=KÜÇÜK KIZ ÇOCUĞU=

21 3 1
                                    

Alışmak diye bir şey var bu dünyada mesela acıya alışmak ,birde zorunlu bir alışmışlık var ölüm babamın yokluğuna alışamasamda ölümüne alışmıştım. Bir yıl olmasına az bir zaman kalmıştı. Ben babama verdiğim sözü tutuyor okuyordum belgemide almıştım ama babam görememişti.

Herzamanki gibi bugünde okuldaydım arkadaşlarımla sohbet ediyorken telefonum çalmıştı. Ders sırasında açık olmamak şartıyla telefon yasağı kalkmıştı okulda arayan annemdi kardeşimle bir olaydan dolayı tartışırken avluda taşın üzerine düşüp dizinin parçalandığını ,hastaneye gideceğini söylemişti. Yanına geleceğim desemde istememişti ,kiminle gideceğini sorduğumda kardeşimin sinirlenip evden gittiğini , amcamında balıkta olduğunu söylemişti . Üzülmüştüm onun öyle hastaneye tek gideceğini duyduğumda annemden sonra kardeşimi aramıştım ama telefonu açmamıştı . Mecbur yapacak birşey yoktu beklemekten başka okuldan sonra giymeye karar vermiştim. Okul bitmiş eve doğru gidiyordum ki bir numara arıyordu açmıştım telefonu konuşan annemdi şarjının bittiğini hastaneye yatırdıklarını yanındaki oda arkadaşından aradığını söylüyordu geliyorum dediğimde yine kabul etmemişti. Tabi benim içime bir şüphe düşmüştü eve geçince hastaneyi aramış annemin adını vermiştim . "Yatış yapılmış" dediğimde " kayıtlarda yok " demiş onun üzerine " Emin misiniz ? bugün hastaneye gelmiş doktor yatış vermiş." dedim görevli tekrar baktığını o isimde hastanede giriş olmadığını söylemişti. Amcamı aramış durumu anlatmıştım "tamam kızım yarın ben gelirim birlikte gideriz yanına " demişti.
Sabah olmuş hastaneye gitmiştik amcamla danışmaya sormuştum tekrar kayıtlara bakmıştı yatışı bırakın hastane girişi bile yoktu. Arabaya geçmiştik amcamla "seni dün arayan numarayı ara kızım " aramıştım telefonu annem açmıştı "Anne biz geldik görevliler o isimde hasta yok diyor neredesin sen ?"
"Yukarıda odadayım kızım şimdi kapatıyorum yanımdaki kadın telefonu istiyor."
Telefon kapanmıştı yüzüme hastanedekiler , hastanemizde değil diyordu annem ise yukarıda odada olduğunu kimdi doğruyu söyleyen? tekrar aramıştım numarayı bu defa bir kadın açmıştı telefonu anneme vermesini söylemiştim kadın bana "anneni tanımıyorum rahatsız etmeyin beni, sürekli arayıp durmayın." dedikten sonra telefon yüzüme tekrar kapanmıştı. Tekrar aramıştım telefonu açan olmamıştı tekrar arayacaktım ki amcam koluma dokundu.
"-bırak kızım arama ."
"-Neden amca ?"
"-Annen gitmiş kızım."
Annen gitmiş tam olarak ne oluyordu ki gitmek ne tür bir gitmekti ki babamın gidişi gibi bir gitmek değildi değil mi? Babam öldüğü için gitmişti ya annem o bizi terk mi etmişti. "Nasıl bir kaderdi ki bu babamın gidişini dayımdan, annemin gidişini amcamdan "öğrenmiştim. Hiçbir şey demedim amcama birşeyde hissetmemiştim, ağlamamıştım bile ne bekliyordum ki annem nezaman bana doğruyu söylemişti ki şimdi söyleyecek değil mi ? Asla ama asla affetmeyecektim onu babamın gidişiyle bir kanadımız kırılmıştı zaten diğer kanadımızıda annem kırmıştı bile isteye, babam ise istemeden ikisinin arasında dağlar vardı. Ogün herkesin anne olamayacağını anlamıştım. O artık orada o hastane bahçesinde bitmişti, ikiside hastanede gitmişti. Benim için yaşayan bir ölüydü , ölüm ayırmamıştı belki bizi ama annem ayırmıştı.
"Ölüm değilse bizi ayıran,yazık olmuş..."

Sonradan öğrenmiştik ki annem denen kadın çalıştığı oteldeki bir adamla gitmiş. Ogün kendi gittiği yetmiyormuş gibi babamın bizim için yaptığı altın ve bilezikleride almıştı yanına ,bir miktar para vardı onu bile almış. Oğlu ve kızını annesiz bıraktığı yetmiyormuş gibi beş parasız birilerine muhtaç bırakmıştı bizi evet oda yapmıştı belki ama insan yarısını bırakır ya sen nasıl annesin ki çocuklarına bir ekmek parası bile bırakmazsın?
Kendisine hakkımı helal etmeyecektim kendi hakkım etsemde , babamın hakkı helal olmasındı o kadına.
Artık hem annesiz hem babasızdık iki kardeş üç kişilik kalan ailemizde yoktu artık bir yıl arayla hem babamızı hemde annemizi kaybetmiştik artık anne ve baba kelimesi batacaktı kalbimize bıçak gibi belki hergün kanamayacaktı ama o ince sızı hiç geçmeyecekti. Onun gidişinden sonra herşey daha kötüydü babamla annemden ayrı olduğum gibi kardeşimden'de ayrıydım o köyde amcamlarla yaşıyor , bende büyük kuzenim ve babaannemle okulumuz olmasından dolayı merkezde yaşıyorduk sorumluluğum artmıştı küçük anneydim artık Ali'nin annesi. Her hafta sonu gidiyordum kardeşimin yanına amcalarımın verdiği paraları haftalık biriktirirdim bazen okuldan yemekte yemez , yemeğe eve giderdim. Hafta sonu köye gittiğimde yarısını kardeşime verirdim o erkek çocuktu parası olmalıydı cebinde herzaman amcalarım verirdi ama o para ona yetmezdi ergenliğe girmiş genç bir delikanlıydı artık arkadaşlarının yanında hiçbir konuda mahçup olmasını istemezdim .amcamlar bilmiyordu ama o yaşında arkadaş çevresinden görerek sigaraya başlamıştı. Bırak demelerim işe yaramıyor beni dinlemiyordu en son amcama söylemekle tehdit etmiştim o bile işe yaramamıştı. Biriktirdiğim paranın diğer yarısını ise okuduğum bölüm için kullanıyordum. Çünkü devlet okulda yaptığımız ürünleri karşılamıyor ve biz kendi cebimizden karşılıyorduk. Biriktirdiğim paraları üç günde bir sayardım ne kadar var diye yine birgün sanıyordum ama param hep eksik çıkıyordu daha dün parama ekleme yapmıştım bu kadar olamaz diyordum kendi kendime sonra biryere kullanmışımdır, hatırlamıyorumdur diyordum ama bu durum sürekli devam ediyor ve param hep eksik çıkıyordu sonradan anlıyorum ki kuzenim alıyormuş çantadan hepsini alınca fark edileceği için içinden belli bir miktarını alıyormuş Ogün kavga etmiştik kuzenimle babaannem bana kızmıştı kuzenine hırsız demeye utanmıyormusun demişti . Söylemek yetmiyor olacak ki vurmuştu bana vurması sorun değildi ben alışkındım zaten annem tarafından dövülmeye ama haksız yere tokat yemem zoruma gitmişti ihtiyacı olduğunu söylese zaten verirdim. "Hayattan tokat yemişim zaten ben , babaannemin tokatı koymazdı bana"
Babam gittikten sonra hayatımızın bu kadar zor olacağını bilemezdim bizi bir arada tutan babammış. Hayatım bu aralar çok zor ve yoğundu okula gidiyordum sabahları bu sene bir kaç ders harici sürekli mutfak dersimiz oluyordu. Bütün gün okulda ayaküstün'de yoruluyordum yaptığımız yemeklerin bulaştığını ve mutfağın temizliğini biz yapıyorduk. Okul çıkışı çarşıya çıkıyordum diğer gün yapacağımız yemeğin eksiklerini tamamlıyor eve geçiyordum. Babaannem yaşlı olduğu için ev işi yapmıyordu. Üzerimi değiştikten sonra evi toplayıp süpürüyor daha sonra yemek için mutfağa giriyordum akşam yemeği bulaşık derken saat akşam on oluyordu. Üniversite sınavım yaklaşıyordu işlerim bittikten sonra yapacak bir ödevim olmazsa sınava çalışıyordum bazende elimde okuyacak kitabım olursa kitap okuyordum bu aralar kitaplar dünyamdı sanki okurken o karakter oluyor onunla gülüp, onunla aĝlıyordum kitap okumak ruhuma iyi geliyordu. En çok sevdiğim şeylerden biriydi sıcak kahve eşliğinde kitap okumak hayatım bu kadar yoğun olmak zorunda mıydı? Küçük yaşta büyümüştüm yemek yapmaya bile ondört yaşında başlamıştım belki daha küçük evlenmeden kendimi ev kadını gibi hissediyorum. Evin eksiklerini ben alıyor markete ,pazara ben gidiyordum.amcam merkezdeki eve çamaşır makinesi almamıştı çamaşırları elimde yıkıyordum kuzenim hiç yardımcı olmuyordu kendi kıyafetleri hariç kimsenin bir şeyine dokunmuyordu. Zaten okuldan akşam dönüyordu okuldan sonra arkadaşlarıyla geziyor akşam eve gelip yemeğini yedikten sonra odasına çekiliyordu. Bir gün dayanamamıştım ve biz kuzenimle yine kavga etmiştik oda bana kalbimi paramparça edecek laflarını sıralamıştı. " babamın parasını ödediği evde oturuyorsun onun aldığını yiyor ,içiyorsun onun aldıklarını giyiyorsun , seni okutan bile o "demişti susmuştum ona diyecek birşey bulamamıştım doğruydu ne diyebilirdim ki birşey söyleyemez ,yapamaz sadece ağlayabilirdim herzaman olduğu gibi , kuzenim hep böyleydi her kavgamızda ağzından bu dediklerinden farklı birşey çıkmazdı. Alışmıştım artık herşeye alıştığım gibi hor görülmeyede alışmıştım...

KENDİNİ SEV ( TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now