<HASTALIK>

35 2 4
                                    

Yanıma çocuklarımı ve hayallerimi alarak yola çıkmıştım.

Akşam aileme "almanıza asla izin vermem" bana ise "asla göndermem" diyen adam gelmemişti.

Ondan uzaklaştıkça hem rahatlıyor hemde kalbimde dayanılmaz bir acı hissediyordum.

Aradan iki saat geçmişti ki annemin telefonu biri aradı. Yunus

Annem telefonu açmamıştı bu defa kardeşimin telefonu çalmıştı. Aynı kişi tarafından kardeşimde telefona cevap vermemişti.

Bir kaç saniye sonra kendi telefonum aranmıştı bilmediğim bir numara tarafından telefonu açıp kulağıma yaklaştırdığımda onun sesini duydum.

"-Bana gitmeyeceğim dedin yalan söyledin gittin."
"-Ne yapmamı bekliyordun. boşadın beni boşandığımız halde aynı evde mi kalacaktım?"
"-Ne ailemi nede seni affetmeyeceğim beni kandırdın."
"-Benden çocuklarımı alıp gitmek ne demek ? Herkese göstereceğim."
"-Müsait değilim kapatıyorum."
"-Vardıktan sonra engeli kaldırıp beni ara güneş konuşacağız."
"-Tamam." Demiş telefonu kapatmıştım

Saat ilerlemeye devam ediyordu.
Yemek yemek için yol üstünde bir yerde durmuş yemek yedikten sonra yola devam etmiştik.
Yolu yarılamıştık ki oğlumun ateşi fırlamıştı. Zaten son bir haftadır çoğunlukla uyuyor mama ise fazla yemiyordu. Şimdi ise ateşler içinde yanıyordu.  Beş saat sonra işe Nihayet memleketime ayak basabilmiştik.
İlk iş hemen hastaneye gitmiş. Acilden giriş yapmıştık.  Ateşi çok yüksekti hemen damar yolu açıp serum takmışlardı. Bir kaç saatin sonunda Nihayet ateşi düşmüştü.
Bir kaç ilaç yazmışlar pazartesi çocuk doktoruna tekrar gelmemiz istenmişti.

Bugün cuma akşamıydı ve iki günlük hafta sonu tatili giriyordu araya eve gitmiştik iki günlük süreçte ateşi olmaya devam etmiş ilaçlarla düşürmüştük. Pazartesi gününün olmasıyla tekrar hastaneye çocuk doktoruna gitmiştik.
Tahlil istemişti. Öğleden sonra sonucu öğrenmek için odasına girdiğimizde sonuçlarda ne gördüyse yatış vermişti.

Ogün oĝlumu hastaneye yatırmışlardı bronşitten.
Bugün ise tam bir hafta olmuştu hastaneye yatalı.
Oğlum bir haftadır hastaydı kızım ise bir haftadır benden ayrıydı. Bir evladım gözümden ırakkken , bir evladım gözümün önünde eriyordu.
Bir haftadır her sabah kan alıyorlar değerlerini takip ediyorlardı.
Doktor değerlerinin çok yüksek olduğunu bunun sebebinin ise bronşitle bir alakası olmadığını söylüyordu ama daha neyi olduğunu bulamamışlardı.

Bir haftadır bir çok kez damar yolu açmışlardı.
Bazen küçücük elinden bazen kolu bazen ise küçücük ayaklarından.
Küçücük göğsünde kendinden büyük kablolar , ağzından hava verdikleri maske ölüden farksız yatıyordu.
Babasına hasta olduğunu söylemiştim ama o gelmemişti. Üstelik o kadınla yaşamak için tekrar yanına gittiğini birlikte içki masalarında fotoğraf attıklarını burada ikimizide tanıyan abi ziyaretimize geldiğinde öğrenmiştim. Benim çocuğum yaşam mücadelesi verirken o kadınla keyfinin derdindeydi.
Bana ulaşabileceği her yerden engellemiştim.
Beni bırakın kendi kanından olan çocuğu bile düşünmüyordu.
O zaman baba olmasınada gerek yoktu.
Ben çocuklarıma yeterim
Bir çok şeyle sınandım bu hayatta aile , anne, , baba, eş babamı kaybettim kader dedim kalktım ayağa. Sevdiğim adam beni aldattı boşandım hayırlısı dedim baktım yoluma.
Allahtan tek duam kalmıştı.
"Bundan sonra bari çocuklarımla mutlu olayım."
"Allahım beni çocuklarımla sınama" demiştim.
Ama olmadı ben oğlumdan sınandım.
Şimdi bir hastane odasının kendinden kaç kat büyük olduğu belli olmayan yatağında yatıyordu.
Bir hafta olmuştu koskoca bir hafta.
Bu bir haftada ne kadar uyumak istesemde uyuyamamıştım hemşirelerle konuşmuş ve yanıma birinin gelip gelemeyeceğini sorduğumda biri gelebilir demişlerdi.
Hiç anlaşamadığımız büyük kuzenim yanıma gelecekti bana yardımcı olmaya o gelmişti. Annem ve amcam hastaneden dönecekti sonra yanımıza iki hemşire geldi.
"-Hastanın eşyalarını hazırlayın " demişti.
Nasıl yani çıkacak mıydık oğlum iyileşmiş miydi?
"-Neden çıkışımız mı olacak?"
"-Hayır aldığımız kanların sonucu yine yüksek çıktı. Hastanın yoğum bakımda bir makineye bağlanması lazım ama makine burada yok. Doktor hastaneler ile görüşüyor boş yatak olan bir hastaneye sevk edeceğiz ."
Ben duyduklarımla bir sandalyeye çökmüştü.
Annem ve kuzenim benim ve oğlumun eşyalarını topmaya başlamıştı.
Bir saatin sonunda doktor en yakın olarak aydın çocuk hastanesinde boş yer bulmuş. Muğladan ise içinde küvezin bulunduğu bir ambulans ayarlamıştı.
Dört bir yanı camla çevrili küvezin içine ilk küçücük oğlumu yanına ise vücuduna baĝlı makineleri koymuşlardı.
Vücudu hasta olmayı kaldıracak kadar güçlü değildi.
Daha iki aylık küçücük bir bebekti.
Oğlumu küvezle birlikte ambulansa almışlardı. Küvezde gitmesinin sebebi dış çevreyle olan bağını kesmek içindi.
Görevliler beni yanına almak istememişlerdi. Zor bela onları ikna etmiştik yanında gitmem için;
Annemle kuzenime baktığımda aĝlıyorlardı.  Küçüklüğümde bu yana anlaşamadığım kuzenim benim ve oğlumun haline daha fazla dayanamamış hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
O gün düşman bile olsa ailenin ne demek olduğunu anlamıştım.
Birbirinide yesen en kötü anında koşulsuz şartsız yanında ailen oluyordu bir başkası değil.
O gece ambulansın acı siren sesiyle bir hastaneden başka bir hastaneye yola çıktık.
Yolda uyuyan oğlum uyanmış ağlamaya başlamıştı.  Küçücük elleriyle yanında bir şeyler arıyordu yanında değildim yanında ambulans görevlisi biri vardı.
Görevli küvezdeki küçük bölmeyi açıp parmağını oĝluma uzattı oĝlum minik eliyle ona uzatılan parmaĝı tutmuştu. Çünkü kendini yanlız ve güvensiz hissetmişti. Gideceğimiz hastaneye kadar oĝlum ona uzatılan parmaĝı hiç bırakmamıştı.

KENDİNİ SEV ( TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now