Altı

620 47 5
                                    

"Buna bir çare bulmak zorundasın" Kral uzunca nefes vermiş ve hemen yanında oturan geveze kuzenine tehditkar bir bakış atmıştı. "Ne yapmamı bekliyorsun Yoongi?"

"Irene'ın birine karşı olan ilk tavrı değil bu Jeon. Daha önceden gelen ve gözüne kestirdiği herkese elleme niyetinde. Neden onu hala öldürmüyorsun?"

Kral Jeon, gözlerini kapatıp kafasını arkaya doğru attığında ensesi tahtın soğuk yüzüne değmiş, bir kaç saniyeliğine içini titretmişti.
"Yoksa hâlâ onun çalışmasına izin mi veriyorsun?"

"Veriyordum." Dedi Jeon, bıkkın bir tonda. "İki gün öncesine kadar" Bu sözünden sonra Yoongi'nin aşırı tepki vereceğini biliyordu. Bu yüzden kulaklarına dolan bağırışları göz ardı etmeye çalıştı.

"Başka birisi çalışacak" Dedi kral elini uzun saçlarının arkasına atıp, maskesinin ipini sıkılaştırırken. "Kim?" Diye sordu Yoongi merakla. Bir kaç saniye önce yaptığı anlamlı konuşma -kendine göre- kralın sesiyle merak duygusunu ele geçirmişti.

"Kim. Kim Taehyung."

Yoongi kendini tutamayıp büyük bir kahkaha attığında kral kaşlarını çatmıştı. Kendisine göre bunda garip bir şey yoktu zira istediğini çalıştırır, istediğinin işini bitirirdi. "Yani sen," Yoongi bir kahkahasını daha engelleyemezken devam etti. "Topraklarına giren Kim'leri sana bildirmesi için, Kim'lerden birini mi görevlendireceksin?!"

Evet, bu fazlasıyla garipti. Kral Jeon normalde böyle bir şeye asla izin vermedi lakin şimdi işler çok farklıydı. Ortada bir lanet vardı ve kral Jeon, Kim Taehyung'a ne kadar yakın olursa o kadar iyiydi. Bu yüzden onu zindandan çıkartmayı çoktan göze almıştı.

"Kim'lerden intikamımı aldığım zaman saraya yaşlı bir kadın gelmişti hatırlıyor musun?" Yoongi, gülmesini kesmiş, kaşlarını kadırarak karşısında oturan krala bakmıştı. "Ne olmuş o kadına?" Kral derin bir nefes alıp, hemen yanınada bulunan tütsülerden birini yavaşça yakmıştı.

"Bana, asırlar önce biten bir laneti yeniden başlattığımı söyledi." Yoongi, dolmuş bir şekilde krala baktığında ağzından "Ha?" Tarzı bir ses çıkmıştı.
"Ne laneti?"

"Bilmiyorum." Diye karşılık verdi Jeon, parmaklarına taktığı yüzükleri incelerken. "Tek bildiğim lanetin Kim Taehyung geldiğinde başladığı."

"Taehyung'un bu konuyla alakası ne?"

"Bir kaç yıl önce rüyamda bir lanetin üzerime olacağını gördüm. Rüyamda Taehyung da vardı. Yüzünü görmüyodum ama birisi sürekli bana onun adını sayıklıyordu. Lanet başladı. Laneti başlattın Kim Taehyung." Yoongi yüzünü ekşitip kafasını iki yana hızla sallamıştı.

"Bir şey anladıysam ne olayım!" Jeon, göz devirmiş ardından, "Senin anlaman gereken tek kısım gözlerimin Taehyung'un üzerinde olması." Yoon, kafasını salladığında, kral "Şimdi onu getir odama."

###

Sarı saçları uzun olan adam, küçük olanın koluna girmiş onu zorla sürüklüyordu adeta. Taehyung, nereye gittiklerini sormaya çok korkuyordu. Ayrıca koluna dolanan el ile hem nefesi kesiliyor hem midesi bulanıyordu.

Galiba, galiba bundan sonra herkese kolay kolay dokunamayacak hatta kendisine dokunmalarına izin vermeyecekti. Bazı şeyleri ne kadar çok yaşarsan yaşa her olulunda aynı şeyleri hisseder, aynı şekilde ağlar, yakarır hatta ve hatta kimsenin acımadığı kadar çok acırdı kendine.

Soğuk soğuk terlediğini hissediyordu küçük olan. Günlerdir banyo da olmuyordu zaten lakin bırak banyoyu bir kere bile aynaya bakamamıştı. Küçüğün düşündüğü şey, siyah ve uzamış saçlarının birbirne girip, iyice karıştığı, yüzünü yıkamadığı için gözlerinin çapaklandığı, dudaklarının kupkuru bir hal aldığı ve bayıl bakışları idi.

Utanıyordu. Gayet normal değil miydi utanması? Değildi. Çünkü küçük olan en bakımsız haliyle bile dönüp bir kez daha baktıracak bir güzelliğe sahipti.
Eziyet gibi geçen zamanın ardından en sonunda bir kapının önüne gelmeyi becerdiklerinde Tae korku ile yanında ki adama dündü.

"Nereye geldik?"

"Krala" Diye cevapladı Yoongi, Taehyung'un yüzüne bakmaya bile tenezzül etmeden. "K-krala mı?" Diye fısıldadı küçük kafasını yere eğerek.
Her an kendini belli etmeye dünden razı olan inci taneleri, görüş açısının bulanıklaşmasına neden olsa da sakinleşmek adına derin bir nefes alıp verdi Taehyung.

Yoongi kapıyı tıklatıp içeriye girdiğinde küçük hala kapının önünde bekliyordu taki korkak adımlae ile ileriye girene denk.

Taehyung, odaya girdiğinde Yoongi tek kelime etmeden çıkıp, kapıyı kapatmıştı. Kapının kapanma sesi küçük olanı yerinden sıçratırken, zaten kızgınlıkta olduğu için yaydığı feremonları, korkuyla beraber daha da artmıştı. Kral Jeon, ciğerlerine derin bir nefes alıp, yoğun lavanta kokusunu solumuştu. Büyük olan bu durumdan gayet memnundu zira her nefes alışında biraz daha kıvrılan dudaklarının başka bir açıklaması olamazdı.

Boy farkı her iki beden arasında bariz bir şekilde belliydi ki, kral tepeden bakıyordu Taehyung'a. Taehyung, konuşmadıkları her an biraz daha geriliyor hatta almak için yer arayan yaşlarının gözlerini doldurmasını engelleyemiyordu. Jeon ise karşısında ki manzaradan gayet memnundu. Bir suçlu edası ile başını öne eğmiş, gözleri dolmuş ve kızgınlık getirgisi olarak yanaklaeı pembeleşmiş güzelliğe bakıyordu.

Her ne olursa olsun Kral Jeon, Taehyung'un güzelliğini asla inkâr etmezdi ki belki de ortada bir lanet olmasaydı, kralın yatağı karşısında ki beden tarafından dolduruluyor olurdu. Hoş kızgınlıkta ki bir omeganın ve konu zevkleri olunca sınır tanımayan bir alfanın aynı odada kalmaları bile akıllara zarardı.

"Feremonların." Dedi kral en sonunda. "Fazla yoğun, bastır biraz kendini." Taehyung anlamadığı konu karşısında sessiz kalsa da en sonunda bir şeylerin farkına varıp, "K-kokudan mı bahsediyorsunuz?" Diye sordu.

Jeon, bu sözün ardından küçüğe sanki uzaylıya bakıyormuş gibi baktığında Tae, utançtan yerin dibine girmek istedi. Tabi ki de herkesin hakim olduğu bilgilere o fazlasıyla yabancıydı. "Kralım dinleyin" Dedi ardından cesaretini toplayıp. "Ben buralı değilim. Nasıl desem bilmiyorum zaten inanmazsınız da belki ama Tanrı şahit ben buralı değilim. Ben, ben sanki çok farklı bir evrenden geldim ya da rüya görüyorum bilmiyorum ama bahsettiğiniz kavramlar bile bana çok yabancı... " Tek nefeste söylediği uzun cümle, başının dönmesine neden olmuştu.

Ama bu baş dönmesinin gerçekleri yeniden hatırlaması mı yoksa nefesini fazla harcaması mı bilmiyordu. "Biliyorum." Taehyung, duyduğu kelime ile adeta taş kesildi. Kral kendisine inanmış mıydı? Ya da dalga mı geçiyordu? "A-anlamadım?"

"Biliyorum Kim. Senin aksine her şeyin farkındayım!"

Sevgilerle
-Lizzy phantomhive

Omega | TaekookWhere stories live. Discover now