Omega | Taekook

on bir

Merhaba

Nasılsınız?
On bir bölüm oldu artık Taekook takınlaşsın dediğinizi duyar gibiyim. Bence de artık yakınlaşma evresine geçsinler.

İyi okumalar...

###

Omega beynine balyoz  yemiş gibi hissettiğinde içinde fırtınalar kopmaya başlamıştı bile. Bir alfa bir omegaya kızgınlığının yaklaştığından bahsederse bu, onunla olmak istediği anlamına gelirdi.

Seni istiyorum, anlamına gelirdi.

Benim ol, anlamına gelirdi.

Omeganın kızgınlığı her ne kadar bitmiş olsa bile karşısında bulunan kırmızı gözler kasıklarına bir ağrının saplanmasına neden olmuştu. Keskindi kırmızılıklar. Kararlıydı. Sanki bu sözden sonra hiç pişman olmayacak gibiydi. Tabii olmazdı da.

O, Jeon Jungkook'un alfasıydı. Aklına ne eserse yapar, ne isterse anında alırdı. Gözü karaydı, çekinmez ve asla pişman olmazdı.
O alfaydı. Jeron'du.

Alfa yatakta duran omegaya doğru bir kaç adım daha attıp, eğildiğinde yüzleri birbirlerine o kadar yakındı ki  sıcak nefesleri dans etmeye başlamıştı.

Omega'nın esmer yanakları hafifçe kızarmış, bunu gören alfanın gözleri ise haddi olmayacak kadar fazla koyulaşmaya başlamıştı. Omeganın güzelliğinden çok etkileniyordu yalan yok.

O, omegadan her şeyden çok etkileniyordu!

"Kızardın." Dedi fısıltıyla. Omega ise kaçırdı gözlerini. Omega da etkileniyordu alfadan.
Belli ki duyguları karşılıklıydı.

Sidelya başını diğer tarafa çevirdiği an çenesine nazikçe dokunan parmaklar gözlerinin kocaman açmasına neden olmuştu. Bir kaç saniye sonra çenesinde duran el yardımıyla yüzü yeniden alfaya döndüğünde Jeron, gözleriyle resmen yemişti omegayı.

İrisleri önce omeganın maviliklerine sonra kırmızı yanaklarına, güzel burnuna ve en son kalın dudaklarına indiğinde içinde kükreyen bir aslan 'Hadi' diyordu. 'Hadi yapış şunun dudaklarına!'  Ama yapmadı.

Şuanlık...

"Gözlerin... Ateşi andırıyor." Diye fısıldadı omega. Çekindiği her halinden belliydi ama buna rağmen anlık gelen bir cesaret ile alfaya daha da yaklaşmış, gözlerinin ta içine bakmıştı.

"Seninkiler de derin bir okyanusu." Dedi Jeron hızla. "Yakıştı" dedi ardından. Bu ise omega için büyük bir kahkaha sebebiydi. "İyide hiç yakışmazlar ki." Diye soludu sidelya. Dudaklarını saran hafif tebessümle. Öyle içten bir gülüştü ki bu alfa gözlerine pembemsi dudaklara dikmiş hipnoz olmuş gibi duruyordu.
"Aksine," Dedi gözleri hala olduğu yerde sabit durarken.

"En çok onlar yakışır. Biz yakışırız."
İşte bu söz bardağı taşıran son damla olmuştu öyle ki alfa birden omeganın yanaklarını tutmuş, kendi soğuk dudaklarını sıcacık dudaklara bırakmıştı.

İki bedende gözlerini sakince kapatmış hem anın getirdiği şoku hemde yavaşlıklarını bir kenara atmaya çalışıyorlardı.

Omega şaşkınlığından dolayı başta karşılık vermese de en sonunda kendine gelmiş hızla dudaklarını oynatmaya başlamıştı.

Alfa, kafayı yemek üzereydi. Evet, omeganın tadının güzel olacağının  farkındaydı ama bu kadarını kendisi de beklemiyordu. Damarlarında akan kanı hızlandıkça hızlanmış, Jungkook'un bile bu durumdan büyük bir zevk almasına neden olmuştu.

Taehyung ise bir kenara çekilmiş alfanın tadından ziyade bir daha kralın yüzüne nasıl bakacağını düşünüyordu. Utanıyordu.

Alfa dudaklarının hızını olabildiğince arttırmış, kendisini derin bir öpücüğün içine atmıştı. Kanı kaynıyordu. Hem omeganın güzelliğinden, tadından hemde kızgınlığının yaklaşması alfanın hormonlarının hat safhada olmasına neden oluyordu.

Ve uzaktan onları izleyen bir kişi öylesine büyülenebilirdi ki iki bedenin bu görüntüsü karşısında, içinde asla tarifi olmayacak duygular oluşurdu. Çünkü alfa omegayı öyle bir tutmuştu ki aşık gibi, içi gider gibi, en nadide parçasıymış gibi... İki ruhum bedeni öyle bir oturmuştu ki birbirlerine herkes bu iki kişinin birbiri için yaratıldığını anlardı.

Alfanın başı artık dönmeye başladığında daha fazlası için kasıkları zonklamış, bir kolu hızla omeganın yatakta otururken gerilmiş sırtını bulmuştu. Omega, birden öne doğru çekildiğini hissettiğinde kılıç yarasının olduğu yer acımıştı.

Sidelya, hızla Jeron'u itip acıyla inlediğinde, alfa bedenini bir anda Jungkook'a, omega ise Taehyung'a bırakıp çekilmişlerdi.

Taehyung bir anda hissetiği acıyla belini tutmuş, çoktan dolan gözlerini umursamadan yüzünü buruşturmuştu.

Jungkook ise endişeli gözlerle küçüğüne bakmaya başlamıştı. Elini omeganın ince beline attığında Taehyung, krala bakmış, buluşturduğu yüzünü düzeltmişti.

"A-acımıyor ki." Demişti biraz önce ki öpüşme anları aklına geldiği için çekingenlikle.

"Sen çok alıştın acımıyor demeye."

"Yok. Acımıyor ki gerçekten."

"Tch, inan bana Kim. Çok acır." Kralın ağzından çıkan sözler küçüğün gözlerini kocaman açmış şaşkınlığından dolayı titrek bir sesle, "N-ne?" Demesine yol açmıştı. Ne yani şimdi kral da mı yaralanmıştı?

Taehyung ise bu düşüncesine lanetler etti. Kraldı o. Savaşa giriyordu, düşmanları vardı. Yaralanması çok normaldi.

Kral ise eğildiği yerden doğrulmuş, elini Omgadan çekmiş ve gözlerini odanın diğer taraflarında gezdirmişti.

"N-ne demek istediğinizi anlamadı-"
Taehyung'un sözlerinin yarım kalmasının en büyük  nedeni kalbiydi.

Kral, birden omegaya dönüp sözünü tamamlamasını beklemeden dudaklarına hızla yapıştığında, Taehyung'un sözlerinin ağzına geri tıkanmasını sağlamış, küçük olanın kalbi ise söyleyeceği tüm sözleri unutmasına neden olmuştu.

Altı üstü bir öpücüktü. Öyle şiddetli atılır mıydı? Yerinden çıkacak gibi. Heyecandan olduğu yerde tepiniyor gibi...

Aynı alfanın omegaya olan sert öpücüğü gibi Jungkook da Taehyung'a karşı sertti. Dudaklarını açıyor, oynatıyor ve dilini kullanmaktan hiç çekinmiyordu. Taehyung ise bu ufak gibi duran ama kalbini durduracak olan öpücükleri bittiğinde hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu.

Peri masalı bittiğinde hiç bir şey eskisi gibi olmazdı tabii...

###

Bölüm sonuuuu
Çok şükür bir yakınlaşma aşamasına girdiler.

Hatta yakınlaşmatı bırak BİR KERE BİLE SARILMADAN DAHA ÖPÜŞTÜLER.

Ayrıca 11 bölüm oldu ama Taehyung hala yeni görünümünü görmedi.

Diğer bölüm kendini görmesini sağlarım büyük bir ihtimal.

Ve veeeeee kralın kızgınlığı yaklaşıyor
Ehehehehe

Sevgilerle
-Lizzy Phamtomhive