşurken sen su iç biraz. O kadar ağladın."

"Teşekkür ederim" diye mırıldandım.

Derin nefes aldı. "Dün hastaneden çıkınca ilk abini araştırdım, aradım. Sonuç bu gecekinden farklı olmamıştı zaten." Bakışları önümüzde olan kaldırımdaki sokak lambasına odaklanmıştı. Yine oturunca bir dizini kendisine çekip elini üzerine yerleştirmişti. "Neyse bunu hatırlamanın bir lüzmu yok. Başka bir yol aradım. Sonuçta seni öylece oradan alıp çıkaramam." Bana döndü. "Yanlış anlama, kimse hiçbir haraketimi sorgulayamaz ama susmazlar. Seni konuşurlar. Laf söz olur. Onu da istemeyiz öyle değil mi?"

KALBİMİN AĞASI | Mardin masalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin